Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/637 E. 2021/1656 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2019
NUMARASI :…
Taraflar arasında görülen davada Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/10/2019 tarih ve 2018/903 E. – 2019/1008 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirket ile davalı arasında 31.08.2015 tarihinde … Koleji 120 numaralı hat araç kiralama sözleşmesi ile okul öğrenci servisi ihtiyacının karşılanması konusunda anlaştıklarını, davalının gerekçe göstermeden 08.01.2016 tarihinde yapmayı yüklendiği işi yapmadan çalışma alanını terk ettiğini, sözleşmenin feshine sebep olduğunu, müvekkilinin maddi ve manevi zarara maruz kaldığını, oluşan zararının tazmini için Altındağ 5. Noterliği … yevmiye numaralı ihtarname keşide edildiğini, akabinde Ankara 26. İcra Müdürlüğünün 2016/3615 sayılı dosyası ile ilamsız takip başlattıklarını, davalının takibe itiraz ederek durdurduğunu, itirazın iptali için iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek itirazın iptalini, takibin devamını, %20 icra inkar tazminatına hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili adına kayıtlı olan …. plakalı servis aracı ile taşımacılık faaliyetinde bulunduğunu, … ile dönüşümlü şoförlük yaptıklarını, aracın yolcu kapasitesinin 22+1 olduğunu, ancak davacı firmanın kapasite üstü yolcu taşıttığını, bu konuda şirket yetkilileri ile müvekkili arasında tartışma yaşandığını, davacı firma yetkililerinin müvekkilini arayarak kendisi ile çalışamayacaklarını, sözleşmeyi feshettiklerini, 09.01.2016 tarihi itibari ile aracın servise çıkmayacağının müvekkiline sözlü olarak ihtar edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın haksız olduğunu ve müvekkilinin mahvına sebep olacak derecede ağır olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, tanık olarak dinlenen …’in davalının akrabası ve aynı zamanda davalının şoförü olduğundan davacının elemanı tarafından işin bıraktırıldığı savunmasına itibar edilmediği, davalının taşıma anında çocukları bırakıp okulu terk etmesi ve çekilen ihtara rağmen taşıma işine devam etmemesi nedeniyle davacının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiği değerlendirilerek sözleşmede düzenlenen cezai şarta hak kazanacağı, icra dosyası, ticari defter kayıtları, bilirkişi raporu, dava dışı üçüncü kişilere yaptırılan öğrenci taşıma işine ait belgeler ve tüm dosya içeriğine göre, davacı tarafın, sözleşmeden kaynaklanan ve bilirkişi raporu ile hesaplanan alacaklar için icra takibi yapmakta haklı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, Ankara 26. İcra Dairesinin 2016/3611 esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin, takip şartları ile devamına, alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemede dinlenen tanık beyanları ile davacı tarafından sözleşmenin haksız sona erdirildiği ve davacı Şirket yetkililerinin müvekkilinin taşıma yapmasını engellediğinin ispatlandığını, yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı bilirkişi raporunu hükme esas alması ve tanık beyanlarını gözardı etmesinin kabul edilemeyeceğini, bilirkişi raporu alınmasının yasaya uygun düşmediğini, davacı tarafın, dava konusu aracın koltuklarının sökülmesi nedeniyle uyuşmazlık çıktığını iddia etmiş ancak bu hususta bilirkişi tarafından koltukların sökülüp sökülmediği hususunda yerinde inceleme yapılmadığı gibi bu konudaki taleple ilgili mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadan karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini, müvekkiline ait araç ,,,,,,,, araç olup ruhsatında da 22+1 koltuk olarak işli olduğunu, ticari aracın ruhsat harici kullanımı mümkün olmayıp davacının iddialarının da gerçeği yansıtmadığının açıkça ortada bulunuğunu, kabul etmemekle birlikte taraflar arasında akdedilen sözleşmede kararlaştırılan cezai şart haksız ve müvekkilin mahvına sebep olacak derecede ağır bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan cezai şart alacağına yönelik olarak başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının taşıma anında çocukları bırakıp okulu terk etmesi ve çekilen ihtara rağmen taşıma işine devam etmemesi nedeniyle davacının taraflar arasındaki taşıma sözleşmesini haklı nedenle feshettiği, davalının savunmasında belirttiği hususları ispatlayamadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin yerinde görülmeyen diğer istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Davacı taraf, davalı tarafından sözleşmeye aykırı davranıldığını ileri sürerek, sözleşmedeki cezai şartın davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davacı ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin 6. Maddesinde, yüklenicinin taahhüdünü iş bu sözleşme hükümlerine ve işin gereklerine uygun olarak yerine getirmemesi, iş bu sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmesi hallerinde işverenin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshedebileceği, cezai şartlar başlıklı 7. Maddede de cezai şart bedelinin 25.000 TL olduğu yer almaktadır.
Ancak, hakim aşırı gördüğü ceza koşulunu kendiliğinden indirir.Tarafların mali ve sosyal durumları, asıl borcun ifa edilmesi halinde davacının elde edeceği yarar ile cezai şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul ve adil ölçü, sözleşmeye aykırı davranılması yüzünden alacaklının uğradığı zarar, borçlunun borcunu yerine getirmemek suretiyle sağladığı fayda dikkate alındığında, taraflar arasında kararlaştırılan cezai şart miktarının fahiş olduğu, cezai şarttan bir miktar hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Dairemizce 10.000,00 TL’lik cezai şart miktarı hak ve nasafet ilkesine uygun bulunarak, bu miktar cezai şart alacağının davalıdan alınmasına karar verilmiş, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 24/09/2019 tarih ve 2018/502E. 2019/5746K. sayılı bir kararında da belirtildiği üzere takdiri indirim yapılması durumunda davalılar lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine de hükmedilmemiştir.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 11/10/2019 gün ve 2018/903 E. – 2019/1008 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, Ankara 26. İcra Dairesinin 2016/3611 esas sayılı dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen kabulü ile takibin, 10.000,00 TL üzerinden aynı şartlarla devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Alacak yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatının reddine,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 683,10.TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 316,98.TL harcın mahsubu ile bakiye 366,12.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil edildiğinden davanın kabul edilen kısmı yönünden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00.TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 114,80.TL posta/tebligat gideri, 500,00 TL bilirkişi ücreti ile istinaf aşamasında yapılan 27,50.TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 642,30.TL yargılama giderine, 316,98.TL peşin harç, 31,40.TL başvuru harç tutarı eklenerek oluşan toplam 990,68’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan davalı üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.353),
9-Davalıdan peşin olarak alınan 448,21.TL nispi istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

….