Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/611 E. 2021/1657 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2020
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : Marka ile İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/01/2020 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ve … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin kurye aracılığıyla perakende ürün satışı gerçekleştiren teknoloji platformu hizmeti sunduğunu, müşterilerine bir kolaylık sağlamak adına dakikalar içerisinde ihtiyaçlarını kapıya kadar getirmeyi vaat ettiğini, müvekkilinin “…” ibareli markayı 2015 yılından bu yana aktif kullandığını, müvekkilinin 03/04/2015 başvuru tarih ve… tescil numaralı “…” ibaresini … sınıflandırmasında yer alan bütün sınıflar bakımından tescil ettirdiğini, … ibareli markaya ek olarak 2018/42383 numaralı “… bi mutluluk” 2017/47052 tescil numaralı “…” 2018/55945 numaralı “… …” 2019/02580 numaralı “… …” 2019/25166 numaralı “… …”… vb. ibareli markalarının da bulunduğunu, … ibareli tescilli markasına çeşitli eklemeler yaparak marka portföyü oluşturmayı amaçladığını, davalının 2018/75184 sayılı marka başvurusunun yayınına itiraz ettiğini, karıştırılmaya yol açabilecek biçimde benzer olmadığı gerekçesi ile itirazının reddedildiğini, davalı markasını oluştururken aslen sadece müvekkiline ait “…” markasını birebir aldığını, sonuna çekim eki eklediğini ve bunun yanına da bulabildiği alalade bir şekil unsurunu yerleştirdiğini bu durumun davalının kötü niyetini gözler önüne serdiğini ileri sürerek … Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 02/07/2019 tarih ve 2019-M-5726 numaralı kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacıya ait YİDK kararında itiraz markası olarak belirtilen 2015/28811 nolu “…” ibareli markanın davalı …’e ait 2018/75184 nolu “…+Şekil” ibareli marka tescil başvurusunun tescil edilmek istendiği 43.sınıfta bulunan “Yiyecek ve içecek sağlanması” hizmetlerini kapsadığı, bu bakımdan söz konusu markalar arasında sınıfsal benzerlik konusunda şüphe bulunmadığı, “…” ibaresinin 43/1 altsınıf bakımından doğrudan tanımlayıcılık barındırmadığı, marka olabilecek nitelikte ayırt ediciliğinin bulunduğu, bu ibarenin söz konusu alt sınıf bakımından bilirkişi heyet raporunda belirtildiği üzere zayıf marka olabileceği düşünülse de markanın ayırt edici gücü ayrımı olarak zayıf ya da güçlü marka tabirlerinin statik mahiyette bulunmayıp kullanma, reklam, promosyon, ilgili alıcı nezdindeki algıya bağlı dinamik niteliğinin bulunduğu, bu nedenle zayıf ya da güçlü marka nitelemesinin bu çerçevede tüm deliller irdelenmek suretiyle değerlendirilmesi gerektiği, ancak bilirkişi heyetinin “…” ibaresinin günlük dilde herkesçe sıklıkla kullanılan, kimse tarafından yaratılmamış, farazi olmayan, dilimizde oldukça yaygın kullanılan bir kelime olduğundan bahisle zayıf marka olarak nitelendiği, salt “…” ibaresinin 43/1 altsınıfta bulunan hizmetler bakımından anlamsal olarak ayırt ediciliği düşük bir kelime olduğu, zayıf ya da güçlü marka ayrımının salt anlamsal ifadeye bağlı kalınarak yapılmaması gerektiği, bu minvalde davacı tarafından ibraz edilen delil listesi irdelendiğinde “…” ibareli markaların 43/1 altsınıfta yaygın surette kullanıldığı, delil dilekçesi ekinde ibraz edilen CD görüntüleri incelendiğinde “…” ibareli markaların birçok ulusal TV kanalında habere ve programa konu olduğu, bu ibareli markaların tanıtımının yapıldığı, yine birçok ulusal gazetede marka tanıtımı yapıldığı, markaların yaygın suretle kullanıldığının ve ticari hacminin gittikçe arttığının da ulusal gazete haberlerine konu olduğu, ibraz edilen gazete ve TV kanallarının ulusal ölçekte olmaları nedeni ile toplumun ilgili alıcı kitlesi nezdinde “…” ibaresinin 43/1 altsınıfta marka olarak ayırt ediciliğinin güçlü bir şekilde bulunduğunun anlaşıldığı, bu nedenle “…” ibareli markanın zayıf marka olarak kabul edilemeyeceği, “…+şekil” ibaresi ile davacıya ait “…” ibareli markanın benzerlik karşılaştırılması yapıldığı, “…” ibaresinde bulunan “…” ibaresinin tamamen