Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/626 E. 2021/1678 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/626
KARAR NO : 2021/1678
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2020
NUMARASI : 2019/274 E. – 2020/16 K.

DAVACI : .

DAVALI : …
VEKİLİ : Av.

DAVANIN KONUSU : Alan Adı Tahsisinin İptaline İlişkin Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/01/2020 tarih ve 2019/274 E. – 2020/16 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı,Türkiye sınırları dahilinde “…” uzantılı alan adları tahsisinin uygulamada ….. adlı kuruluş tarafından yapıldığını, kuruluş tarafından “…” alan adı uzantılı tahsis işlemlerinin hukuk ilkelerine aykırı şekilde marka tescil belgesi isteyerek yaptığını, söz konusu belgenin zamanında kendileri tarafından da alındığını ve ….. alan adının kendisine tahsis edildiğini, alan adının iptali sebeplerinin kirasının zamanında ödenmemesi ve alan adının kanunlara uygun kullanılmaması olduğunu, marka tescil belgesinin geçerliliğinin olmaması ve buna bağlı sebeplerden ötürü bir iptal olacağı hususunda kendisine bilgilendirme yapılmadığını, … tarafından davacıya mail yoluyla yapılan bildirimde, kendisine tahsisli olan ve alan adı ücretini 2023 yılına kadar ödemiş olduğu “…..” alan adının marka koruma süresinin dolması, bu suretle markanın müddet olduğundan bahisle DNS çalışma grubuna görüş sorularak iptal edileceği ve bir başkasına devredilme sürecinde olduğu bilgisinin verildiğini, bu karar karşı yaptığı itirazının reddedildiğini, İnternet Alan Adları Yönetmeliği’ne göre şikâyet, ihtilaf ve itirazlarla ilgili Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun yetkili olduğunu, anılan yönetmeliğe göre “com….” uzantılı alan adlarının tahsisi için belge gerekmediğini, marka ile ilgili mevzuatı bilmediği için yenileme işlemi yapamadığını, 3. bir şahsın seneler sonra firma adını hediye içeren bir isim yapması ya da hediye ibaresi içeren marka tescil ettirmesi nedeniyle alan adının ilk başvuru ve kendisine tahsis yapılan ve seneler sonrasının dahi kira ücretlerini ödemiş olan taraftan alınarak bir başkasına verilmesinin kanuna aykırı olduğunu, anılan ibarenin yeniden marka lolarak tescili için başvurduğunu, ancak kuruluşun bu konuda kendisine süre vermediğini, 6769 Sayılı yasada mevcut “tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusunun önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir” hükmünün internet alan adları için de uygulanması gerektiğini, itiraz yapan firmanın kötü niyetli olduğunu, daha önce başvuran kişinin haklarını gasp etmeye çalıştığını ileri sürerek alan adı tahsisin iptali ile ilgili kararın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, … uzantılı alan adlarının tahsisi yetkisinin 17.09.1990 tarihinde ODTÜ’ye tanındığını, bu yetki tanıma hususunun uluslararası özel hukuk sözleşmesi mahiyetine haiz olup, … uzantılı alan adlarının tahsisi ve ilgili yönetim işlemlerinin tümünün IANA tarafından belirlenmiş usul çerçevesinde, bu yetki dahilinde yürütüldüğünü, ülke uzantılı alan adlarının tahsisinde uygulanmakta olan … alan adları/politikalar/kurallar ve işleyiş deklarasyonunun “… Alan adı kayıt politikası ve kuralları” başlığı altında yer alan düzenlemelerin 12. Maddesi uyarınca alan adlarının belgeli ve belgesiz olarak iki kategoride tahsis edildiğini, “com….” uzantılı alan adının ise belgeye dayalı tahsis edilenler kategorisinde bulunduğunu, aynı deklarasyonun 19. Maddesi hükmünce marka tescil başvuru belgesi alan adı tahsisi için başvuru yapıldığında, talep edilen alan adının müracaatta bulunan kişiye marka tescil başvurusu sona erene kadar geçici olarak tahsis edildiğini, iş bu tahsise ilişkin olarak yapılacak itirazları değerlendirmek üzere de altı ay süreyle WEB üzerinden askıya çıkartıldığını, bu nedenle marka tescil başvurusunun reddedilmesi, markanın yenilenmemesi/müddet olması halinde de tahsis edilmiş alan adının “… alan adı kayıt politikası ve kuralları” nda yer alan hükümler uyarınca ilgilisi üzerinden terkin suretiyle iptal edildiğini, ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı bünyesinde oluşturulan “İnternet Üst Kurulu”’nun “…” uzantılı alana