Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/636 E. 2021/1708 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/10/2019 tarih ve 2019/175 E. – 2019/723 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili ile davalı Şirket arasında ticari ilişki tesis edildiğini, taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince müvekkili tarafından davalı Şirkete traktör ve römork hizmeti verildiğini, davalı Şirkete sunulan hizmetler nedeniyle faturalar tanzim edildiğini, davalı Şirket tarafından fatura bedellerinin ödenmemesi üzerine 08.02.2017 tarihli protokol akdedildiğini, taraflar arasındaki protokolde davalı Şirket tarafından müvekkiline 268.735,32 TL borç bulunduğunun ikrar edildiğini, protokol kapsamında ödemenin gerçekleştirilmemesi üzerine Eskişehir 1. İcra Müdürlüğünün 2018/10369 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça borcun tümüne, faiz ve tüm fer’ilerine itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, Eskişehir İcra Dairesinin yetkili olmadığını, bu nedenle davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının alacaklı olduğu iddiasını kabul etmemekle birlikte, davaya dayanak olarak gösterilen belgelerden de anlaşılacağı üzere ilgili alacağın zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı borçlu tarafın icra takip dosyasına usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu, taraflar arasındaki ilişkinin sözleşmeden kaynaklandığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda, aynı Kanun’un 10. maddesi gereğince, sözleşmenin ifa edileceği yer icra müdürlüğü veya mahkemesinde de icra takibi veya dava açılabileceği, burada özel yetkiye ilişkin bir düzenleme söz konusu olup, davacı davasını genel yetkili mahkemede açabileceği gibi özel yetkili mahkemede de açabileceği, tarafların sözleşmenin ifa edileceği yer hakkında açık veya zımni isteklerinin anlaşılamadığı hallerde, sözleşmenin ifa edileceği yerin, TBK’nun 89. maddesine göre belirleneceği, bu maddeye göre sözleşmeden doğan para borcunun, aksi kararlaştırılmamışsa davacı alacaklı açısından alacaklının ödeme zamanındaki ikametgahında ödeneceği, bu nedenle de alacaklı, bu para borcunun ödenmesi için kendi ikametgahında da takip veya dava açabileceği, somut uyuşmazlıkta davalının yerleşim yerinin İstanbul yargı sınırlarında bulunduğu, davacının yerleşim yerinin ise ….. yargı sınırları içinde kaldığı, bu yerleşim yerlerine göre davacı tarafça takibin genel yetkili yer olan İstanbul’da yapılması seçeneği bulunduğu gibi, TBK’nun 89. maddesi gereğince davacının kendi yerleşim yerinde de takip yapma seçeneği bulunmasına rağmen davacının, bu yerlerin dışında yetkili olmayan Eskişehir icra dairesinde takip yaptığı, takibin yetkili yerde yapılmamasından dolayı davanın usulden reddi gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 10. maddesinde; “Sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.” ifadeleri, 14. maddesinin 1. fıkrasında ise “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” ifadelerinin yer aldığını, somut olayda müvekkili ile davalı …… arasında ticari ilişki tesis edildiğini, davalı Şirketin Eskişehir’de şubesi olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 14. maddesinin 1. fıkrası uyarınca davalı şirketin Eskişehir şubesi ile yapılan işlemler söz konusu olduğundan ve ihtilaf işbu şube işlemlerinden kaynaklandığından Eskişehir 1. İcra Müdürlüğü ve Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE: Dava, traktör ve römork hizmet bedelinin tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, yukarıda yapılan özetten de anlaşılacağı üzere takibin başlatıldığı icra dairesinin yetkili olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İİK’nın 50. maddesine göre, “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” Bu hüküm uyarınca yetkili icra dairesinin belirlenmesi açısından mülga HUMK’na atıfta bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nın 447/2. maddesinde “Mevzuatta, yürürlükten kaldırılan 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na yapılan yollamalar, Hukuk Muhakemeleri Kanununun bu hükümlerin karşılığını oluşturan maddelerine yapılmış sayılır.” düzenlemesine yer verildiğinden, yetkili icra dairesinin HMK’nın bu husustaki hükümleri uyarınca belirlenmesi gerekmektedir.
İlk derece mahkemesince de kabul edildiği üzere, itirazın iptali davasının görülebilmesi için icra takibinin yetkili icra dairesinde başlatılması gerekmektedir. HMK’nın 6/1 maddesi uyarınca genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olmakla birlikte aynı Kanun’un 14/1. maddesine göre bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Somut olayda da, dosyaya sunulan …. … Gazetesi suretlerinden, davalı Şirketin Eskişehir ilinde şubesinin bulunduğu anlaşılmakta olup, davacı tarafça da icra takibine konu alacağın davalı … Eskişehir şubesi ile aralarındaki ilişkiden kaynaklandığı ileri sürülmüştür. Bu durumda, artık icra takibinin başlatıldığı Eskişehir İcra Müdürlüğünün yetkiliolduğunun kabulü ile işin esasına girilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması gerekmiş ve HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/10/2019 gün ve 2019/175 E. – 2019/723 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
6-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2022