Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/584 E. 2021/1644 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/01/2020
NUMARASI : …
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Hükümsüzlük

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/01/2020 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin ….. ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “… … …+şekil” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu…… kod numarasını alan başvuruya müvekkilinin itirazlarının,…. sayılı kararı ile yerinde görülmeyerek reddedildiğini, oysa müvekkili şirketin “…” ibareli veya esas unsurlu seri markalarının, dava konusu başvuru markası ile aynı mal sınıfında kullanıldığını, ibareler yönünden de görsel, sesçil ve anlamsal olarak aynı veya ayırt edilemeyecek, en azından karıştırma ihtimaline neden olacak derecede benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin “…” markasının tanınmış marka olduğunu, davalı yanın “… … …” önceki markasını kullanmadığından kazanılmış hakka esas alınmayacağını, davalının çok farklı ibareler içeren markalar alabilecekken, “…” baskın unsurlu çok sayıda marka başvurusunda bulunmasının kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkilinin faaliyetine 1946 yılında İtalya’da başlamış ve dünya çapında 4. büyük … ve şekerleme üreticisi olarak üne kavuşmuş bir şirket olduğunu, müvekkillerinin “…” markası altında satışa sunduğu çok çeşitli … ürünlerinin bulunduğunu, tanınmış “… …” markalı … ürününün … renkli ürün ambalajından, yine … renginin kullanıldığı ve “…” … ürünlerinin bir arada sunulduğu “… … …” ve “… … … …” ürün ambalajlarından görüleceği üzere, işbu davaya konu “… … …” markalı ürün için de özgün bir kompozisyon ve … rengi kullanılmış ürün ambalajının ve Türkçede “…” anlamına gelen “… …” ve “…” anlamına gelen “…” sloganlarının yaratıldığını, davacı şirketin itiraza gerekçe markaları ile müvekkilinin marka başvurusunun benzer olmadığını, markalar arasında ortak olarak değerlendirilebilecek tek unsurun, ayırt ediciliğe sahip olmayan “…” ibaresi olduğunu, yaygın bir kullanıma sahip olan bu genel ibarenin, sadece tek bir firmanın kullanımına bırakılmasının mümkün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, başvuru kapsamındaki 30. sınıf malların, itiraza dayanak markaların kapsamındaki mal ve hizmetlerle aynı, aynı/benzer oldukları, taraf markalarında ortak olarak kabul edilen “…” ibaresinin “…/…..” anlamlarına geldiği, davalı markasında “…” ibaresi dışında yer alan diğer ibarelerin farklılık derecesini yükseltemediği, “…” ve “…” ibarelerinin şemsiye/lider marka olduğu, dolayısıyla benzerlik değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulamayacağı, “…” kelimesinin tüm davacı markalarında esası unsur ya da esaslı unsurun bir parçası olduğu ve bu şekilde davacının “…” esas unsurlu marka ailesi yarattığı, “…” esas ibaresi ile seri marka oluşturduğu, bu durumun markalar ve arasında benzerliğe ve ilişkilendirme ihtimaline yol açabileceği, dolayısıyla redde mesnet gösterilen markalar ile davalı yanın başvuruya konu markasının, SMK madde 6/1 anlamında ilişkilendirme ve karıştırma ihtimalinin olacağı, davacının “…” esas unsurlu markalarının 30. sınıftaki “…” emtiası yönünden, dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle tanınmış marka olduğu, tanınmış markanın toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği ve tanınmış markanın itibarına zarar vererek haksız yarar sağlayabileceği, somut davada davalı şirket başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut verilerin dosya kapsamında bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ………. sayılı kararının iptaline, … sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, başvuru markasında, itiraz markalarında yer almayan kelime, renk ve şekil unsurlarının bulunduğunu, tarafların markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, markaların kelimelere bölünerek benzerlik incelemesi yapılamayacağını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markaların parçalara bölünerek benzerlik incelemesinin yapılamayacağını, tarafların markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunmadığını, davacı markalarının tanınmış olmadığını, mahkeme kararının emsal yargı kararlarına aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve tarafların markalarını 30. sınıfta aynı mallarda kullanmak istedikleri, davalının marka tescil başvurusunun esas unsurlarından birinin de “…” ibaresi olduğu, “…” anlamına gelen “…” ibaresinin ticari hayatta, sunulan ürün veya hizmetin kalite ve değerini göstermek amacıyla sıklıkla kullanılsa da, dava konusu markaların ilgili bulunduğu 30. sınıf emtialar yönünden vasıf bildirmediği, dolayısıyla benzerlik değerlendirilmesinde belirleyici unsurlardan birisi olarak nazara alınacağı, bu durumda davacı markalarında asıl unsur olan bu ibarenin, davalı Şirket başvurusunda da yer almasının, davalı başvurusunun, davacı markalarının serisi olduğu izlenimini yaratacağı, dolayısıyla tarafların markaları arasında, 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunduğu, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin birçok kararında da “…” ibaresinin korunacağının kabul edildiği (04.03.2019 tarih, 2017/5145 E. 2019/1772 K., 25.03.2019 tarih 2018/276 E.- 2019/2259 K., 09.10.2019 tarih 2018/4938 E.- 2019/6370 K.), taraflar arasında görülen başka bir davada Dairemizce verilen 02.06.2017 gün ve 2017/485 E.-548 K. sayılı ilamın ise somut uyuşmazlık yönünden emsal teşkil etmeyeceği, zira anılan uyuşmazlıkta, davalı Şirketin marka tescil başvurusundaki “… …” ibaresinin, diğer ibarelere göre abartılı bir biçimde büyük yazılıp, “the … …” ibaresinin ise “… …” ibaresinin altında ve okunamayacak derecede küçük yazıldığı, bu itibarla anılan başvurudaki “…” ibaresinin, başvuru markasının asıl unsurlarından biri olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla Dairemizin anılan ilamının konusunu oluşturan başvurunun, işbu davanın konusundan farklı olduğu, nitekim aynı hususların belirtilmesi suretiyle verilen Dairemize ait 14/09/2017 tarih ve … sayılı kararın da, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/03/2019 tarih ve….. sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … vekili ile … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … ile …’ndan alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar … ile … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2021