Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/571 E. 2021/1677 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/571
KARAR NO : 2021/1677
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/01/2020
NUMARASI : 2018/378 E. – 2020/7 K.

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. .

DAVALI : 1-…
VEKİLİ : Av.
DAVALI : 2-

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 15/01/2020 tarih ve 2018/378 E.- 2020/7 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı … davalı … vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 1883 yılında bir aile şirketi olarak kurulduğunu, özellikle elektrik süpürgeleri dahil olmak üzere ev gereçleri ve kozmetik alanında piyasada önemli bir marka haline geldiğini, müvekkilinin 2014/02830 sayılı “…” markasının sahibi olduğunu, davalı şirketin 2017/05097 sayılı “… … …” markasına ilişkin itirazlarının Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından reddine karar verildiğini, bunun üzerine YİDK nezdinde gerçekleştirdikleri itiraz sonucunda ise “sanayi tipi pişirme, kurutma ve soğutma tesisatı” emtiaları bakımından başvurunun kısmen reddine karar verildiğini, oysa taraf markalarının ayniyet derecesinde benzer olduklarını, zira başvurunun davalı Kurum tarafından müvekkili markaları ile ayniyet derecesinde benzer bulunmak suretiyle SMK 5. Maddesi uyarınca kısmen yayınlandığını, taraf markaları kapsamında yer alan emtiaların aynı ya da benzer olduklarını, markalar arasındaki yüksek benzerlik ile 11. Sınıfta yer alan mallar üzerinde dava konusu markanın tescili halinde karıştırılma riskinin bulunacağını, markaları oluşturan işaretler neredeyse aynı oldukların dava konusu markanın kapsamında yer alan tüm emtialar bakımından reddi gerektiğini, dava konusu markanın müvekkili markası ile olan benzerliğinin müvekkilinin yeni bir markası olarak algılanmasına neden olacağını, müvekkili markalarının tanınmış marka statüsünde olduğunu, SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddeleri uyarınca bu tanınmışlığının korunması gerektiğini, başvurunun kötü niyetli olarak kabul edilmesi gerektiğini, müvekkilinin tanınmış markaları ile iltibas yaratacak düzeyde benzer bir marka başvurusunda bulunulmasının haksız kazanç sağlamayı amaçladığını, davalı şirketin müvekkili ile aynı alanda faaliyet gösterdiğini, bunun www…com.tr alan adından da görülebileceğini, dolayısıyla davalının müvekkilinin markalarından haberdar olduğunu ileri sürerek itirazlarının kısmen reddi yönünden TÜRKPATENT YİDK’nın 10/08/2018 tarih ve 2018/M-5838 sayılı kararının iptalini, davalının 2017/05097 sayılı “… … …” ibareli markasının tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, başvuru kapsamında kalan malların davacı markalarındaki mallar ile benzer olmadığını, davacı yanın tanınmışlık iddialarının mesnetsiz bulunduğunu, SMK’nın 6/5 maddesindeki şartların oluşmadığını, kötü niyet iddiasının ispatlanamadığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket temsilcisi, davacı yan markasının Türkiye’de bilinir olmadığını, davacının markası kapsamındaki emtialar ile davalı şirketin ürün ve makinelerinin hiçbir ilgisi ve bağı bulunmadığını, davalı şirketin beyaz eşya ve elektronik ürün üretmediğini, ağırlıklı olarak katı, sıvı, gaz yakıtlı kalorifer kazanları ve boylerler üzerinde üretim yaptığını, bu ürünlerin birbiri ile bir bağlantısı bulunmadığını, hitap ettikleri tüketicilerin farklı olduğunu, davalı şirket markasında yer alan logonun, alev, yangın, yanıcı simgeleri temsil ettiğini, markalarda ortak olarak “thermo” ibaresinin yer alması nedeniyle karıştırılma ihtimali bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu 2017/05097 sayılı marka kapsamında yer alan “…” emtiası ile davacı yanın önceki tarihli markasındaki “… … …; … … …, … for the … goods, … … … …; … …” emtiaları arasında benzerlik bulunduğu, sair emtialar bakımından taraf markalarının aynı, aynı tür ya da benzer emtiaları kapsamadığı, bununla birlikte taraf markalarını meydana getiren işaretlerin, ilgili tüketici nezdinde, bütünsel açıdan bıraktıkları algıda, ayırt edilemeyecek düzeyde benzer