Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/581 E. 2021/1637 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 19/11/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirket nezdinde taşımacılık sorumluluk sigortalı bulunan dava dışı …. bünyesinde şoför olarak çalışan davalının sevk ve idaresindeki araçta taşınan emtianın çalındığını, müvekkili sigorta şirketinin muafiyet tenzili ile 19.784,17 TL ödeme yaptığını, kusuru sebebiyle zararın oluşumuna neden olan ve müvekkiline karşı zarardan rücuen sorumlu bulunan davalı aleyhine girişilen icra takibinin, davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu, davalının gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek hırsızlık olayının meydana gelmesine sebebiyet verdiğini, ödemenin 14/02/2017 tarihinde yapıldığından, davalının bu tarihten itibaren avans faiziyle birlikte müvekkiline karşı sorumlu olacağını ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, olay günü aynı yerde üç aracın daha soyulduğunu, aracın karayolları kurallarına uygun olarak park ettiğini, hırsızlık olayında herhangi bir kusurunun ve sorumluluğunun bulunmadığını, olay yerinin tenha olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, hırsızlık hasarının meydana gelmesinde poliçe özel şartlarına uygun davranmayan, gerekli özeni gösteremeyen, emteaları koruma görevini yerine getiremeyen ve hasarın meydana gelmesinde sorumluluktan kurtulabilmesi için gerekli şartları taşımayan davalının, davacı … şirketine karşı % 100 oranında sorumlu olacağı, hırsızlık hasarı nedeniyle oluşan gerçek zararın, çalınan emtea bedelinden (17.731,35 TL) muafiyet tutarının (1.097,57 TL) düşümü suretiyle belirlenen 16.633,78 TL olduğu, sigortalıya ödeme yapılan 14/02/2017 tarihi ile 09/08/2017 takip tarihi arası işlemiş faizin (avans faizi) ise 782,02 TL olarak hesaplandığı, dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davalının takibin 16.633,78 TL asıl alacak ve 782,02 TL işlemiş faize yönelik itirazının iptaline, takibin anılan miktarlar ile 16.633,78 TL asıl alacağa, takip tarihinden itibaren işletilecek değişen oranlarda yürütülecek avans faizi (yıllık % 9,75 oranını geçmemek koşuluyla) üzerinden devamına, 16.633,78 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin poliçe şartlarına uygun davranmadığı gerekçesinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin yoğun sis karşısında, herhangi bir kazaya meydan vermemek adına, gişelerin girişine aracını park ettiğini, park yaptığı alanda ışıklandırmaların mevcut olduğunu, müvekkili ile birlikte 3 aracın daha soyulduğunu, müvekkilinin gece saat 03:00 sıralarında park yaptığında, 30 kadar aracın burada park halinde bulunduğunu, yani müvekkilinin izbe bir alana, herhangi bir yol kenarına park yapmadığını, kaldı ki müvekkilinin kendi arzusu ile park yapmayıp, yoğun sis oluştuğundan park yapmak zorunda kaldığını, müvekkilinin sunduğu cevap dilekçesinin ekindeki fotoğraflarda, park yapılan alanda ışıklandırmaların bulunduğunun, park alanın tenha olmadığının ve saat 08:00 sularında dahi yoğun bir sisin mevcut olduğunun görülebileceğini, müvekkilinin aracı saat 03:00 civarında parka çektiği gözetildiğinde, sisin ne denli yoğun olacağının tahmin edilebileceğini, müvekkilinin yaşanan hırsızlık olayında herhangi bir kusurunun bulunmadığını, havanın yağışlı, sisli ve görüş mesafesinin kısıtlı olmasından ötürü park yaptığını, bu parkı da başkaca tırların da bulunduğu alana yaptığını ve aracını da terk etmediğini, müvekkilinin yükümlülüğünün iş sözleşmesinden ibaret olup, ayrıca poliçe şartlarından sorumlu tutulamayacağını, iş sözleşmesini de ihlal etmediğini, işveren sıfatını haiz ….’nin müvekkiline rücu imkanı bulunmazken, davacının halefiyetten bahisle müvekkiline rücu etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, taşımacılık sorumluluk sigortasından kaynaklanan alacağın rücuen tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve davalı sürücünün, dava dışı sigortalıya ait aracı, İstanbul 3. … girişindeki açık alana, gece saat 03:00 sıralarında park edip, arcın içinde uyumaya başladığı, sabah saat 08.00 sıralarında uyandığı zaman hırsızlık olayını fark ettiği, hırsızlığın meydana geldiği yerin güvenli bir park alanı olmadığı, üstelik 17.01.2017 tarihli olay yeri tespit tutanağına göre, aracın dorsesinin arka kapaklarında ve kapı üzerinde herhangi bir zorlama izine de rastlanmadığı, bu durumda mahkemece kendisine teslim edilen malları koruma görevini yerine getiremeyen ve zararın meydana gelmesini engellemek için gerekli özeni gösteremeyen davalı sürücünün, hırsızlık hasarının meydana gelmesinde kusurlu bulunduğunun kabul edilmesinde bir isabetsizliğin olmadığı, poliçe özel şartlarında bu şekilde meydana gelen olaylarda hasarın %80’inin davacı sigortacı tarafından sigortalıya ödeneceğinin, bakiye kısmın sigortalı üzerinde kalacağının ve ödenen kısmın kusurlu sürücüye rücu edebileceğinin düzenlendiği, her ne kadar davacı sigortacı tarafından, hasar bedelinden koasürans oranında indirim yapılmadan sigortalıya ödemede bulunulduğu sabit ise de, davacının aynı zamanda 27.04.2017 tarihli ibraname ile dava dışı sigorta ettirenden her türlü dava ve talep haklarını da temlik aldığı, bu durumda davacının kusurlu davalıya, ödediği tüm bedelin rücuen tahsili talebinde bulunabileceği anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 1.189,67 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, davalı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 297,41 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 892,26 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Kararın tebliğ ve harç işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/12/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2021