Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2018
NUMARASI :…
DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/11/2018 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ile davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin sektöründe Türkiye’nin önde gelen işletmelerinden biri olduğunu, sahip olduğu markaları ile dünya çapında tanınır hale geldiğini, davalı Şirketin…. sayılı “….” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkilince adına tescilli … sayılı … sayılı “… sayılı “…” ve … sayılı “…” ibareli markalara dayalı olarak bu başvuruya yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu marka başvurusu ile müvekkili markaları arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, markaların aynı mal ve hizmetleri kapsadığını, dolayısıyla markaların halk tarafından karıştırılma ihtimali bulunduğunu, dava konusu başvurunun tescil edilmesi durumunda bu markayı taşıyan ürünlerin müvekkili bünyesindeki herhangi bir ürün olarak veya müvekkili ile davalı arasında idari/ekonomik bir bağ olduğu şeklinde algılanacağını, müvekkili markalarının tanınmış olduklarını, bu nedenle dava konusu başvurunun, 556 sayılı KHK’nın 8/4. maddesi ile …. hükümlerine göre de reddedilmesi gerektiğini, davalı tarafın sınırsız seçim özgürlüğü var iken müvekkili markalarının esas unsuru olarak kullanılan ibareleri aynı mal ve hizmetler için kullanmasının iyi niyet ile bağdaşmadığını ileri sürerek …’in…. sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, davacının “….” şeklinde tek başına bir markasının bulunmadığını, “….” ibarelerini içerir pek çok tescilli marka bulunduğunu, dava konusu marka başvurusunda bulunan ibarelerin, günlük dile yerleşik kavramlar olduğunu, bir markayla sıkı sıkıya özdeşleşebilecek ve dolayısıyla iltibasa sebebiyet verebilecek ibareler olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalının …..” ibareli marka başvurusu ile davacının…. sayılı “…şeklindeki markaları arasında, dava konusu başvuru kapsamında yer alan 29. sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri” malları ile 35. sınıfta yer alan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel ve sescil olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, her iki markanın aynı işletmenin markası ve idari-ekonomik anlamda bağlantılı bir işletme markaları olarak algılanabileceği, bu mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu, diğer kısımlar yönünden ise iltibas koşulunun oluşmadığı, davacı tarafın markasının tanınmışlığını ispat edemediği, davalıya ait marka başvurusunun kötü niyetli bulunduğu iddiasının da kanıtlanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, … sayılı … kararının, 29. sınıftaki “Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Süt ve süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri” malları ile 35. sınıfta yer alan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalat-ihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri. mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)” hizmetleri yönünden iptaline, bu mal ve hizmetler yönünden markanın hükümsüzlüğüne, diğer kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin düşük olduğunu, davacının “…” ibareli markasıyla da müvekkili markasının iltibasa yol açmayacağını, marka kapsamlarının da benzer olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, … kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde; Dava konusu başvuru, düz beyaz zemin üzerine özel bir yazı biçimi ve yeşil renkle yazılmış “….. ibarelerinden oluşmaktadır. Öncelikle taraf markalarında ortak olan “…” ibaresinin ayırt ediciliği zayıf olduğundan, bu ibarenin ortaklığı nedeniyle markaların karıştırılması mümkün değildir. Yine davacının “…” ibareli markası söz konusu olup, aynı ibareye dava konusu başvuruda da yer verilmiş ise de dava konusu başvurunun, üç cümleden oluşan ve tüketiciye tavsiye niteliğinde bir slogan niteliğinde olması, “…” ibaresinin, dava konusu başvuruda ön plana çıkan veya markanın esas unsuru olarak kullanılan bir ibare olmaktan ziyade, sloganın bir parçası ve tamamlayıcı ifadesi olarak kullanılması gözetildiğinde, davacının itirazına mesnet markalarla dava konusu başvuru arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik olmadığı kanaatine varılmıştır. Diğer bir deyişle, taraf markalarında ortak olarak bulunan ibarelerin açık olarak dava konusu markanın bütünsel olarak oluşturduğu algıya hakim olmaması, bunların markalarda sloganı tamamlayıcı bir unsur olarak kullanılmış olması, başvuruda özel bir yazım biçimi ile farklı renklere yer verilmesi bir arada değerlendirildiğinde, markaların görsel, anlamsal ve bir bütün olarak bıraktığı izlenim yönünden benzer olmadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Bu itibarla, her ne kadar taraf markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetler arasında benzerlik mevcut ise de yukarıda açıklanan nedenlerle marka işaretleri arasında benzerlik görülmediğinden, ilk derece mahkemesince somut olayda 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi koşullarının oluşmadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Her ne kadar davacı tarafça tanınmışlık ve kötü niyet vakıalarına da dayanılmış ise de ilk derece mahkemesince bu iddialarının kanıtlanamadığı kabul edilmiş, davacı yanca da bu yönden istinaf kanun yoluna başvurulmamış olduğundan, Dairemizce bu yönlerden bir değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir.
HMK.’nın 353/1-b-2. maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden Dairemizce davalılar vekillerinin istinaf başvurularının açıklanan nedenlerle kabulü ile HMK.’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ile davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/11/2018 gün ve…. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan takdiren 5.900,00 TL maktu vekaletin ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı Şirket tarafından istinaf aşamasında yapılan 33,50 TL posta masrafından oluşan yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı Şirkete verilmesine,
7-Davalı … tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yapılan bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
9-Davalılar tarafından istinaf başvurusunda ayrı ayrı peşin olarak yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalılara ayrı ayrı iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2021
Başkan
…
Üye
…
Üye
…
Katip
…