olarak algılanacakları, bu nedenle başvuruda yer alan “…” emtiası bakımından, işaretler arasında karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimalinin bulunduğu, davacının markasının tanınmış marka olduğu yönündeki iddialar kapsamında sunulan delillerin markanın tanınmışlığını ispatlamaya elverişli olmadığı, başvurunun kötü niyetli bir başvuru olduğu hususundaki iddiaların deliller ile desteklenerek somut bir şekilde ortaya konulamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile TÜRKPATENT YİDK’nın 2018/M-5838 sayılı kararının, “…” emtiası bakımından davacının itirazının reddi yönünden iptaline, belirtilen emtia yönünden markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, taraf markaları arasında ayniyet derecesinde benzerlik bulunduğundan davanın SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca tümden kabulü gerektiğini, markların ayniyet derecesinde benzer olduğunun Markalar Dairesi Başkanlığının başvurunun SMK’nın 5/1-ç maddesi gereğince reddi kararının kesinleşmesiyle sabit olduğunu, markaların ayniyet derecesinde benzer olması halinde mallar arasındaki daha az derecede benzerliğin iltibasa neden olacağını, dava konusu marka kapsamında bırakılan 11. Sınıf mallar ile müvekkilinin markasının tescilli olduğu 11. Sınıf malların benzer bulunduğunu, zira müvekkilinin markası kapsamında yer alan “elektirkli ızgaralar ” malları ile davaya konu marka kapsamında yer alan “elektirkli ısıstma amaçlı cihazlar” emtiasının yan yana satıldığını, aynı şekilde müvekkili markası kapsamında yer alan “yenilebilir buz üretimi için elketirkli makineler , içecek soğutma apartaı” malları ile davaya konu marka kpsamında yer alan iklimlendirme ve havalandırma cihazları” ve “Su yumuşatma cihazları, su arıtma cihazları, su artutma tesisatı, atık arıtma tesisatı” mallarının bir arada satıldığını, dava konusu marka kapsamında kalan diğer malların da müvekkilinin markası kapsamında yer alan mallarla birçok elektirkli satış mağazasında bir arada ve yan yana satıldığını, müvekkili markasının tanınmış olup SMK’nın 6/5 maddesindeki koşulların da oluştuğunu, davalı şirketin kötü niyetli olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, dava konusu marka kapsamında bırakılan malların davacının itirazına mesnet markası kapsamında yer alan mallarla benzer olmadığını, dava konusu marka kapsamına yer alan “…” emtiasının davacı markasındaki mal ve hizmetlerle benzer bulunmadığını, elektirkli pişirme aletleri ile bir soba türünün aynı olduğundan bahisle benzer olduğu sonucuna varmanın mümkün bulunmadığını, söz konusu malların kullanım şekli, dağıtım kanalları, satış noktaları ve ilgili tüketici kesiminin aynı olmadığını, ayırca birbiriyle rekabet edebilir nitelikte yada birbirine ikame edilebilir bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu “… … …” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli markası arasında SMK’nın 6/1. maddesi anlamında, yüksek derecede benzerlik bulunduğu, taraf markalarında esas unsuru olarak yer alan “…” ve “…” ibareleri arasındaki ayniyete yakın bu benzerliğin dava konusu başvuru kapsamında yer alan “…” emtiası yönünden ortalama tüketici kitlesinde, her iki markalı ürünün aynı veya aralarında idari/işletmesel bağlantı bulunduğu ve aynı kökenden geldiği zannını doğurabilecek nitelikte olduğu, davacının itirazına mesnet markasının dava konusu başvuru tarihi itibariyle tanınmış olduğu ispat edilemediğinden somut uyuşmazlıkta SMK’nın 6/5 maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı , kötü niyet iddiasının da ispatlanamadığı anlaşılmakla, davacı … davalı … vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı … davalı … vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı … davalı … Kurumundan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı … davalı kurum tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacı … davalı kurumdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı … davalı kurum tarafından yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 23/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/01/2022

Başkan

Üye

Üye

Katip