Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/575 E. 2021/1734 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Eser Vasfındaki Bilgisayar Programının İzinsiz ve Lisansız
Biçimde Bilgisayarlara Kurulumunun Yapılarak
Kullanılmasından Doğan Telif Tazminatı

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/12/2019 tarih ve 2018/423 E. – 2019/520 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar … ve … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin mühendislik üzerine bilgisayar programları üreten ve lisans yoluyla bunların kullanımını üçüncü kişilere bırakan bir şirket olduğunu, … ismiyle yazılımını gerçekleştirdiği eser vasfındaki bilgisayar programının da bunlardan biri olduğunu, müvekkiline gelen ihbarlar üzerine Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/20 Değişik İş sayılı dosyasında verilen karar uyarınca 07.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda iki adet bilgisayarda ……. isimli modüllerinin izinsiz ve lisansız biçimde yüklenmek ve çalıştırılmak suretiyle kullanılmakta olduğunun tespit olunduğunu, davalıların bu eylemlerinin müvekkilinin eserden doğan malî haklarının ihlâli niteliğinde bulunduğunu ileri sürerek FSEK’in 68. maddesi uyarınca 10.000,00.-TL telif tazminatının haksız eylemin gerçekleştiği 04.05.2018 tarihten itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiş; ıslah dilekçesiyle istemini 47.280,00.-TL’ye yükseltmiştir.
Davalılar, şirketin faaliyetlerine yeni başladığını ve …. Mühendisliği ile ilgili faaliyette bulunduğunu, tespit esnasında işyerinde bulunan stajyerlerin öğrenme amaçlı dosya hazırladıklarını, anılan programların harita mühendislerine yönelik olduğunu, orman mühendisliğinin faaliyet alanı ile ilgisi bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, … ismi ile üretilip pazarlanan bilgisayar programının, sahibinin hususiyetini yansıtacak biçimde şekillenmiş bulunması, FSEK’de öngörülen eser türlerinden birinin içine girmesi ve fikrî bir çabanın ürünü olması nedeniyle ilim eseri vasfında bulunduğu, FSEK’in 12. maddesi hükmü de nazara alındığında, eserle ilgili hakların ve kullanım yetkisinin sahibinin davacı Şirket olduğu, davalıya ait Denizli’de bulunan iş yerinde Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/20 Değişik İş sayılı dosyasında verilen karar uyarınca yapılan aramada, iki bilgisayarda … 5.1 ana modül ile bir kısım yan modüllerinin izinsiz ve lisansız biçimde yüklenmek ve çalıştırılmak suretiyle kullanılmakta olduğunun tespit olunduğu, davacının bilgisayara yapılan yükleme ilgili olarak 15.760,00-TL talep hakkının olduğu, FSEK’in 68. maddesi uyarınca davacının bu miktarın, üç katını isteme hakkının bulunduğu, buna göre davacının 15.760,00×3=47.280,00.-TL isteme hakkının olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 47.280,00-TL’nin 04.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde, tespit yapılan bilgisayarların, müvekkilleri ile herhangi bir bağlantısı bulunmadığını, mahkeme aşamasında müvekkilleri tarafından, tespit yapılan bilgisayarların şirkette staj yapan öğrencilerin şahsi bilgisayarları oldukları ısrarla belirtilmesine rağmen, bu hususun mahkemece hukuka aykırı olarak dikkate alınmadığını, davanın … yönünden husumet yokluğundan reddi gerektiğini, bilirkişi heyetlerinin eksik teşekkül ettirildiğini, davacı tarafın açıkça dürüstlük kuralına aykırı davrandığını, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporu esas itibariyle hukuka aykırı bulunduğunu, söz konusu fiyat listesinin doğru olup olmadığı anlaşılamadığını, hükme baz alınan fiyat listesinin, telif tazminatının hesaplamasında kullanılması mümkün olmadığını, tespit tarihi ise 2018 yılı olup 2018 yılında … 7.7 sürümü piyasada olduğunu, … 5.1’in, 2018 yılında çıkmış olan … 7.7 sürümünün fiyat listesi üzerinden hesaplanması açıkça hukuka aykırı bulunduğunu, faiz başlangıç tarihi ve faiz türü hatalı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :Dava, eser vasfındaki bilgisayar programının izinsiz ve lisansız biçimde bilgisayarlara kurulumunun yapılarak kullanılmasından doğan telif tazminatı
istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı tarafın iş yerinde, 07/05/2018 tarihinde yapılan tespit sonucunda, iki adet bilgisayarda … 5.01 programının kurulu ve çalışır olduğu tespit edilmiştir. Yargılama sırasında sunulan bilirkişi raporunda, bilgisayarında kurulu bulunan … programının ilim ve edebiyat eseri niteliğinde olduğu, davacının söz konusu programın mali haklarını kullanma yetkisine sahip bulunduğu, … 5.1. programı ile modüllerin çalışır durumda oldukları açıklanmıştır.
