Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
…..
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
……
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/12/2019
NUMARASI :…..
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 25/12/2019 tarih ve 2018/216 E. – 2019/486 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin markasının ayırt edici olduğunu, her iki şirketin farklı alanlarda faaliyet gösterdiği dikkate alındığında markaların karıştırma ve iltibas yaratmasının söz konusu bulunmadığını, “…” ibaresinin müvekkilinin ticari unvanı olduğunu, 20 yıla yakın bir süredir elektrik sektöründe ve faaliyet alanlarında zaten … ismini kullandıklarını ve bu isimle tanındıklarını, müvekkili şirketin markasının itiraza gerekçe gösterilen markalarla karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer olmadığını ileri sürerek YİDK’nın 13.03.2018 tarih ve …. sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilinin 1973 yılından bugüne kadar verdiği yoğun emek, zaman ve tanıtım faaliyetleri sonucunda … markasını meşhur ve maruf hale getirdiğini, müvekkilinin … kelimesini kendi ticaret unvanında kullanmasının yanı sıra ,,,,…..com.tr gibi online alışveriş sitesine ait domain adreslerinde de kullandığını, müvekkiline ait … ibareli birçok seri marka olduğunu, davacıya ait “… +şekil” ibareli markanın müvekkiline ait “…” markasına benzetilmeye çalıştığını, … ibaresinin ön plana çıkarıldığının açık olduğunu, ilgili markanın karıştırılma ihtimalinin mevcut bulunduğunu, müvekkiline ait … markasının tanınmış bir marka olduğunu davanın bu sebeple de reddi gerektiğini, … markasının Türkiye’de yıllardan beridir müvekkili tarafından kullanıldığını, geniş satış ağı ve yoğun reklam kampanyaları sonucu 45 yılı aşkın sürede müvekkilince meşhur ve maruf hale getirildiğini ve ulaştığı tanınmışlık seviyesi sayesinde tanınmış marka olarak kabul edildiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “……..” ibareli marka başvurusuyla davalı Şirketin “…” ibareli markası arasında “Malzemelerin montajı (üçüncü şahıslar adına) hizmetleri” açısından görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, davacının marka başvurusunda yer alan “…” daki “…” ibaresinin yeşil ve koyu renk seçimi yapılarak sanki … markasına vurgu yaptığı izlenimi doğduğu, bu açıdan baskın unsurun … olduğunun görüleceği, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporunun haklılıklarını ortaya koyduğunu, mahkemenin yeterli inceleme yapmadığını, müvekkilinin ticaret ünvanının olduğunu ve bunu yıllardır kullandığını, markaların benzer olmadığını, ayırt edicilik bulunduğunu, kararın yerinde olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu, davacının “…… ibareli marka başvurusu ile davalı Şirketin itirazına mesnet gösterdiği “…” ibareli markası arasında, başvuru kapsamındaki mallar/hizmetler için, görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 20/01/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/01/2022
….
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.