Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/564 E. 2021/1628 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/11/2019 tarih ve … K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili Şirketin “…” ibareli tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalı Şirketin bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “…” ibaresinin marka olarak tescili için davalı Kuruma başvurduğunu, …. kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, önce Markalar Dairesi Başkanlığınca, sonrasında ise YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkilinin 1961 yılından bu yana özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler vs. ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin “…” markasının … nezdinde tanınmış marka olduğunu, “…” ibaresini ilk olarak 2000 yılında tescil ettirdiğini ve yatırımlar yaparak markalarını arttırdığını, müvekkilinin markaları ile davalı başvurusu arasında iltibas tehlikesinin bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin markalarının esas unsuru olan “…” ibaresine yalnızca bir harf getirilerek oluşturduğundan müvekkili markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu, dava konusu başvur kapsamında yer alan mal ve hizmetlerinde aynı ve benzer olduğunu, davalı ile müvekkili arasında iktisadi bağ kurulma ihtimali ve ortalama tüketici kriterinin davalı Kurum tarafından dikkate alınmadığını, davalı başvurusunun kötüniyetli olduğunu ileri sürerek,… sayılı kararının iptaline, başvurunun tescili halinde markanın 30 ve 32. Sınıfta bulunan tim mallar ile 35/5 sınıfta bulunan emtialardan 5 sınıfın 2 alt grubu ile 29,30 ve 32 sınıflara yönelik mallar yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket, davaya süresinde cevap vermemiş, anılan davalı vekili yargılama sırasındaki beyanlarda davanın reddini savunmuştur.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, … ibareli davacı markaları ile…. sayılı “…” ibareli marka başvurusu arasında 6769 sayılı SMK’nun 6/1 maddesi kapsamında benzerlik ve iltibas ihtimali bulunmadığı, davacının … ibareli markasının tanınmış marka olduğu iddiasının ispatlanamadığı ve 6769 sayılı KHK’nın 6/5 maddesinde sayılan koşulların somut olayda gerçekleşmediği, davalı marka başvurusunun kötü niyetle yapıldığı iddiasının da ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili markalarının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin gıda emtiası bakımından zayıf bir ibare olmayıp ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, dava konusu olan “…” ibareli başvurunun da asli unsurunun müvekkili markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunan “…” ibaresinden oluştuğu, başvuruda yer alan “…” ibaresinin ayırt edicilik taşımadığını, buna göre markalar arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunduğunu, “…” ibaresinin bitki ön eki olarak algılanacağı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuşsa da uyuşmazlık konusu mal ve hizmet sınıfının ortalama tüketici dikkate alındığında … ibaresinin bitki ön eki olarak algılanmasının mümkün olmadığını, iltibas incelemesi yapılırken ortalama tüketici kriterinin adeta yok sayıldığını, ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markalar arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin olmadığı, zira dava konusu başvuruda, davacı markasının asli unsurunu oluşturan “…” ibaresinin öne çıkartılmadığı gibi esasen dava konusu başvurunun bitki ön eki anlamına gelen “…” ve İngilizce’de karışım , karıştırma anlamlarına gelen “…” ibaresinin birleşiminden oluştuğu, bu hali dava konusu başvurunun davacının itirazına mesnet markalarından hem işitsel hemde anlamsal olarak yeterince farklılaştığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2022
….