Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/653 E. 2021/1717 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2020
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/02/2020 tarih ve 2019/215 E. – 2020/74 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ,müvekkili şirketin…. sayılı ve “…”, “…”, “…”, “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…+şekil” ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin 1971 yılında … ABD’de kurulmuş ve dünyada pek çok yerde haftada milyonlarca tüketicinin ziyaret ettiği özel kahveler üreten, satışa sunan ve markalaştıran, dünyada lider konumunda şirketlerden biri olduğunu, … markasının müvekkili tarafından yaratıldığını, söz konusu marka altında bir çeşit buzlu içeceğin satışa sunulduğunu, bu içeceğin dünyanın pek çok yerinde oldukça sevilen sıklıkla tüketilen popüler bir içecek haline geldiğini, davaya konu marka başvurusunun … ibaresinde oluştuğunu ve davacının markaları ile karıştırılma ihtimali doğurduğunu, markalar arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu markaların kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin de aynı/benzer olduğunu, markaların baş harfleri … dışında tüm harflerin aynı bulunduğunu, davacının … markasının Paris sözleşmesi kapsamında tanınmış marka olduğunu ve davalının markasının tescili halinde davacının markasının tanınmışlığının zarar göreceğini, markanın sulandırılmasına neden olacağını, diğer yandan davacının menüsü dışında yer alsa da davacı ile özdeşleşmiş başka bir markanın daha bulunduğunu, …’ın evcil hayvan sahiplerine talep halinde süt köpüğü verdiğini ve bu ürünün isminin de … olarak bilindiğini, davalının söz konusu marka başvurusunun anılan marka ile de ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu dava konusu marka başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek … YİDK’nun 2019-M-2072 sayılı kararın iptali ile dava konusu 2017/119949 başvuru numaralı “…+şekil” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaların; markalar arasındaki farklılığın markaların başlangıç kısmında olması, ortalama tüketicilerin markaların başlangıç kısmındaki farklılıkların rahatlıkla farkına varabilecek nitelikte olması, markaların muhtemelen …’dan esinlenmiş markalar olması ve markaların bütün olarak birbirinden farklı olarak algılanması hususları da dikkate alındığında ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırma ihtimaline yol açabilecek derecede benzer olmadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının itirazına mesnet markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile dava konusu başvuru kapsamında bulunan 30.sınıf malların tamamı ile 43.sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri.” mal ve hizmetleri arasında benzerlik olduğu ancak marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığı, zira, davacının … ibareli markaları ile davalının … ibareli marka başvurusu karşılaştırıldığında markaların anlamsal olarak bir karşılıkları bulunmadığından kavramsal bir benzerlikten bahsetmenin mümkün bulunmadığı, davalının dava konusu marka başvurusunda şekil unsuru yer almakla birlikte, davacının markalarında şekil unsuru yer almadığından markalar arasında şekilsel olarak da bir benzerlik olmadığı, öte yandan sesçil olarak markalar değerlendirildiğinde markaların –… şeklindeki harfleri benzer olmakla birlikte markaların…. sesleri ile başlamasının markaları sesçil olarak da farklılaştırıdığı, soldan sağa okuma ilkesi çerçevesinde markaların farklı seslerle başlaması sonraki seslerin benzerliğini bertaraf ettiği, tarafların markalarının emtia listelerinde yer alan kahve, kahve ve kakao esaslı içecekler dikkate alındığında; bir çeşit kahve içerikli içecek olan …’yu uyandırdığı için markaların bu içecekten yola çıkarak oluşturulan farklı markalar olduğunun ortalama tüketici zihninde oluşabileceği ve markaların bu yolla da ayırt edilebileceği, davacının markasının kahve esaslı bir içecek olan … ve … ibarelerinin birleştirilmesinden oluştuğu düşünüldüğünde de ülkemizde … ve cappucino diye iki farklı içecek ürünü olduğunun bilinmesi nedeni ile davacı yan markasını oluşturan bu ibarelerin farklı versiyonlarının kullanımını gerekçe göstererek benzerlik iddiasının kabulünün de uygun olmayacağı, davacının dava dilekçesinde “…’ın evcil hayvan sahiplerine talep halinde süt köpüğü verdiğini ve bu ürünün isminin de … olarak bilindiği” açıklamasıyla kendisinin … adı ile satışa arzını gerçekleştirdiği ürünle davalı yan markasının benzerliğini ileri sürdüğünü, ancak bu ibare marka olarak tescilli olmadığı gibi Türkiye’de bu ibarenin geniş bir kesim tarafından bilindiğinden de bahsedilemeyeceği, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi bulunmadığından tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı, davalı şirketin kötü niyetli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, ilk derece mahkemesi kararında hukuki bir değerlendirme yapılmadığını, bilirkişi raporunun alıntılanarak oluşturulduğunu, bilirkişi raporunda delillerinin incelenmediğini, müvekkili şirketin 1971 yılında … ABD’de kurulmuş ve dünyada pek çok yerde haftada milyonlarca tüketicinin ziyaret ettiği özel kahveler üreten, satışa sunan ve markalaştıran bugün dünyanın lider konumundaki şirketlerden biri olduğunu; davacı şirketin yarattığı markalardan birinin de … markası olduğunu; söz konusu marka altında bir çeşit buzlu içecek satışa sunulduğunu, bu içeceğin dünyanın pek çok yerinde oldukça sevilen sıklıkla tüketilen popüler bir içecek haline geldiğini, dava konusu marka ile itirazına mesnet markaları arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğunu, markların ayırt edilmeyeck derecede benzer olduğunu, … ‘nun geleneksel cappucino içeçeğinde çok farklı olduğunu, müvekkilinin anılan marka ile sunduğu ürünlerinin … ve … kelimeleri ile ilgili bulunmadığını, bu hali müvekkili markalarının ayırt ediciliğinin çok yüksek olduğunu, diğer taraftan tarafların marka kapsamları tam olarak örtüştüğünden markaların karıştırılma ihtimalinin kaçınılmaz bulunduğunu, müvekkili markalarının tanınmış olduğunu ancak mahkemece bu hususun değerlendirilmediğini, somut olayda SMK’nın 6/5 maddesindeki koşullarında oluştuğunu, davalının kötü niyetli bulunduğunu, davalı şirketin müvekkilinin tanınmış markaları ile benzer marka başvurusunda bulunmasının tesadüf olduğunun söylenemeyeceğini , davalı şirketin müvekkili markalarının tanınmışlığından faydalanmak niyetinde olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “ …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı,marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından aynı Kanun’un 6/5 maddesi koşullarının da somut olayda bulunmadığı, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40.TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH :18/01/2022