Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/620 E. 2021/1666 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2020
NUMARASI ….
….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/02/2020 tarih ve 2019/253 E. – 2020/19 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 27.12.2018 tarihinde… kod numaralı “… … …’de … …+şekil” ibareli marka başvurusu yaptığını, marka kapsamında 32. sınıfta yer alan malların bulunduğunu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b maddesi uyarınca başvurunun reddine karar verildiğini, müvekkilince bu karara yapılan itirazın ise YİDK tarafından reddedildiğini, müvekkilinin bu davaya konu başvurudan önce 2017/86809 sayılı “… … …” de … birası …” ibareli marka başvurusunu yaptığını ve davalı Kurum tarafından söz konusu başvurunun yayınına karar verildiğini, başvuruya yapılan itiraz üzerine sadece içinde yer alan … ifadesi nedeniyle başvurunun reddine karar verildiğini, buna karşılık başvuruda yer alan “… … …… …” ibaresi yönünden ise bir ret kararı verilmediğini, bu kararın müktesep hak sahipliği yarattığı ve kesinleşmiş karar niteliği taşıdığını, geçmiş ve verilmiş kararlar kesinleşmiş ise kanunilik ilkesi gereği uygulama zorunluluğunun bulunduğunu, ancak davalı Kurumun müvekkilinin elde edilmiş hakkını kişisel görüşler ve kanaat kullanmak sureti ile engellediğini, davalı Kurumun slogan içerikli birçok markayı tescil ettiğini ileri sürerek, YİDK’in 2019-M-7104 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvurunun ayırt edici bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacıya ait marka başvurusunun esas unsurunu … … … resmi oluşturduğu, söz konusu başvurunun sicilde gösterilebilir ve açık bir intibaya sahip olduğu, marka olabilecek işaretler bakımından 6769 sayılı SMK’nın 4. maddesi anlamında herhangi bir kısıtlama içermediği, dolayısıyla 6769 sayılı SMK’nın 5/1-a bendi bağlamında soyut ayırt ediciliğinin bulunduğu, tescil edilmek istendiği 32. sınıfta bulunan ürünler ile başvuruya konu işaret arasında doğrudan bir bağlantı bulunmadığı, dolayısıyla somut ayırt ediciliğin de bulunduğu anlaşıldığından bu gerekçeye dayalı olarak marka başvurusunun reddedilmesinin yerinde olmadığı, mutlak tescil engellerinin, gerek … tarafından gerekse davaya konu olması halinde mahkeme tarafından re’sen incelenmesi gerektiği, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ğ bendine göre; Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretlerin, marka olarak tescil edilemeyeceği, dava konusu marka başvurusuna görsel olarak konu olan …’nin … toplumunu aşan dünya çapında şöhretinin bulunduğu, siyasi yaşamı, başkanlığı ve ölüm şekli nedeni ile mutlak anlamda kamuya mal olmuş kişi sayılması gerektiği, bu hali ile dava konusu marka başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ğ bendi bağlamında mutlak tescil engeli barındırdığı, bu işaretin tek kişinin tekeline verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, yerel mahkemenin dava dilekçesinde belirttikleri hususlarda araştırma yapmaksızın eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verdiğini, özellikle mahkemenin delil değerlendirmesi kısmında doğrudan doğruya uzmanlık gerektiren konularda bilirkişi incelemesi yaptırmadığını ve dosyada yüzeysel inceleme yaparak hüküm kurduğunu, ayrıca sundukları Yargıtay kararlarının da hiçbir şekilde incelenmediğini ve gerekçeli kararda tartışılmadığını, redde konu “… … …”…. … …” markasının bir bütün olarak okunuşu, kulakta bıraktığı tınısı, görseli, anlamı itibariyle slogan niteliği taşıdığını ve hafızada bir bütün olarak farklı marka algısı oluşturduğunu, dolayısıyla başvurunun tescilinin gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, eldeki davanın marka başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1-b maddesi uyarınca reddine ilişkin YİDK kararının iptali istemine ilişkin olduğu, ancak Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 22.03.2005 tarih, 2004/4734 esas, 2005/2590 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere marka başvurusuna ilişkin mutlak ret nedenlerinin, gerek … gerekse de mahkemelerce resen gözetilmesi gerektiği, bu itibarla ilk derece mahkemesinin somut olayda, dava konusu başvuru yönünden mutlak ret nedenlerinin bulunup bulunmadığını incelemesinde bir isabetsizlik olmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ğ maddesi uyarınca Paris Sözleşmesinin 2 nci mükerrer 6 ncı maddesi kapsamı dışında kalan ancak kamuyu ilgilendiren, tarihi ve kültürel değerler bakımından halka mal olmuş diğer işaretler ile yetkili mercilerce tescil izni verilmemiş olan armaları, nişanları veya adlandırmaları içeren işaretlerin marka olarak tescil edilemeyecekleri, dava konusu başvuruda fotoğrafı ve ismi yer alan …’nin kamuya mal olmuş bir kişi olduğu, dolayısıyla anılan hüküm karşısında dava konusu başvurunun tescilinin mümkün olmadığı, bir marka başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ğ kapsamında olup olmadığının hakimin hukuki bilgisi ile çözümlenecek bir mesele olması nedeniyle mahkemece bilirkişi raporu alınmamasında da bir yanlışlık olmadığı, dava konusu başvurunun slogan olması nedeniyle değil kamuya mal olmuş bir kişinin fotoğrafının ve isminin kullanılması nedeniyle reddi gerektiğinden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının yerinde bulunmadığı, yine her başvurunun kendi içinde değerlendirilmesi gerektiği ve davalı Kurum kararlarının müktesep hak yaratmasının söz konusu olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 18/01/2022

….