Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/588 E. 2021/1643 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/10/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin……. ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, … kod numarasını alan başvuruya müvekkili tarafından yapılan itirazın, … sayılı YİDK kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa somut uyuşmazlıkta SMK’nın 6/1 maddesinde öngörülmüş tüm koşullar gerçekleştiğinden iltibasın mevcut olduğunu, taraf markalarında “…” ibaresinin esas unsur olarak kullanıldığını, müvekkilinin markasının tanınmış marka olmasından dolayı benzer olmayan mal ve hizmetler için de itiraz haklarının bulunduğunu, ayrıca davalı yanın markasının tescilli olduğu 35. sınıftaki hizmet/emtialar ile müvekkilinin markasının tescilli olduğu hizmet/emtiaların tamamen aynı olduğunu, davalının marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin ticaret unvanında da “…” ibaresini kullandığını, bu nedenle ticaret ünvanı üzerinde önceye dayalı kullanım suretiyle hak elde ettiğini ileri sürerek, davalı … …. kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davaya konu müvekkil markasının davacının “…” ibareli markalarıyla görsel, işitsel ve kavramsal olarak tamamen farklı olduğunu, iltibas tehlikesinin bulunmadığını, müvekkilinin markasının bir bütün olarak algılandığında esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu, davacı markasının tanınmış marka olmadığını, müvekkilinin marka başvurusunun kötüniyetli bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 35, 39, 42. sınıf mal/hizmetlerin aynı veya aynı tür veya benzer olduğu, ancak ibareler arasında fonetik ve görsel olarak bir bütün halinde yapılan değerlendirilme sonucunda, taraf markalarının anlamsal, görsel ve fonetik olarak birbirinin aynı veya devamı olduğu intibaını uyandırmadığından, davalı başvurusu ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı, 6769 sayılı SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi bulunmadığından, tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğunu ve davaya konu markada söz konusu esas unsurun aynen kullanıldığını, tarafların markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve taraf markalarında yer alan 35, 39, 42. sınıf hizmetlerin aynı veya aynı tür veya benzer olduğu, ancak tarafların marka olarak kullanmak istedikleri ibareler arasında fonetik ve görsel olarak bir bütün halinde yapılan değerlendirilme sonucunda, taraf markalarının anlamsal, görsel ve fonetik olarak birbirinin aynı veya devamı olduğu intibaını uyandırmadığından, davalı başvurusu ile davacı markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında karıştırılma tehlikesinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2021
….