adları ile ilgili olarak politika belirleme, alan adı tahsisi ve uyuşmazlıkların çözümü mekanizmalarının birbirlerinden ayrı oluşumlar halinde düzenlenmesini öngördüğünü, İnternet Üst Kurulu tarafından alan adları üzerindeki uyuşmazlıkların çözümü için ilke ve mekanizmaların oluşturulması, bu önerilerin ODTÜ’ye iletilmesi ve uygulamadaki koordinasyonun sağlanması amacıyla sektör temsilcilerinden oluşan DNS Çalışma Grubu’nun kurulduğunu, DNS Çalışma Grubu’nun davalı üniversite ve NIC … Yönetimi’nden ayrı ve bağımsız şekilde karar almak suretiyle görevini yaptığını, dava konusu “…..” ibareli alan adının 01.08.2007 tarihli marka başvuru belgesine istinaden NIC…. Alan adları yönetimi tarafından davacı adına tahsis edildiğini, söz konusu alan adı ile ilgili olarak … … isimli şahıs tarafından 28.11.2018 tarihi itibariyle yapılmış bulunan itirazda, davacı … adına tahsisli “…..” isimli alan adının dayanağını oluşturan markanın iptal edildiği ve alan adı altında herhangi bir faaliyette bulunulmadığı belirtilerek alan adının davacı üzerinden terkinini talep ettiğini, yapılan inceleme neticesinde markanın müddet olduğunun tespit edildiğini, itirazın karar vermeye yetkili DNS Çalışma Grubu’na iletilerek, görüş istenildiğini, DNS Çalışma Grubu tarafından yapılan incelemelerde söz konusu alan adının rezerve durumda olup aktif olarak kullanılmadığının ve markanın müddet olduğunun tespiti üzerine, itirazın kabulüne karar verilerek ….. alan adları yönetiminin bilgilendirildiğini, söz konusu itiraz ve gerçekleştirilecek işlemlerin davacıya gerek e-posta gerek yazılı olarak 11.02.2019 tarihinde bildirildiğini, dava konusu “…..” isimli alan adının 18.03.2019 tarihi itibariyle duraklatıldığını, 18.04.2019 tarihi itibariyle silineceğini, NIC…. Alan adı yönetiminin tüzel kişiliğinin bulunmadığını, davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini, dava dilekçesinin “özet” kenar başlığı altında davacı tarafından yer verilen hususların hukuki mesnedi bulunmadığını, alan adı tahsisinde ibraz edilmesi gereken belgenin geçerli olmaması ya da süreç içinde geçerliliğini yitirmesinin alan adının iptaline yol açacağı hususunda bilgilendirilmediği yönündeki iddiaların geçerli olmadığını, alan adı tahsisi için yapılan başvuruda evveliyatla “… Alan adı kayıt politikası ve kuralları” deklarasyonunun başvuranın bilgisine sunulduğunu ve bunu onaylamasını müteakip başvuru işlemlerine devam edildiğini, davacının Danıştay 13. Daire Başkanlığı’nın 11.11.2014 tarihli kararı uyarınca yürürlüğü söz konusu olmayan yönetmelik hükümlerine ilişkin ileri sürmüş olduğu iddiaların yerinde olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, İnternet alan adlarının tahsisini yapacak kurum veya kuruluşun tespiti ile alan adı yönetimine ilişkin usul ve esasların 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 35. maddesi gereği Ulaştırma Bakanlığı tarafından belirleneceğinin düzenlendiği ve bu doğrultuda Bakanlıkça hazırlanan İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nde, “….” uzantılı internet alan adı sistemine ilişkin “…. ağ bilgi sistemi (TRABİS)”nin kurulmasının öngörülmüş olup, Yönetmeliğin geçici 1. maddesinde ise bu sistem kurulana kadar mevcut işleyişin devam edeceğinin hüküm altına alındığı, Danıştay 13. Daire Başkanlığı’nın iptal kararı uyarınca; TRABİS’in faaliyete geçmesinin halen söz konusu olmadığı, Buna göre alan adı yönetiminin yeni sistem henüz kurulmadığından hala davalı üniversite bünyesindeki “…..” yönetiminde olduğu, hukukumuzda internet alan adlarının tahsisine ilişkin konuları düzenleyen bir kanun bulunmasa da, emsal içtihatlar uyarınca “…” uzantılı alan adlarının belirlenmesi konusunda “…..” bünyesindeki DNS Çalışma Grubu tarafından çıkarılan “…” Alan Adları Politikalar, Kurallar ve İşleyiş başlıklı düzenlemenin kanun niteliği taşımamakla birlikte “…” uzantılı alan adlarına ilişkin uyuşmazlıklarda uygulanmasına da bir engel bulunmadığı, “ davacının “…” uzantılı alan adının dayanak belgesi olan marka tescil belgesinin müddet olması nedeniyle, alan adı tahsis dayanağının ortadan kalktığı anlaşıldığından, davalı üniversite tarafından verilen kararın “…” Alan Adları