Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/12/2019 tarih ve 2018/117 E. – 2019/449 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava konusu başvuru markası ile müvekkilinin markası arasında karıştırılma olasılığı bulunduğunu, dava konusu markanın yayınına itiraz ettiklerini, itirazın reddedildiğini, dava konusu markanın 16 ve 28. sınıflarda tescil edilmek istendiğini, davalının müvekkilinin markasının yazı karakterini kullandığını, müvekkilinin 1989’dan beri faaliyette bulunduğunu, … markasının alelade küçük bir dükkanın markası olmadığını, SMK 6(1)e göre, dava konusu markanın tescil edilemeyeceğini ileri sürerek dava konusu YİDK kararının iptaline ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilin 2000 yılında çocuk oyuncakları üretmek üzere yola çıkan … … Grubu’nun kreatif yönetim işlerini üstlenen bir bağlı şirket olduğunu, müvekkiline ait oyuncakların “… …..” olarak anıldığını, “…” ve “… …” markalarının 2015’ten beri …. … tescilli bulunduğunu, davacının markalarının benzer olmadığını, malların farklı bulunduğunu, davacının markanın kullanıldığı ispat etmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının “…” ibareli başvuru markası ile davacının “şekil+…” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil olarak benzerlik bulunmakla beraber davalı markasının kapsamında bırakılan 09 ve 28. sınıftaki malların davacı markası kapsamında bulunmaması nedeniyle mal benzerliği oluşmadığı, bu açıdan 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki iltibasın bulunmadığı, davalının marka başvurusunda davacının tanınmış olduğu iddia edilen markasından haksız yarar sağlanabileceği, onun itibarına zarar verebileceği veya onun ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceğinin somut delillerle kanıtlanmadığından 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesindeki tanınmışlık koşulunun da oluşmadığı, davalının marka başvurusunun haksız rekabet yaratmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, mahkemenin değerlendirmesinin yerinde olmadığını, markanın hitap ettiği kesimin düşük ve orta seviye tüketici olduğunu, benzerlik değerlendirmesinde bu hususun da dikkate alınması gerektiğini, müvekkili tarafından oyuncak ürünlerinin de satıldığını, markalar arasında bu anlamda sınıfsal benzerliğin de bulunduğunu markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik olduğunu, müvekkilinin markasının tanınmış olduğunu, müvekkilinin markasının tanınmışlığının zarar göreceğini, bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen ek rapor alınmadan hüküm kurulduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvurunun kapsamında yer alan 9. ve 28. sınıflardaki mallarla davacının itirazına mesnet markaların kapsamlarındaki 35. sınıfta yer alan genel nitelikteki perakendecilik hizmetleri arasında benzerlik olmadığı, davacının genel nitelikte perakendecilik hizmetlerinde tescilli markasını dava konusu başvuru kapsamındaki mallar üzerinde kullanılmasının da varılan sonucu değiştirmeyeceği, davacının markasının tanınmış olduğunu da ispat edemediği, davacının ticaret unvanı ve kötü niyete dayalı iddialarının da yerinde bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 10/02/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2022
….