davacı markasında bulunduğu, “-ecem” şeklindeki ekin iyelik eki olup söz konusu kelime unsurunda vurgulu unsurun “…” ibaresinde toplandığı, davalı … başvurusunda “…” ibaresinin yanı sıra saat ve arı figürlerinin bulunduğu, tescil edilmek istendiği 43/1 alt sınıfı bakımından zaman belirtir saat figürü ile bir yerden bir yere hareket eden ve kanatları açık arı figürünün ilgili alıcısı nezdinde marka başvurusuna güçlü bir ayırt edicilik katmadığı, ilgili alıcı kitlenin nezdinde umumi intiba olarak kelime unsuru olan “…” ibaresinin ön plana çıktığı, bu şekli ile davacıya ait “…” ibareli marka ile davalı …’e ait “…+şekil” ibareli marka başvurusu arasında görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde benzerlik bulunduğu, “yiyecek ve içecek sağlanması” hizmetlerinin niteliği, fiyatının görece düşüklüğü, teknolojinin gelişmesi ve dijital iletişim araçlarının çoğalması ve kullanımının erişilebilir olması nedeniyle kullanım sıklığının yaygın ve sıradan hale gelmesi gibi olgular dikkate alındığında ilgili ortalama alıcısı bakımından markalar arasındaki ufak detayların ayrıştırılamayacağı, davalı …’e ait marka başvurusunu gören alıcının bu marka ile davacıya ait “…” ibareli marka arasında bağlantı kuracağı, başvuru markasının davacıya ait markalardan biri olabileceği hususu yönünde yanılgıya düşeceği, davalı …’in marka tescil başvurusunda kötüniyetli olduğu somut olgularla ortaya konamasa da, bu hali ile somut olayda belirtilen gerekçelerle 6769 sayılı SMK m.6/1 hükmünü içerir yasal unsurların oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 2019-M-5726 sayılı YİDK kararının iptaline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkiline ait marka ismi “…” olup markayı oluşturan logo, renklendirme ve yazı karakterleri ile davacı firma markasını oluşturan logo, renklendirme ve yazı karakterleri arasında iltibasa yol açacak benzerlik bulunmadığını, davacı markası ile müvekkilinin markası arasında logoların şekilleri, kullanılan renkler ve ibarelerin yazılış stilleri açısından temel farklılıklar olduğunu, yeterli ayırt ediciliğin bulunduğunu, davacı … davalı markaları bir bütün olarak ele alındığında ise markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal bir benzerlik olmadığını, dosya kapsamında yer alan 25.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda, davacı markasının zayıf marka olduğu belirtildiğini, zira “…” ibaresinin günlük hayatta oldukça yaygın kullanılan bir ibare olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu başvurunun ayırt edici bir kombinasyona sahip olduğunu, bütün olarak yarattığı anlam ve algının farklı bulunduğunu, bilirkişi raporundaki teknik tespitlere itibar edilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunun aksine hüküm kurulmasının doğru olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalı …’in başvurusuna konu “…+şekil” ibaresi ile davacının itirazına mesnet gösterdiği “…” esas unsurlu markaları arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunduğu, zira davalı …’in başvurusunun kapsamında bulunan 43. Sınıf “Yiyecek ve içecek sağlanması” hizmetlerinin aynen davacının itirazına mesnet gösterdiği markasının kapsamında da olduğu, bunun yanında dosya kapsamında “…” ibaresinin zayıf bir ibare olduğu iddiasında bulunulmuş ise de, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden “…” ibareli markaların, davacı tarafça, 43/1. altsınıfta yaygın surette kullanıldığının, “…” ibareli markaların yoğun tanıtımının yapıldığının ve toplumun ilgili alıcı kitlesi nezdinde “…” ibaresinin 43/1. altsınıfta marka olarak ayırt ediciliğinin güçlü bir şekilde bulunduğunun ispatlanmış olması karşısında davacının “…” ibareli markalarının zayıf olarak nitelendirilemeyeceği anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ve … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 59,30.TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davalılar tarafından istinaf başvurusunda peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90.TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

….