Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/693 E. 2022/162 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2020
NUMARASI : ……

DAVANIN KONUSU : … YİDK Marka Kararı İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesİ’nce verilen 14/01/2020 tarih ve 2019/103 E. – 2020/17 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin……+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2017/103600 kod numarasını alan başvuruya müvekkilinin itirazının, “…, …” emtiası için YİDK’nun 2018-M-10726 sayılı kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin “…” ibaresinin davalılardan …’in belirttiği gibi bir tatlı cinsi olmayıp, ürünün cinsini belirtmediğini, müvekkili şirketin “…” ibaresini kullanım sonucunda kendisi ile bütünleştirmiş olduğunu, dolayısıyla marka koruması altında bulunan “…” markasının ayırt ediciliğinin bulunduğunu, “…” ibaresinin “…, …” emtiası için cins, vasıf bildirmediğini, müvekkili şirketin “…” ibaresine kullanım sonucunda ayırt edicilik kazandırarak, söz konusu ibareyi kendisi ile bütünleştirdiğini, davalı … A.Ş.’nin marka başvurusunun tüm emtialar yönünden reddinin gerektiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, “… …/… …” ibaresinin bir tür sütlü tatlı ismi olduğunu ve markasal bir kelime olmadığını, somut davada iltibas şartlarının bulunmadığını, internette yapılan basit bir araştırma ile çok çeşitli … tatlısı tariflerinin çıktığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki çekişmeli 30. sınıftaki malların, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mallar ile aynı/aynı tür oldukları, “…” kelimesinin bir tür tatlı çeşidi ve cins adı olduğu, dolayısıyla davacının markalarının ayırt ediciliğinin, uyuşmazlık konusu yapılan mallar bakımından zayıf olması karşısında, dava konusu markadaki “…” ibaresinin, markaların birbirinden ayırt edilmesine imkân tanıdığı ve markalar arasında iltibas ihtimalinin mevcut olmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığından, tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, “…” diye bir tatlının olmadığını, bu ibarenin geçtiği markaların “…, …” ürününde karışmayacağının söylenmesinin, müvekkilinin bu marka ile yarattığı güvenden haksız yararlanılması sonucunu doğuracağını, dolayısıyla tarafların markalarının arasında “…, …” emtiası yönünden de karıştırma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali, hükümsüzlük istemine
ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve “…” ibaresinin gerek dünyada gerekse de Türkiye’de bilinen ve yaygın olarak kullanılan bir sütlü tatlı çeşidinin adı olduğunun, mahkemece görüşüne başvurulan ve aralarında gıda mühendisinin de bulunduğu uzman bilirkişi heyet incelemesi ile tespit edildiği, bu durum karşısında mahkemece, “…” ibaresinin zayıf kabul edilip, davalı tarafça bu ibareye “…” ibaresinin eklenmesiyle yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı sonucuna varılmasında ve davacı markaları ile “… … …+şekil” ibareli davalı başvurusu arasında, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 17/02/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/02/2022
…..

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.