Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/598 E. 2021/1695 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : FSEK’na Dayalı Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/11/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar …, … ve … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin lisans hakkı kendilerine ait olan “…” isimli bilgisayar yazılımının FSEK uyarınca eser sahibi olduğunu, ….İş dosyasında yapılan keşif sonucunda düzenlenen 15.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere, davalılara ait bilgisayarda, mali hakları müvekkili şirkete ait olan …… modüllerinin kurulu ve aktif olarak çalışır durumda olduğunun tespit edildiğini, davalıların bu şekilde müvekkili şirket yazılımlarının izinsiz olarak, korsan diye tabir edilen biçimde yüklenmiş ve şifre kırmak suretiyle bilgisayarlarında kullanmakta olduğunu, davalı şahıslar hakkında…. sayı ile soruşturmanın yürütüldüğünü ileri sürerek, FSEK 68. maddesi uyarınca, şimdilik 16.000.-TL’nin, haksız eylemin gerçekleştiği 15.12.2017 tarihten itibaren işleyecek ticari (reeskont) faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 24.07.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 115.496,10 TL’na yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri ayrı ayrı, yetki ve esas yönünden davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davaya konu “… 5.1” adlı bilgisayar programının 5846 sayılı FSEK anlamında “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde olduğu, davacının söz konusu bilgisayar programı üzerinde mali hakları kullanma yetkisini haiz bulunduğu, davaya konu “…’ adlı bilgisayar programının 5846 sayılı FSEK anlamında “ilim ve edebiyat eseri” niteliğinde olduğu, davacının söz konusu bilgisayar programı üzerinde mali hakları kullanma yetkisini haiz bulunduğu, davalıların işyerindeki 1 adet bilgisayarda lisansız olarak “…” programının yüklü ve kullanılabilir durumda olduğu, davaya konu bilgisayar programının, davalıların kontrolündeki bir bilgisayara, davacı hak sahibinden izin alınmaksızın (lisanssız) yüklenerek kullanılması şeklinde ortaya çıkan fiilin, davacı hak sahibinin FSEK m.22’den kaynaklanan “çoğaltma” hakkını ihlal etmiş bulunduğu, yazılım kurulum tarihinin 28.06.2018 olduğu, yazılım bu tarihte alındığı değerlendirildiğnde, KDV hariç lisans bedelinin 38.498,70 TL olacağı, aynca FSEK m.68 uyannca rayıç bedelin en fazla 3 katı telif tazminatı istenebileceğinden, tazminat miktarının KDV hariç en fazla: 38.498,70 TL x 3 = 115.496,70 TL’ye kadar istenebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, FSEK 68. maddesi uyarınca 115.496,10 TL telif tazminatının 15.12.2017 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin işyeri adresinin …. olup, davalılardan şirketin merkezinin de bu adres olduğunu, davacının iddia ettiği olayın Bursa’nın … ilçesinde bulunduğunu, davanın açılacağı yetkili mahkemelerin de İstanbul (Çağlayan) Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi veya Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının davasını bu iki yetkili yer mahkemesinden birisinde açması gerekirken, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde açtığını, mahkemece müvekkili … da dahil olmak üzere, gerçek kişi davalıların hangi gerekçe ile müşterek ve müteselsil sorumluluğuna hükmedildiği hususunun gerekçeli kararda belirtilmediğini, dava konusu ürünün kurulum tarihi olarak belirtilen 29.08.2016 tarihinde müvekkilinin yönetim kurulunda yer almadığını, davanın açıldığı 03.07.2018 tarihinde müvekkilinin yönetim kurulu başkanı olmasının, bu davanın onun aleyhinde de ikame edilebilmesini ve sorumluluğuna hükmedilmesini mümkün kılmadığını, dava konusu yazılımın….. Şti. tarafından düzenlenen 24.10.2005 tarihli 2.719,07-TL. tutarındaki faturaya istinaden, davalılardan ……. tarafından 01.11.2005 tarihinde 2.739,07-TL. ödeme yapılmak suretiyle satın alındığını, mahkemenin FSEK 68 maddesi uyarınca uğradığını iddia ettiği zararın üç katı tutarının üst sınır olup, mahkemece tazminatın kapsamının ve tutarının kusur durumuna göre tespit edileceğini, bilirkişiler tarafından belirtilen yazılım bedelinin neye göre hesaplanığının belli olmadığını, fahiş olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davalı şirketin adresinin…. olup, davacının iddia ettiği olayın Bursa’nın … ilçesinde bulunduğunu, müvekkilinin ve diğer davalı şahısların adreslerinin de İstanbul’da olduğunu, bu sebep ile davanın görüleceği yetkili mahkemelerin İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi veya Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla … Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın müvekkili açısından husumet yokluğu sebebi ile reddinin gerektiğini, davalı şirket tarafından dava konusu yazılımın satın alınmış olup, faturasının da dosyaya sunulduğunu, bilirkişi tarafından bildirilen 38.498,70-TL. lisans bedelinin hangi kıstaslar, veriler baz alınarak hesap edildiğinin belli olmadığı gibi, hesaplanan bedelin fahiş olduğunu, 3 katı tazminatın üst sınırı olup, tazminatın tespitinin kusur durumu da dikkate alınmak suretiyle yapılmasının gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin davalı sıfatını taşımasının mümkün olmayıp, davanın esasa girilmeksizin husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, mahkemece bu konudaki itirazlarının değerlendirilmediğini, müvekkilinin yazılımın şirket bilgisayarına indirildiği 29.08.2016 tarihinde yönetim kurulunda olmadığını, 23.11.2016 tarihli genel kurul kararı ile yönetim kurulu üyesi olarak atandığını, indirilen yazılımın kullanılmış olduğuna dair dosyada hiçbir tespitin ve kanıtın bulunmadığını, ihlal niteliğinde bir eylemin varlığının kabulü halinde dahi 29.08.2016 tarihinde başlamış ve sonlanmış bir eylem olacağından, müvekkilinin sorumluluğunun doğmasının mümkün olamayacağını, TTK 369 ve FSEK 66/2-3 maddelerinin müvekkili açısından uygulanabilmesinin de mümkün olmadığını, mahkeme kararında davacı lehine hükmedilen tazminat miktarının haksız şekilde üç katı olarak uygulanmış olup, mahkeme gerekçesinde neden azami bedelden tazminata hükmedildiğinin de açıklanmadığını, davalı şirketin ve bir kısım davalıların söz konusu yazılımın davacıdan satın alındığını belirtip, buna dair fatura ve ödeme dekontu sunduklarını, bu hususun davacı vekilinin 20.09.2018 tarihli davalı …’a yönelik cevaba cevap dilekçesinde de açıkça ikrar edildiğini, davalı şirkete yapılan keşif esnasında, şirkete ait sadece 1 adet bilgisayarda yazılım programının indirilmiş olduğu tespit edildiğinden, şirket tarafından da bir bilgisayar için geçerli olacak şekilde fatura sunulduğundan, davanın reddinin gerektiğini, bilirkişi ek raporunda davacı beyanına göre yeniden belirlenen 38.498,70 TL’nın davacı beyanında KDV dahil olarak belirtilmesine rağmen, ek raporda KDV hariç olarak raporlandığını, somut olayda reeskont faizinin uygulanmasının mümkün olmadığını, davalı şirketin her ne kadar tacir olsa da, somut olay açısından tüketici bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE: Dava, FSEK 68. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve 5846 sayılı FSEK.’nın 68/son maddesi uyarınca eser sahibinin, ikamet ettiği yerde de tecavüzün ref’i ve men davasını açabileceği, kaldı ki davalıların birden fazla yer mahkemesini yetkili göstermesi nedeniyle yetki itirazlarının da geçersiz olduğu, davalı gerçek kişilerin 15.12.2017 tespit tarihi itibariyle diğer davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri oldukları, bu durumda aynı yasanın 66/2. maddesi uyarınca aleyhlerinde dava açılmasında bir isabetsizliğin bulunmadığı, dava dışı… Ltd. Şti. tarafından düzenlenen 24.10.2005 tarihli faturanın, Netsis isimli başka bir ürüne ilişkin olup, dava konusu programa ilişkin olmadığının, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi incelemesi sonucunda açıkça tespit edildiği anlaşılmakla, davalılar …, … ve … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar …, … ve … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 7.889,53 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalılar …, … ve … tarafından ayrı ayrı yatırılan 1.972,50’şer TL istinaf karar ve ilam harçlarının mahsubu ile bakiye 5.917,03 TL’nin anılan davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar …, … ve … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021

…..