Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/640 E. 2021/1726 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
,,,,
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/11/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/11/2019 tarih ve 2017/115 E. – 2019/742 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin … …. arsa sahibi ve yapımcısı olduğunu, davalının bu siteden daire satın aldığını, dairenin süresinden önce davalıya teslim edildiğini, davalının evine taşınır taşınmaz davacı …, … internet sitesindeki sohbet odalarında ve … oluşturduğu “… hak sahipleri platformu” hesabı ile genel ve yerel bazlı sosyal medya hesaplarında kötüleme faaliyetine başladığını, müvekkilinin projesi ve ticari faaliyetleri hakkında gerçeğe aykırı iddialar ileri sürdüğünü, davacı … sektör ve müşteri çevresinde maddi ve manevi zarara uğrattığını, blok temsilcisi seçilmek amacı ile sitedeki kat maliklerini dolaşarak şirketi ve siteyi kötülediğini, davalının 2015 yılı başından bu yana yaptığı karalama ve kötüleme kampanyası sonucu davacı Şirketin satışlarının düştüğünü, maddi zararının oluştuğunu, yeni projesinin bundan etkilendiğini, davacının eylem ve söylemlerinin TTK 54 ve 55. maddelerinde düzenlenen haksız rekabeti oluşturduğunu, bu sebeplerle davalının haksız rekabetinin men’ine ve şirketin iş ve müşteri çevresinde uğradığı itibar kaybı dahil her türlü manevi zararının karşılanması için, 500.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, evin müvekkiline tesliminden sonra evde ve ortak alanlarda bulunan eksik imalatları sık sık davacı firmaya bildirmesine rağmen, eksikliklerin giderilmediğini, müvekkilinin “…” da herhangi bir üyeliğinin ve paylaşımının olmadığını, şirket tarafından oluşturulan yönetim sayfalarının site sakinlerinin sorunlarının site yönetimi tarafından görülmesi için oluşturulduğunu, benzer sıkıntıları yaşayan daire sahiplerinin eleştirilerini dile getirmesi üzerine müteahhit firma tarafından üyelikten çıkarıldığını, sonunda ise eleştirilere dayanılamayarak tamamen kapatıldığını, … oluşturulan platformun ise site ile ilgili bilgi paylaşımı amacı ile oluşturulmuş bilgilendirme platformu olduğunu, burada hak arama ve ifade özgürlüğü kapsamında eksik imalatların ve yerine getirilmeyen taahhütlere yönelik eleştiri mahiyetinde ifadelerin yer aldığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı firmadan daire satın alan davalının, dairesinde ve oturduğu sitede gördüğü eksikliklerin giderilmesi için diğer daire sahipleri ile birlikte hareket etme çabasında olduğu, bu kapsamda … hesabı üzerinden oluşturulan “… …” üzerinden diğer kat malikleri ile birlikte paylaşımlarda bulunduğu, oturduğu evde ve evinin içinde bulunduğu sitedeki eksikleri ve ayıplı imalatları paylaştıkları, birlikte hareket etme, kanun yollarına başvurma konusunda paylaşımlarının olduğu, burada yer alan ifadelerinin, hak arama ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı, AİHM’in yerleşik içtihatlarında da belirtildiği üzere ifade özgürlüğünün sadece kabul edilen, zararsız ya da farklı olan bilgi ya da düşünceler için değil, ayrıca hoşa gitmeyen, sarsıcı ya da rahatsız edici olanlar içinde geçerli olduğu (Yargıtay 11.HD, 29/04/2019 tarih, 2018/1519 E., 2019/3205 K.), bu karardaki kriterlere göre davalının paylaşımları değerlendirildiğinde, davalının amacının diğer daire sahipleri ile dayanışma içerisinde hakkını aramak olduğu, yasada belirtildiği şekilde dürüstlük kuralına aykırı olarak, davacı yönünden haksız rekabet oluşturacak şekilde davranışı olmadığı, paylaşımları yaptığı sosyal medyadaki platformun bilirkişi raporunda belirtildiği üzere herkese açık olmayıp üyelik için blok ve daire numarası belirtilerek teyit sonrası gruba dahiliyet sağlayacak şekilde oluşan kapalı grup olduğu, sadece platform üyelerinin buradaki paylaşımları görebildiği, internet üzerinde yayın yapan “…” sitesinde davalının paylaşım yaptığının ispatlanamadığı, buna göre haksız rekabet şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece hataya düşüldüğünü, davalının sözlerinin, alınan ek bilirkişi raporunda da kabul edildiği üzere 1.200 kişilik bir katılımcı huzurunda yapılmasının paylaşımların boyut ve yaygınlığı sebebiyle yarattığı sonuçları büyütmekte ve bunun kapalı bir grupta yapılıyor olmasının oluşan hukuki durumu ortadan kaldırmasının ya da kaldırabileceği gibi bir izlenim yaratılmasında isabet bulunmadığını, muhatapların konumu, sayısı vb.gibi hususlar sadece haksız rekabetin etki ve boyutunun artmasına ya da azalmasına yönelik olabileceğini, davalının …’de inşaat teknikeri olarak çalışan, belli bir memuriyet deneyimine sahip, yazdıklarının nereye varacağı ve nasıl sonuçlar doğuracağını bilebilecek tecrübeye sahip olduğunu, sosyal medyada yazma, grup oluşturma, bildiri ve imza toplama metni hazırlayıp fotokopiyle binlerce sayfa çoğaltıp yıllarca maliklere-kiracılara dağıtma gibi bir çalışmanın hak arama için şart olmadığını, kötülemenin müvekkilinin iş ürünü olan … … ve bu sitede o tarihte ve halen de satışa sunulmuş konutları hedef aldığında tereddüt olmadığını, kötülemenin başlı başına bir haksız rekabet hali ve TBK kapsamında tazmini gereken zarara yol açacağını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının ifadelerinin, hak arama ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığının belirlenmesinde bir isabetsizlik olmadığı, davalının eylemlerinde haksız rekabet şartlarının bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/01/2022

….