Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/668 E. 2021/1710 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/01/2020
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat, Menfi Tespit

Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 28/01/2020 tarih ve 2015/830 E. – 2020/57 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, taraflar arasında düzenlenen 09/09/2015 tarihli sözleşme ile davalının limana yanaşan gemideki mülkiyeti müvekkiline ait boruların 5 gün içerisinde “….araçlarına yüklenmesi işini üstlendiğini, sözleşme bedelinin tamamının ödenmesine karşın davalının 30 günlük süreyi geçirerek bir kısım boruları nezdinde tuttuğunu ve ardiye parası talep ettiğini, oysa sözleşme kapsamında ödenen bedelin 30 günlük bekleme ücretini de kapsadığını ileri sürerek, boruların 5 gün içerisinde taşıma işleminin bitirilememiş olması sebebiyle fazladan ödenmek zorunda kalınan kalemlere istinaden şimdilik 4.600 USD’nin 12/10/2015 tarihinden itibaren faiziyle, davalı tarafından taşınma esnasında hasara uğratılan borulara ilişkin olarak şimdilik 3.000 USD +KDV’nin davalıdan tahsiline, ardiye ücreti olarak talep edilen 25.000 USD borçlu olmadığının tespitine ve davalı uhdesinde haksız olarak tutulmakta olan boruların müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, boruların liman işletmesi tarafından 10 gün içerisinde boşaltılabildiğini, boruların boşaltılmasının 10/09/2015 gününden başlanılarak 20/09/2015 tarihinde tamamlandığını, hava şartları, pazar günleri ve araya giren … Bayramı nedeniyle çalışma yapılamadığını, 20/09/2015 tarihinden 22/10/2015 tarihine kadar çalışılamayan pazar ve bayram günleri çıkarıldıktan sonra fiilen 28 günlük yükleme yapıldığını, 09/10/2015 tarihinden sonraki günlere ait ardiye ücretinin ödenmesi gerektiğini, 215.000,00 TL kesin ve süresiz banka teminat mektubu veya nakit ibrazı durumunda sahada mevcut tüm borular ile 1 adet sandığın davacılara derhal teslim edileceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı taşıyanın, boruların boşaltılmasının, 10/09/2015 gününden başlanılarak 20/09/2015 tarihinde tamamlandığını kabul ettiği, sözleşmenin 14’üncü maddesine göre taşıma tarihi 09/09/2015 olup, sözleşmenin 15’inci maddesine göre en fazla 5 gün içerisinde nakliyenin gerçekleşmesi gerektiği, boşaltmada gecikme bulunduğu, davalı taşıyanın da cevabi ihtarnamesinde gecikmeyi kabul ettiğini ve hasarı ödeyeceğini bildirdiği, davalı taşıyanın 5 günlük gecikme nedeniyle zarardan sorumlu olduğu, dava dilekçesinde 5 günlük gecikme ile ilgili 4.600 USD istendiği, davacı talebinin haklı bulunduğu, davalının, pazar günleri ve araya giren Kurban Bayramı nedeniyle çalışma yapılamadığını, 20/09/2015 tarihinden 22/10/2015 tarihine kadar çalışılamayan pazar ve bayram günleri çıkarıldıktan sonra fiilen 28 günlük yükleme yapıldığını kabul ettiği, yanlar arasında yapılan ve onları bağlayan sözleşmede (30 gün) belirlendiği, süre iş günü olmadığından, davalı taşıyanın savunmasının yerinde olmadığı, davalının kendi beyanıyla 28 günde taşıma yapabildiğine göre pazar günleri veya Kurban Bayramında çalışmamasının kendi kusuru olduğu, dolayısıyla davalı taşıyanın ardiye bedeli olarak 25.000 USD talebinin yerinde olmadığı, davacı taşıtanın 25.000 USD borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiği, davalı taşıyanın dava konusu boruları ardiye ücreti karşılığı hapis hakkı kullanarak iade etmediği, açıklanan nedenlerle ardiye ücreti talebi ve buna bağlı olarak boruların elde tutulmasının haklı olmadığı, boruların hasara uğraması nedeniyle davacının 380,48 USD talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, boruların 5 gün içerisinde taşıma işleminin bitirilememiş olması sebebiyle, fazladan ödenmek zorunda kalınan kalem için 4.600 USD alacak yönünden 2.200 USD’nin 03/12/2015 dava tarihinden itibaren USD’ye uygulanan yıllık en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 2.400 USD’nin ise 12/10/2015 temerrüt tarihinden itibaren USD’ye uygulanan yıllık en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı tarafından taşınma esnasında hasara uğratılan borular yönünden 2 adet