Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/606 E. 2021/1736 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

…..
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2020
NUMARASI …..
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali ile Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 11/02/2020 tarih ve 2019/286 E. – 2020/79 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin…….. ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2018/58810 kod numarasını alan başvurunun,……. ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itiraz edildiğini, ancak itirazın yerinde görülmeyerek reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin de nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin ilk olarak “…” ibaresini 2006 yılında kullanmaya başladığını, … öğrenci topluluğunda … Organizasyon başkanı olarak, ilk yıllarda küçük bir öğrenci topluluğu halinde ancak zamanla büyümeye başlayan şekilde tüm Türkiye’de ismini duyuran bir marka yarattığını, uzun yıllardır ünlü sanatçılar, …, ,,,, gibi bilindik markalar ve … ile… gibi ünlü turizm firmalarıyla çalıştığını, dolayısıyla markası için ciddi yatırımlar yaptığını, özellikle ses sahne, festival alan süslemeleri, basılı broşürler, basın … firması anlaşmaları, açık hava reklamları ve yıllar içerisinde Türkiye’de birçok yerli – yabancı ünlü sanatçılarla iş birliği (Gülşen, Hande Yener, Berkay, Kerimcan Durmaz, Burak Yeter vb.) ile marka bilinirliği arttırıldığını, son dönemde “…” markasının dava dışı 3. kişi adına tescilli olduğu tespit edildiğinden, markadaki “A” harfini atarak ve logo aynı kalmak suretiyle “…” olarak kullanmaya başladığını ve 2017/29810 no ile “…” markası için tescil başvurusunda bulunulduğunu, 2017/29810 nolu “…” markasının sahibi olduğunu ancak “…” ve “…” markaları üzerinde uzun yıllardır kullanım sonucu gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkiline ait “…” ibareli markalar ile tesciline itiraz edilen davalı “…” markası arasında bağlantı kurma ihtimalinin bulunması nedeni ile müvekkilinin haklarının ihlalinin söz konusu olduğunu, müvekkilleri adına tescilli olan 2017/29810 no.lu “…” markasına dair, işbu itiraz konusu marka sahibi tarafından itirazlar edildiğini, “…” ibaresinin benzer olduğu iddialarında bulunulduğunu, ancak bu itirazların kabulüne dair kararın iptali için, müvekkili tarafından Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/301 E. no ile dava açıldığını, bu davanın da kısmen müvekkili lehine sonuçlandığını ve müvekkiline ait “…” markasının 41 ve 35. sınıflarda tescili gerektiği, markanın kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığının açık bir şekilde tespit edildiğini, müvekkilinin söz konusu markayı uzun yıllardır Türkiye’de ve oldukça tanınmış organizasyonlarda kullandığını, markaya da yatırımlar yapıldığını, dava konusu tescil sınıflarında marka tüketici nezdinde kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığını, davalı yanın başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek,,,, sayılı kararın iptali ile dava konusu 2018/58810 başvuru numaralı “…” ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkilleri Şirket adına “…” markası ilk defa 2002 yılında tescil ettirildiğini, daha sonra da “…” ibaresini esas unsur olarak içeren pek çok seri marka oluşturduğunu, dava konusu müvekkilleri adına tescilli 2018/58810 sayılı “…” markasının müvekkillerinin “…” ibareli markalarının serisi niteliğinde olduğunu ve müvekkilleri adına tescilinin hukuka uygun olduğunu, müvekkillerinin dava konusu marka başvurusunun “…” ibaresi ile oluşturulmuş olan markalarının serisi niteliğinde olduğunu, iş bu davanın YİDK karar iptal davası olduğundan YİDK kararının verildiği tarihteki koşullara göre değerlendirme yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı,,,,,,vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, YİDK nın 2019-M-3579 sayılı kararının 41. sınıf “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil). “ emtia yönünden kısmen iptaline, 2018/58810 sayılı markanın 41. sınıf “Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil). “ emtialar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tarafları aynı, konuları bağlantılı dosyada verilen kararların çeliştiğini, müvekkilin 35. sınıftaki hak sahipliğinin incelenmediğini, müvekkilinin markasının birebir aynı şekilde, kötü niyetli olarak tescil edilmeye çalışıldığını, 35. sınıf açısından bir eksik inceleme yapıldığını, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/301 e. sayılı dosyasının kararı ile iş bu kararın çelişir durumda olduğunu, müvekkilinin gerçek hak sahipliği’nin hususu eksik değerlendirildiğini, davalının kötü niyeti değerlendirilmediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin 2002 yılından beri marka tescillerinin bulunduğunu, seri markalarının olduğunu, davacının önceye dayalı kullanımının olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu ibari üzerinde davacının bir hakkının bulunmadığını, dosyada da buna ilişkin tespitler bulunmasına rağmen SMK’nın 6/3. maddesinin uygulanmasının doğru bulunmadığını, YİDK kararının yerinde olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK marka kararı iptali ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
22/7/2020 tarihli 7251 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halinde bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine gönderilmesine, duruşma yapmadan kesin olarak karar verir.
Somut uyuşmazlıkta da davalının marka başvurusuna davacı tarafça itiraz edildiği, davacının itirazının YİDK tarafından reddedildiği, iş bu davanın da söz konusu YİDK kararının iptali için açıldığı, davacının hem itiraz aşamasında hem de dava aşamasında itirazına mesnet gösterdiği markalarından 2017/29810 sayılı markasına ait başvurusunun reddedildiğinden bahisle incelemeye esas alınmadığı anlaşılmaktadır.
Oysa davacının itirazına mesnet gösterdiği marka başvurusu dava konusu davalının marka başvurusundan önceki tarihli olup, davacının itirazına mesnet alınması gerekmektedir. Bu bağlamda marka başvurusunun … tarafından reddedilmesi önemli olmadığı gibi, bu başvurunun reddine dair YİDK kararına yönelik olarak dava açıldığı, başvurunun halen ayakta olduğu da anlaşılmaktadır.
Buna rağmen ilk derece mahkemesince görüşüne başvurulan bilirkişi heyet raporunda davacının 2017/29810 sayılı itirazına mesnet markası değerlendirmeye alınmadığı gibi mahkemece de dikkate alınmamıştır.
Bu itibarla davacının gerek marka başvurusuna itiraz aşamasında dayandığı gerekse dava dilekçesinde belirttiği itirazına mesnet 2017/29810 sayılı markası da değerlendirilmek suretiyle somut uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu gerekliliğe uyulmaması, 6100 sayılı HMK’nın 7251 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 353/1-a-6. maddesi uyarınca “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” halini oluşturur.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, taraf vekillerinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre taraf vekillerinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/11/2019 tarih ve 2018/175 E. – 2019/508 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan 54,40’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harçlarının istek halinde taraflara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

……

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.