5846 sayılı FSEK’in eser sahibinin mali haklarından olan çoğaltma hakkı düzenlenmiştir. Buna göre, bir eserin herhangi bir şekilde çoğaltılması hakkı münhasıran eser sahibine ait olup, maddenin son fıkrası uyarınca çoğaltma hakkı, bilgisayar programının geçici çoğaltılmasını gerektirdiği ölçüde, programın yüklenmesi, görüntülenmesi, çalıştırılması, iletilmesi ve depolanması fiillerini de kapsamaktadır.
Davalı tarafı iş yerindeki 2 adet bilgisayarda da … 5.1 programı ile yan modüllerinin yüklü ve çalışır vaziyette bulunduklarının tespit edildiği, davacıyla sözleşme yapılmadan veya davacının izni olmadan gerçekleşen bu eylem ile davacının çoğaltma hakkının ihlal olunduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmıştır.
Her ne kadar davalı tarafça, söz konusu programın kendilerine ait olmadığı, dava dışı kişiye ait olduğu, ayrıca davalı …’nın sorumlu bulunmadığı savunulmuş ise de, davalı iş yerinde kullanılan bilgisayarlarda söz konusu programın kurulu bulunması karşısında, davalı tarafın bu yöne ilişkin savunması yerinde bulunmadığı gibi, FSEK.’nin 66/2. maddesi uyarınca tecavüz, hizmetlerini ifa ettikleri sırada bir işletmenin temsilcisi veya müstahdemleri tarafından yapılmışsa işletme sahibi hakkında da dava açılabileceği, bu durumda FSEK.’nin 68. maddesi yönünden işletme sahibinin de asli faillerde olduğu gibi kusurlu olup olmaması sonuca etkili bulunmadığı (Levent Yavuz, Türkay Alıca, Fethi Merdivan, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu Yorumu, 1. Baskı, Cilt:2, s:1900-1905). anlaşıldığından diğer savunma da yerinde bulunmamaktadır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 05.12.2017 tarih, 2016/5285 Esas, 2017/6913 Karar, 19.01.2017 tarih, 2016/878 Esas, 2017/382 Kararve 10.12.2014 tarih, 2014/10237-19384 E.,K. sayılı ilamları da bu yöndedir.
İlk derece mahkemesince de davalı tarafın eyleminin, davacının çoğaltma hakkının ihlali niteliğinde olduğu kabul edildiğinden, yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Diğer yandan, TTK’nın 4/1-d maddesi uyarınca uyuşmazlığın ticari dava ve aynı Kanunun 3. ve 19. maddeleri uyarınca ticari iş niteliğinde olduğu, dolayısıyla ticari faize hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, yine haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin de yerinde olduğu anlaşılmakla, davalılar vekilinin bu hususlara ilişkin istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.
Davalı taraf tarafın eyleminin, davacının kullanmaya yetkili olduğu çoğaltma hakkının ihlali niteliğinde olduğunun tespitinden sonra, davacının FSEK’in 68. maddesi uyarınca talep edebileceği tazminatın belirlenmesi gerekmektedir. FSEK’in 68. maddesi, “Eseri, icrayı, fonogramı veya yapımları hak sahiplerinden bu Kanuna uygun yazılı izni almadan, işleyen, çoğaltan, çoğaltılmış nüshaları yayan, temsil eden veya her türlü işaret, ses veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletenlerden, izni alınmamış hak sahipleri sözleşme yapılmış olması halinde isteyebileceği bedelin veya bu Kanun hükümleri uyarınca tespit edilecek rayiç bedelin en çok üç kat fazlasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Anılan hüküm kapsamında, sözleşme yapılmış olması halinde istenebilecek bedelin (varsayımsal sözleşme bedeli) ne şekilde tespit edileceği konusunda HGK’nın 20.03.2002 tarih, 2002/176-214 E.K. sayılı ilamı yol gösterici niteliktedir. Anılan kararda, varsayımsal sözleşme bedelinin, eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta gibi kriterler dikkate alınarak eser sahibinin tecavüzde bulunanla sözleşme yapması halinde isteyebileceği bedele göre belirlenmesi gerektiği açıklanmıştır. Varsayımsal sözleşme bedeli belirlenirken, varsa ihlal konusu mali hakkın devrine ilişkin önceki sözleşmelerden yararlanılabilir. Bu tür sözleşmeler emsal alınırken, sözleşmenin dava konusu olaya ne ölçüde uyduğunun, aradaki farklılıkların ve benzerliklerin neler olduğunun gözetilmesi zorunludur. Somut olayda, davaya konu programın, davacı tarafça satışa sunulan bir program olması ve benzer uyuşmazlıklardaki Yargıtay uygulamaları da gözetildiğinde, izinsiz olarak kurulan programın ve yan modüllerinin varsayımsal sözleşme bedelinin tespitinde, davacının satış fiyat listesinin de dikkate alınması gerekmektedir.
