Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/715 E. 2022/23 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/01/2020 tarih ve 2018/401 E. – 2020/1 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 32. sınıfa giren mallarda tescil ettirmek üzere yaptığı 2018/06544 numaralı “…+şekil” ibareli marka başvurusunun davalı Kurum tarafından SMK’nın 5/1-b ve c maddeleri uyarınca nihai olarak reddedildiğini, bu kararın haksız bulunduğunu, zira söz konusu başvurunun ayırt edici özelliği haiz bir marka olduğunu, markadaki “….” ve “…” şekillerinin markanın ayrılmaz bir parçası niteliğinde bulunduğunu ve markanın içinde önemli görsellik arz ettiklerini, markanın hem şekil unsurları hem de anlam bütünlüğü itibariyle ayırt edici özelliğe sahip olduğunu, davalı Kurumun dava konusu markaya benzer özellikleri haiz pek çok markayı ayırt edici bularak ve tanımlayıcı görmeyerek tescil ettiğini, dolayısıyla dava konusu başvurunun da tescil edilmesi gerektiğini ileri sürerek, YİDK’in… numaralı markanın tescil edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvurunun ayırt edici olmadığı gibi başvuru kapsamındaki bir kısım mallar yönünden de tanımlayıcı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu edilen… numaralı “…+Şekil” ibareli marka başvurusunun, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b bendi uyarınca marka olabilecek nitelikte ayırt edici olmadığı, anılan maddedeki mutlak red engelinin oluştuğu, yine dava konusu başvurunun üzerinde kullanılacağı emtia açısından doğrudan bir tanımlama yaptığı ve bu yüzden de 6769 sayılı SMK’nın 5/1-c bendi uyarınca tescil talebinin reddinin yerinde olduğu, davacının, markanın kullanım sonucu ayırt edici nitelik kazandığını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini, bilirkişilerin kendilerine verilen görevin dışına çıktıklarını ve bilirkişilik temel ilkelerini ihlal ettiklerini, müvekkili başvurusunun SMK’nın 5/1-b maddesi anlamında ayırt edici nitelikte bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu başvuruda yer alan şekli esas unsur olarak kullandığını, müvekkilinin markalarını şekil unsuru ile birlikte kullanması nedeniyle tüketiciler nezdinde yüksek ayırt ediciliğe sahip olduğunu, müvekkili başvurusunun kapsamındaki mallar yönünden tanımlayıcı da olmadığını, dava konusu başvurunun reddedilmesinin davalı Kurumun benzer marka başvurularında verdiği kararlarla da çeliştiğini, ayrıca müvekkilinin başvuru konusu ibareye kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandırdığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvuruyu oluşturan “…” ibaresinin, Almanya’da ortaya çıkan, biranın sadece şerbetçi otu, arpa maltı ve sudan yapılmasını öngören, “…” ya da “… ….” olarak yaygın biçimde bilinen bir yasayı ifade ettiği, buna göre dava konusu marka başvurusunun SMK’nın 5/1-b maddesi kapsamında ayırt edici nitelik taşımadığı gibi başvuru kapsamındaki mallar yönünden tanımlayıcı nitelik taşıdığı, bu nedenle SMK’nın 5/1-c maddesi koşullarının da oluştuğu, bu ibare dışında marka başvurusunda yer verilen şekil unsurlarının da, marka başvurusunda yer alan mallar gözetildiğinde başvuruya ayırt edilik katmadığı, başvuru konusu ibareye kullanım yoluyla ayırt edicilik kazandırıldığı iddiasının da ispat edilemediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 20/01/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2022