Politikalar, Kurallar ve İşleyiş başlıklı düzenlemeye uygun olduğu ve alan adının iptali yönündeki kararın yerinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı, fikri mülkiyet haklarının mülkiyet hakkı kapsamında anayasal koruma altında bulunduğunu, usulüne uygun yaptıkları başvuru sonucu davalı tarafça adına tahsis edilen internet alan adının hukuka aykırı şekilde 2019 yılında … …’ya tahsis edildiğini, alan adının iptali ve bir başkası adına tahsisi konusunda yetki kullanan ve sonrasında itirazları değerlendiren kurumların yetkilerinin kanuniliğinin tartışmalı bulunduğunu, “…” uzantılı alan adlarının kamu malı olduğunu ve bunun için ilgili Bakanlık tarafından Yönetmelik hazırlandığını, Yönetmeliğin yürürlükte bulunduğunu, DNS Çalışma Grubunun bağlı olduğu iddia ve ifade edilen İnternet Kurulu ile ilgili herhangi bir yasal düzlenme bulunmadığını, bu nedenle alan adları ile ilgili itirazları değerlendirmeye yetkili olmadığını, DNS Çalışma Grubunun “…” uzantılı alan adı tahsisi ile ilgili yürütme organı olup uyuşmazlık çözme yetkisinin bulunmadığından verdiği kararın yok hükmünde olduğunu, yürürlükte olan İnternet Alan Adları Yönetmeliğ’ine göre “com….” uzantılı alan adlarının belgesiz tahsis edildiğini, bilirkişi görevlendirilmesi talep edilmediği halde mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırıldığını, bilirkişi heyetinde idare ve kamu hukukundan anlayan kişilerin yer alması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulü ile “….. “alan adının iptaline dair kararının iptaline ve alan adının tarafına tahsisini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, davacıya ait alan adı tahsisinin iptaline ilişkin kurum kararın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 5809 Sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu’nun 35. maddesinde, internet alan adlarının tahsisini yapacak kurum veya kuruluşun tespiti ile alan adı yönetimine ilişkin usul ve esasların Ulaştırma Bakanlığı tarafından belirleneceğinin düzenlendiği, anılan Bakanlık’ça hazırlanan İnternet Alan Adları Yönetmeliği’nde, “….” uzantılı internet alan adı sisteminin ve buna ait merkezi veritabanının işletilmesine, rehberin oluşturulmasına, güncellenmesine ve rehberlik hizmetinin sunulmasına ve alan adı başvuru işlemlerinin gerçek zamanlı olarak yapılmasına imkân veren “…. ağ bilgi sistemi (TRABİS)”nin kurulmasının öngörüldüğü, Yönetmeliğin geçici 1. maddesinde ise bu sistem kurulana kadar mevcut işleyişin devam edeceğinin hüküm altına alındığı, dava konusu karar tarihinde TRABİS sistemi kurulmadığından ve İnternet Alan Adları Yönetmeliği hükümleri henüz yürürlüğe girmediğinden davacı tarafın alan adı tahsisin iptali kararına ilişkin itirazının mevcut işleyişe göre değerlendirilmesi gerektiği, buna göre dava konusu karar tarihinde alan adı yönetiminin 1991 yılından beri olduğu gibi davalı … tarafından yerine getirildiği, yine mevcut durumda hukukumuzda, internet alan adlarının tahsisine ilişkin konuları düzenleyen bir kanun hükmü olmayıp, “…” uzantılı alan adlarının belirlenmesi konusunda DNS Çalışma Grubu tarafından çıkarılan “…” Alan Adları Politikalar, Kurallar ve İşleyiş başlıklı düzenlemenin mevcut bulunduğu, söz konusu düzenleme kanun niteliği taşımamakta ise de “…” uzantılı alan adlarına ilişkin uyuşmazlıklarda uygulanmalarına da bir engel olmadığı, “…” Alan Adları Politikalar, Kurallar ve İşleyiş başlıklı düzenlemenin “….” Alan Adı Kayıt Politikası ve Kuralları başlıklı kısmında, “….” altında yer alacak alan adları ile ilgili yapılan tüm başvurularda, başvuruyu yapan özel ve tüzel kişiliklerin belirtilmiş olan yöntem ve kuralları kabul edeceklerinin belirtildiği, yine “com….” Politika, Yöntem ve Kurallar başlıklı bölümde de yapılan her alan adı başvurusu için, alan adı üzerindeki hak sahipliğinin gösterir belge aranacağının düzenlendiği, buna göre davacıya tahsis edilen “….. ” alan adının dayanak belgesi olan markanın müddet hale gelmesiyle alan adı tahsis nedeni ortadan kalktığından alan adı tahsisinin iptaline ilişkin dava konusu kararda bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/01/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip