Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/589 E. 2021/1642 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/01/2020
NUMARASI …..

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 14/01/2020 tarih ve ……. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin …… ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…..” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu,….. kod numarasını alan başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın,…..sayılı kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa markaların benzer olduğunu, aynı/benzer emtiayı kapsadığını, …’in müvekkilinin aynı zamanda ticaret unvanı olduğunu, “…” ibaresinin müvekkili tarafından yoğun ve yaygın kullanılıyor olması nedeniyle davalının SMK 6/5. maddesi kapsamında haksız yarar elde edeceğini, “…” markalarını davalının bilmemesinin mümkün olmadığını ileri sürerek, davalı … …. kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket temsilcisi savunmada bulunmamıştır.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki 29. sınıf mallar, 35/01-04. sınıf hizmetler, 35/05 (05, 29, 30, 31, 32. sınıf mallar için) hizmetler yönüyle taraf markalarının aynı tür, 35/05 (32/04 sınıf mallar için) hizmetler yönüyle taraf markalarının benzer, 35/05 (01-28, 32/04, 33-34. sınıf mallar için) hizmetler yönüyle taraf markalarının farklı olduğu, ancak dava konusu marka ile davacı markalarının ibareler yönünden bütünsel anlamda yapılan karşılaştırılmasında, birbirlerinin farklı versiyonları, alternatifleri veya bir serinin devamı olarak nitelendirilmesi mümkün olmayan işaretler oldukları, “…” kelimesinin piyasada dava dışı birçok şirketin pazara arzını gerçekleştirdiği ürünler üzerindeki markalarının parçasını oluşturduğu, dosya içerisinde “…” ibaresinin tek başına davacı yana bağlandığını ispata yarayan bir delile de rastlanmadığı, “… …” ibaresi ile karşı karşıya kalan tüketicinin, bu ibareyi davacının markası olarak yorumlama yoluna gitmeyeceği, dolayısıyla dava konusu markalar arasında SMK 6/1. maddesi anlamında karıştırılma ihtimalinin söz konusu olmadığı, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında karıştırılma tehlikesi olmadığından, tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin bulunmayacağı, davacının ticaret unvanı nedeniyle dava konusu markanın tescil engelinin de olmadığı, başka bir ifadeyle SMK m. 6/6’dan kaynaklanan bir tescil engelinden de söz edilemeyeceği, davalı şirketin kötü niyetli bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, bilirkişi raporunda yer alan kendi içerisinde çelişkili ve eksik görüşler hakkında müvekkilince yapılan itirazların incelenmediğini, “…” sözcüğünün Türkçede “…” anlamına kesinlikle gelmediğini, “…, canlı, yaşayan, hayatsal” anlamlarına geldiğini, bu nedenle de dava konusu markadaki “…” ve “…” sözcüklerinin bileşiminin, “…..” şeklinde sıfat tamlaması oluşturduğunu, bu söz öbeğinin de, dava konusu markanın kapsamındaki “…” v.b. gıda ürünlerine atıf yaptığını, aynı şekilde müvekkilinin “…” ibareli markasının Türkçe karşılığının da “… … ürünler” anlamına geldiğini, markaların benzer gıda ürünlerini kapsadığını, “…” ibaresinin markaların kapsamında yer alan emtialar bakımından cins, çeşit, vasıf, kalite ve fonksiyon belirten bir ibare olmadığını, “…” sözcüğünün ise somut ve soyut ayırt ediciliği bulunmayan ve hiçkimsenin tekeline bırakılmaması gereken bir ibare olduğunu, markalar arasında ilişkilendirme ihtimalinin bulunduğunu, müvekkilinin “…” markasının tanınmış marka vasfında olduğunu, 6769 sayılı SMK.’nun 6/5. maddesinde sayılan üç koşulun tamamının somut uyuşmazlık bakımından gerçekleştiğini, müvekkili şirketin ticaret unvanının “…” esas unsurlu olması nedeniyle, 6769 sayılı SMK.’nun 6/6. maddesi gereğince de başvurunun reddinin gerektiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve her ne kadar tarafların markalarını kullanmak istedikleri emtialar, 29 ve 35. sınıftaki bir kısım mal ve hizmetler yönünden benzer ise de, davalının başvurusunun asıl unsurunu “… …”, davacının markalarının asıl unsurunu ise “…” ve “…” ibarelerinin temsil ettiği, davacının “…” asıl unsurlu markası ile davalının başvurusunun benzer olmadığının açık bulunduğu, davacının “…” asıl unsurlu markalarında yer alan “…” ibaresinin “…” kelimesini çağrıştırdırdığı, “…” ibaresinin ise İngilizce “…, hayati, çok lüzumlu, …” gibi anlamlarında kullanıldığı, davalının başvurusundaki “…” ibaresinin ise “…” anlamına geldiği, dolayısıyla davacının “…” ibareli markalarının “hayati organiklik” mesajı verirken, davalı başvurusunun “…..” mesajını verdiği, bu farklılığın davalının başvurusunu, davacının markalarından ayırt etmek için yeterli bulunduğu, esasen gıda sektöründe sıkça kullanılan “…” ibaresinin zayıf bir ibare olduğu, dolayısıyla taraf markalarının tek başına anılan ibarenin ortaklığı sebebiyle benzer sayılamayacağı, taraf markaları arasında görsel ve mizanpaj farklılıkların da baskın bulunduğu, benzer bir uyuşmazlıkta “…” ibaresini, davacı markaları ile benzer görmeyen Yargıtay 11. H.D.’nin 01/04/2019 tarih ve ….. sayılı ilamının da aynı yönde olduğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan maktu harcın mahsubu ile yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2021

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.