Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/679 E. 2022/95 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/10/2016
NUMARASI ……

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararı İptali, Tescil

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/10/2016 tarih ve 2015/386 E. – 2016/284 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin 09, 38, 42. sınıflarda … sayılı “… …” ibareli marka tescil başvurusunun, YİDK’nun… sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 7/1-a ve c bentleri uyarınca kısmen reddedildiğini, oysa “… …” veya “… …., teknolojik araçlar ile donatılmış, yeni nesil evlerin tanımlanması amacıyla kullanılan bir ifade olduğunu, başvuru kapsamından çıkarılan mal ve hizmetler bakımından, örneğin 9. sınıf kapsamındaki ……” kavramının ayırt edici bulunduğunu, teknolojiyi çağrıştıran her kavramın her teknolojik sınıf için cins, emtia veya vasıf bildirici nitelikte olduğunun kabul edilemeyeceğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve marka başvurularının çıkartılan tüm emtialar yönünden müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … …vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu marka başvurusunun 556 sayılı KHK m. 7/1-a anlamında soyut ayırt edicilik vasfının bulunduğu, ancak başvuru kapsamından çıkarılan mal/hizmetler yönünden somut ayırt ediciliğinin bulunmadığı ve 556 sayılı KHK m. 7/1-c anlamında tescil engelinin bulunduğu, dava konusu marka başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7/son kapsamında kullanımla ayırt edicilik kazandığına ilişkin herhangi bir delil sunulmadığından, 556 sayılı KHK m. 7/1-c anlamında mevcut olan tescil engellerinin ortadan kalkmadığı, dosya muhteviyatında, davacının marka başvurusunda bulunduğu “… …” ibaresinin eskiye dayalı kullanım ve bu suretle markanın tanınmış hâle getirildiğini ispata yarayan bir belgenin bulunmadığından, bu hususta ayrıca bir değerlendirme yapılmasına gerek olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili tarafından tescili talep edilen “… …” ibaresinin, tescil edilmek istenen ürün ve hizmetler bakımından 556 sayılı KHK m.7/1-a ve c bendi uyarınca ayırt edici niteliğe sahip olduğunu, markanın Türkçe anlamının “… ….” olup, bu kavramın sadece mimarlık ve inşaat mühendisliği alanında bir emtia, vasıf, nitelik ve cins ifadesi olarak kullanıldığını, teknolojiyi çağrıştıran her kavramın, her teknolojik sınıf için cins, emtia veya vasıf bildirici nitelikte olduğunun kabul edilemeyeceğini, yapı dışındaki mal ve hizmetler için yabancı ve ayırt edici olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve “…” ibaresinin “…” anlamına gelip, bilişim ve telekomünikasyon sektöründe, örneğin “… …” gibi, üzerinde kullanılan cihazın sıradan olandan daha gelişmiş bulunduğunu belirtmek için yaygın olarak kullanıldığı, “…” ibaresinin “…” anlamına geldiği, anılan kelimelerin bir araya getirilmesiyle oluşturulan dava konusu “… …” ibaresinin, gerçek tasviri anlamından uzaklaşarak farklı bir algı yaratmadığı, bir bütün halinde “… …” anlamına gelen bu ibarenin, kullanılan tüm donanımların tek merkezden kontrolü sayesinde, insanların evlerinde daha rahat, daha konforlu, daha güvenli, daha tasarruflu şekilde yaşamalarını sağlayan, bunun için de birçok otomasyonun kullanıldığı, merkezi komuta ve alarm sistemlerinin bulunduğu, tek bir buluşu veya düzeneği değil, otomasyona dayalı bileşkeler bütününü ifade ettiği, dolayısıyla başvuru kapsamında yer alan ve reddedilen 9. sınıftaki mallar yönünden cins ve kullanım amacını gösterdiğinden, 556 sayılı KHK.’nın 7/1-c maddesi uyarınca markada münhasır esas unsur olarak kullanılamayacağı, davacının anılan ibareyi 556 sayılı KHK.’nın 7/1-son maddesi uyarınca kullanım yoluyla ayırt edici hale getirdiğini ise ispatlayamadığı, Yargıtay 11. HD.’nin 16.10.2017 tarih ve 2016/3539 E.- 2017/5347 K. ve 12.03.2018 tarih ve 2016/8510 E.- 2018/1875 K. sayılı ilamlarının da bu yönde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı vekili tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 04/02/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/02/2022

….