Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/621 E. 2021/1667 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/01/2020
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/01/2020 tarih ve 2019/231 E. – 2020/13 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ve davalı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilince yapılan 2019/54767 sayılı “… …+şekil” ibareli marka başvurusunun, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 2006/33659 sayılı “…” ibareli markaya dayalı olarak 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca kısmen reddedildiğini, bu karara yaptıkları itirazın ise YİDK tarafından reddine karar verildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili başvurusu ile redde mesnet marka arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-7108 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, her ne kadar müvekkili Şirket davalı olarak gösterilmiş ise de işbu davada kendilerine husumet yöneltilmesinin doğru olmadığını, esas yönünden de davanın yerinde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, başvuru konusu işaret ile redde mesnet markanın aynı veya ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı, redde mesnet markanın salt “…” sözcüğünden oluştuğu, söz konusu sözcüğün standart tipte yazı ile ifade edildiği, genel görünümünde başkaca bir unsur bulunmadığı, başvuruya konu işaretin ise “… …” ibaresi ile “…” ibaresinin ortasında bulunan “A” harfinin alt ve üst kısmında iki kırmızı renkli nokta ve bu ibareyi çevreleyen kırmızı renkli elips şeklinden oluştuğu, şeklin dışında ise “…” ibaresinin yer aldığı, kısmen reddedilen hizmetlerin niteliği ve karakteristiği dikkate alındığında “…” ibaresinin tanımlayıcı ve jenerik nitelik taşıdığı, marka genel görünümüne bu hizmetler bakımından ayırt edicilik katmadığı, bu nedenle umumi intiba olarak esas unsurun “…+Şekil” ibaresi olduğu, bu hale göre başvuru konusu işaretin, redde mesnet markayla aynı olduğunun söylenemeyeceği, ayrıca ayırt edilemeyecek derecede de benzer olmadığı, aralarındaki farklılıkların bunu engellediği, her ne kadar redde mesnet marka sahibine de husumet yönetmişse de, işlem dosyasına redde mesnet marka sahibinin herhangi bir itiraz ileri sürmediği, mutlak tescil engeli bağlamında diğer davalı Kurumca resen işlem yapıldığı, bu hali ile davalı Şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davalı Kuruma yönetilen davanın kabulü ile 2019-M-7108 sayılı YİDK kararının iptaline, davalı Şirkete yöneltilen davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, davalı Şirketin, müvekkili markasının reddine esas alınan markanın sicildeki maliki olduğunu, dava sonucunda verilecek karar, marka sahibi Şirketin marka haklarını doğrudan etkileyeceğinden kendisine husumet yöneltiklerini, dolayısıyla davalı Şirketin pasif husumet ehliyetinin bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının davalı Şirket yönünden kaldırılmasına ve bu yönden de davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile redde mesnet marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğunu, başvuruda yer verilen renk ve şekil unsurunun ayırt edilemeyecek derecedeki benzerliği ortadan kaldırmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi hükmünün uygulanabilmesi için markalar arasındaki benzerliğin iltibasa yol açacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olmasının gerektiği, “… …+şekil” ibareli dava konusu başvuru ile redde mesnet …..sayılı “…” ibareli marka arasında bu anlamda bir benzerlik bulunmadığı gibi marka kapsamlarının da 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi anlamında benzer olmadıkları, dava konusu başvuruya anılan madde kapsamında ayırt ediciliğin sağlandığı, davanın marka tescil başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesi uyarınca reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemine ilişkin olduğu, bu türden davalarda, redde mesnet marka sahibine husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığı anlaşılmakla, davacı ve davalı … vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı ve davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı ve davalı … Kurumundan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı ve davalı Kurum tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacı ve davalı Kurumdan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı ve davalı Kurum tarafından yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/01/2022

….

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.