DN 900’lük boru için hasar miktarı ispatlanamadığından istemin reddine, 1 adet boru DN 400’lük için 285,36 USD ve 2 boru DN 400’lük için 95,12 USD hasar bulunduğu anlaşıldığından toplam 380,48 USD’nin 12/10/2015 temerrüt tarihinden itibaren USD’ye uygulanan yıllık en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, dava konusu edilen 09/09/2015 tarihli nakliye sözleşmesi kapsamında ardiye ücreti nedeniyle davacının davalıya 25.000 USD borçlu olmadığının tespitine, davalı uhdesinde haksız olarak tutulduğu anlaşılan boru ve sandıkların davacıya iadesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmenin 12. maddesinde, toplam ücretin belirlendiğini ve ücrete 30 günlük bekleme ücretinin dahil olduğunun düzenlendiğini, bu düzenlemenin yorumunun hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan bir konu olduğunu, bu hükmün yanlış değerlendirilerek tüm boruların 30 günde tamamen yükletilip nihai varma sahasına gönderileceğinin taahhüt edildiğinin kabul edildiğini, oysa müvekkilinin tüm gelen boruların en fazla 30 gün içerisinde başka bir nakliyeci firmaya ait tırlara yüklenip tamamen nihai varma yerine göndermeyi taahhüt etmediğini, yüklemenin 30 günü aşması halinde 30 günü aşan ardiye ücretinin müvekkiline ait olmayacağının ifade edildiğini, dava dışı taşıyıcı firmanın temin ettiği tırlardaki sorunlar nedeni ile boru sevkiyatında meydana gelen gecikmelerden müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, 20/09/2015 tarihinden 22/10/2015 tarihine kadar geçen 32 günlük süre içerisinde 4 günlük Bayram Tatili düşüldüğünde 28 günlük çalışmada 250 tır yüklenip son varma yerine gönderildiğini, son yükün alındığı tarih olan 25/01/2016 tarihine kadar ardiye ücretlerinin ödenmesi gerektiğini ve müvekkilinin sadece 30 günlük ardiye ücretini üstlendiğini, müvekkilinin gemi ile gelen boruların 5 gün içinde liman sahasından … sahasına taşınması taahhüdünü aynen kabul ettiğini ve liman idaresi tarafından davacıya tahakkuk ettirilen 2400-USD’lik bekleme ücreti ile gözetleme şirketinin 2200-USD’lik yevmiye ücret farklarına herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu gecikmeden doğan zararları ödeyeceğini davacıya ödemeyi kabul ettiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, menfi tespit talebi ile boru malzemelerinin davacıya iadesine talebinin reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taraflara arasındaki sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan maddi tazminat ile menfi tespit istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, taraflar arasında imzalanan 09.09.2015 tarihli sözleşme ile mülkiyeti davacıya ait boruların 5 gün içerisinde davalı tarafından limandan İskenderun’da bulunan ardiyeye taşınması ve 30 gün içerisinde de dava dışı şirketin araçlarına yüklemesi işinin üstlenildiği, sözleşmede belirlenen iş bedeline 30 gün sahada bekleme ücretinin de dahil olduğu, iş bedelinin de davacı tarafından ödendiği, taşınan borularda meydana gelen hasara ve taşımadaki gecikme nedeniyle davacı tarafından ödenen bedellere ilişkin davalının bir itirazının olmadığı, bu hususun davalı tarafından gönderilen 16.11.2015 tarihli ihtarnamede de belirtildiği, ardiye ücreti yönünden ise davalının hava şartları, pazar günleri ve araya giren Kurban Bayramı nedeniyle çalışma yapılamadığını savunduğu, oysa taraflar arasında düzenlenen sözleşmede sürenin iş günü olarak belirlenmediği, dolayısıyla bu savunmanın yerinde olmadığı, yine davalı savunmasının aksine tüm boruların 30 gün içinde davalı tarafından dava dışı şirkete ait araca yüklenmesinin üstlenildiği, davalının pazar günleri veya Kurban Bayramında çalışmamasının kendi kusuru olduğu, bu itibarla davalının ardiye ücreti talebinin yerinde bulunmadığı, buna bağlı olarak davalı tarafından boruların elde tutulmasının da haklı olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gereken 47.454,57 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 12.100,48 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 35.354,09 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdesinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2022

….