Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/654 E. 2022/88 K. 04.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : FSEK’na Dayalı Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/10/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, yayım hakkı müvekkiline ait olan 2002-2012 yılları arasında yapılan ….sınavlarında kullanılan test sorulanın 5846 sayılı Yasanın 21 ve 25. maddelerine aykırı şekilde davalı yayınevince yayımlanarak umuma arz edildiğini ileri sürerek, FSEK’nın 70/2 maddesi uyarınca 100,00 TL maddi tazminatın ve 70/2 ve 70/3 gereğince temin edilen karın iadesini, ancak karın telif sözleşmesi tutarının üç katından az olması halinde ise farazi sözleşme yapılması halinde talep edilecek rayiç bedelinin üç katının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 20.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile telif tazminatı miktarını 482.370,00 TL’na yükseltmiş ve anılan meblağın basım tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, davacı kuruluşun aktif husumet ehliyetinin olmadığını, davanın HMK 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, talebin haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, yayım hakkı davacıya ait olan ve Türkiye genelinde değişik tarihlerde gerçekleştirilen … Seçme Sınavları) ile YDS Sınavlarında kullanılan test sorularının, davalı yayınevi tarafından “intihal” yöntemiyle toplam (11) eserde yayımlandığı, davacı yanın davalıdan FSEK m. 68 uyarınca 3 x 160.790,00 = 482.370,00 TL tutarında telif tazminatı isteyebileceği, davalı yayınevinin FSEK m.70 uyarınca olası karının 2.293.200,00 x %15=343.980,00 TL olduğu, somut olayda temin edilen karın FSEK m. 68 uyarınca hesaplanan tazminattan daha az olduğundan, davacı kuruluşun mali haklar tazminatı olarak davalıdan sadece FSEK m. 68 uyarınca 482.370,00 TL istemesinin olanaklı bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, dava konusu yapılan dava dilekçesinde yer alan 8 adet 2002/2012 yılları arası KPSS lisans alan bilgisi, 2012 yılı KPSS ortaöğretim-önlisans, 2009/2012 yılları arası … … Personel ve Lisansüstü Eğitime Giriş Sınavı (Sonbahar dönemi), 2009/2013 yılları arası …., 2009-2013 yılları arası ….(9 farklı çeşit) davacıya ait esere davalı tarafından yapılan tecavüzün men’ine, FSEK 68/1 maddesi uyarınca 482.370,00 TL telif tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, 5846 sayılı Kanun’da telif ücretlerinin hangi sürelerle alınacağına dair hükmün bulunmadığını, bu nedenle 6098 sayılı Kanun’un m.146 hükmü gereğince, geriye dönük 10 yılın telif ücretinin alınabileceğini, söz konusu talepten vazgeçmediklerinden işbu davayı açtıklarını, tazminat alacaklarının zamanaşımına uğramamış olup, tazminat için belirlenen kesin sürenin uygulanmasının gerektiğini, yine 5846 sayılı FSEK’in 66. maddesi gereğince manevi ve mali hakları tecavüze uğrayan kimsenin tecavüz edene karşı tecavüzün ref’ini, 69. maddesi gereği muhtemel tecavüzün önlenmesini isteyebileceğini, müvekkilinin tüm taleplerinin kabulünün gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, …’nin mali haklarına sahip olduğu davaya konu sınavlardan bir kısmının 2005-2012 yıllarına ait sınavlar olduğunu ve bu sınav soruları için telif ücreti ödenmesinin söz konusu olmadığını, müvekkiline ait yayınlarda … tarafından yapılan protokoller karşılığında mali hakları süreli olarak devredilen bu sınav sorularının tamamının blok halinde kullanılmadığını, buna rağmen bilirkişi heyetince … tarifesindeki rakamın olduğu gibi alınarak hesaplama yapıldığını, müvekkilince 09.06.2016 tarihli noter ihbarnamesi keşide edilerek, davalıdan telif ücretlerinin hesaplanarak bildirilmesinin talep edildiğini, … tarafından bu ihtara cevap verilmediğini, dava açıldıktan sonra dahi 16.01.2018 tarihinde sulh olma iradelerinin davacı kuruma iletildiği halde bir sonuç alınamadığını, mahkemece müvekkilinin tüm bu iyi niyetinin nazara alınmadığı gibi dava tarihinden itibaren faize hükmedilerek, bir kamu kurumu olan …’nin haksız kazanç elde etmesinin de önünün açıldığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, FSEK’na dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davalı tarafça yayımlanan toplam (11) eserde, davacının eser sahibi olduğu sınav sorularının intihal edildiğinin sabit bulunduğu, bu durum karşısında mahkemece davalı tarafça yayımlanan sınav sorularının yayım yılı, kullanım süresi ve davacının tarifelerinde belirtilen birim telif ücretleri esas alınarak, FSEK 68/1 maddesi uyarınca 482.370,00 TL telif tazminatının belirlenmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, her ne kadar FSEK 68. maddesi kapsamında tazminat talep edildiği durumlarda, mahkemece verilen hüküm ile artık hak sahibi ile ihlalde bulunan kişi arasında farazi bir sözleşme ilişkisi kurulduğu kabul edildiğinden, davacının men talebinin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de, davalı tarafça bu konuda hiçbir istinaf itirazında bulunulmaması karşısında, mahkemece yapılan bu yanlışlığın, Dairemizce kararın kaldırılması nedeni yapılamadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 26,30 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalıdan alınması gereken 32.950,69 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda yatırılan 8.386,60 TL istinaf karar harcının mahsubu ile bakiye 24.564,09 TL ile istinaf kanun yoluna başvurma harcı 220,70 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 04/02/2022 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/02/2022