Ancak, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, tespiti yapılan ürünün 2018 yılında satılmadığı ve bu nedenle satış fiyatının bulunmadığı açıklanmasına rağmen, 2018 yılındaki yeni sürümün fiyatları esas alınarak eski sürüm için hesaplama yapılması doğru görülmemiştir.
Dosya kapsamında bulunan bilgi, belge ve beyanlardan, … 5 versiyonunun daha önce piyasaya sürüldüğü, sonrasında ise 6. ve 7. versiyonlarının çıktığı, davalı tarafın iş yerinde tespiti yapılan … 5.1 yazılımının, tespit tarihi itibariyle güncel sürüm olmadığı, güncel sürümün … 7.0 olduğu, yazılımın yükleme tarihleri itibariyle varsayımsal sözleşme ilişkisinin kurulduğunun değerlendirildiği, yeni sürüm çıktığında eski sürümün kullanılmaya devam edilebildiği, ancak genel uygulama olarak yazılım firmalarının, programın yeni versiyonu çıktığında eski sürüm satışını keserek hemen yeni sürüm satışına başladıkları, güncel sürümün … 7.0 olduğu, davalının tarafın iki eski sürüm yazılım kullandığı değerlendirildiğinde ürünün eksik özellikleri sebebiyle %20 oranında daha indirim yapılabileceği, bu belirlemenin Türk Borçlar Kanunu’nun 50. maddesine de uygun bulunduğu, buna göre dosya kapsamındaki rayiç bedelin 12.608 TL olabileceği, üç katının ise 37.824 TL olacağı anlaşılmıştır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, davalı tarafından davacının mali haklarını kullanma yetkisini haiz olduğu bilgisayar yazılımının, izinsiz olarak bilgisayarına kurulduğu, bu durumun davacının çoğaltma hakkını ihlal ettiği, izinsiz olarak kurulan bilgisayar programının FSEK’in 68. maddesi uyarınca varsayımsal sözleşme bedelinin üç katı bedelin talep edilebileceği anlaşılmıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmelidir. Diğer bir ifade ile kanun koyucu, temyiz kanun yolunda Yargıtay tarafından verilen yerel mahkeme hükmünün düzeltilerek onanması kararını, istinaf mahkemeleri için öngörmemiş, bu halde istinaf mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan bu yanlışlığın giderilmesinin ise yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiş, davalılar ilk derece mahkemesinde vekil ile temsil edilmediğinden ve sunulan vekaletnamenin gerekçeli karardan sonra verildiği anlaşıldığından davalılar yararına reddedilen tutar için vekalet ücreti takdir edilmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/12/2019 gün ve 2018/423 E. – 2019/520 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 37.824,00.TL’nin 04.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 2.583,75.TL nispi karar ve ilam harcından peşin ve ıslah harcı olarak alınan 807,42.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.776,33.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 1.800,00.TL bilirkişi ücreti, 236,90.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 101,50.TL tebligat masrafından oluşan toplam 2.138,40.TL’nin, davanın kabul ve ret oranına göre takdiren olan 1.710,72.TL’ye, 807,42.TL peşin ve ıslah harcı, 35,90.TL başvuru harç tutarı eklenerek toplam 2.554,04.TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı Şirket tarafından istinaf aşamasında yapılan 1,00.TL posta masrafından oluşan yargılama giderinin davanın kabul ret oranına göre takdiren 0,20.TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
8-Davalı … tarafından peşin olarak alınan 700,00.TL nispi istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde anılan davalıya iadesine,
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2021 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/01/2022