Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/605 E. 2021/1604 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : YİDK Marka Kararı İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 12/12/2019 tarih ve 2019/36 E. – 2019/555 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 2017/61618 sayılı “…” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun yayınlanmasından sonra davalı …’ün 2016/54819 sayılı ve “… …+şekil” ibareli markasını gerekçe göstererek yaptığı itirazın kabul edilerek, başvurularının kısmen reddine karar verildiğini, bu kısmi ret kararına karşı yeniden inceleme taleplerinin bu kez 2018-M-10187 sayılı YİDK kararı ile nihai olarak reddedildiğini, oysa dava konusu markaların kapsadığı mal/hizmetlerin farklı olduğunu, dava konusu markanın dünyanın pek çok ülkesinde bilinen, satışı yapılan takip kamerası/foto kapan markası olduğunu, markanın Türkiye’deki tek yasal temsilcisinin davacı olduğunu, dava konusu ürünlerin tüketici kitlesinin ortalama tüketiciler değil alanında uzman ve bilinçli tüketici grubu olduğunu, bu ürünlerin sınırlı sayıda tüketiciye hitap ettiğini, bu tüketicilerin “…” markasının Çinli bir firmaya ait olduğunu iyi bildiğini, dava konusu markanın 09. sınıf emtia üzerinde öncelikli ve yoğun ticari kullanımı dolayısıyla davacının gerçek hak sahibi olduğunu, bu hakkın itiraza mesnet markadan çok daha önce elde edildiğini, aksine markayı sektörde bilinir hale getirdiğini, öyle ki davalı tescilinden önce en çok kullanılan arama motoruna “…” yazıldığında çıkan sonucun yasal temsilci olan davacıya ait web sitesi olduğunu, dolayısıyla marka başvurusu için kötüniyet söz konusu olmadığını, “…” markasının tüketici algısın ve alışkanlığında 35. sınıf bakımından bir yeri olmadığını ileri sürerek 2018-M-10187 sayılı YİDK kararının iptaline talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu markaların görsel, işitsel ve kavramsal olarak aynı olduğunu, benzer mal/hizmetler içerdiğini bu sebeple YİDK kararının hukuka uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusunu oluşturan çekişmeli 09. sınıftaki malların, redde dayanak marka kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı/benzer oldukları, başvuru standart karekterle yazılmış “…” ibaresinden oluşurken, itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı “… …+şekil” ibaresinden oluştuğu, dava konusu markalarda … … ibaresinin ortak olduğu, markalar arasındaki görsel olarak da yüksek benzerlik bulunduğu, davalı markaları ile işitsel, görsel, anlamsal ve bir bütün olarak bıraktığı intibaı bakımından ayniyete yakın düzeyde benzerlik gösteren davacı markasının, benzer emtia üzerinde tescili halinde davalı markalarının devamı/serisi gibi algılanabileceği, davacının marka başvurusu kapsamından çıkarılan 09. sınıf mallar bakımından dava konusu markalar arasında 6769 sayılı SMK m. 6/1 anlamında benzerlik ve karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının m. 6/3 kapsamındaki iddialarının ispatlanamadığı ve bu iddiaların iş bu dava özelinde de dikkate alınamayacağı, davacının tanınmışlık iddiasını ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, İtiraza gerekçe gösterilen marka ile müvekkil adına kayıtlı itiraza konu marka başvurusunun kapsadığı mal ve hizmetler birbirinden farklı bulunduğunu, itiraza konu marka bilinen bir marka olup müvekkilinin itiraza konu markanın Türkiye’deki tek yasal temsilcisi olduğunu, müvekkilinin kısmen reddedilen 9. Sınıfa ait emtiası ile itiraza gerekçe olarak sunulan 35. Sınıfa ait mağazacılık/satış hizmetleri ile ilişkilendirilebilme ihtimalinin olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının başvurusuna konu “…” ibaresi ile davalının itiraza mesnet aynı ibareli markası arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında, yüksek derecede benzerlik bulunduğu, ayniyete yakın düzeyde benzerlik gösteren davacı markasının, benzer emtia üzerinde tescili halinde davalı markalarının devamı/serisi gibi algılanabileceği, bu bağlamda 9. Sınıf emtia ile 35/5. Sınıf özelinde bulunan 9. Sınıf hizmetlerin benzediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

….