Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/557 E. 2021/1702 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


K A R A R

….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : Faydalı Model Belgesi Belgesinin Hükümsüzlüğü, Faydalı Model Belgesine Tecavüzün Tespiti, Durdurulması,
Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/12/2019 tarih ve 2018/465 E. – 2019/539 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi taraflarca istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalı adına tescilli …. sayılı “…” adlı faydalı model belgesinin muhteviyatının, gerek yürürlükteki 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 142 vd. maddelerine, gerekse de mülga 551 sayılı KHK’nın ilgili hükümlerine aykırı olup hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, davalının faydalı model ile koruma altına aldığı ürünün yeni bir ürün olmayıp çok eskiden beri kullanılan ve ulusal/uluslararası patent tescillerine konu edilmiş mekanizmaları içerdiğini ileri sürerek, 2016/03485 tescil numaralı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait faydalı modelin tescil edilebilirlik koşullarını taşıdığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili, müvekkili adına tescilli 2016/03485 numaralı “…” adlı faydalı modeli bulunduğunu, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/55 D.iş sayılı dosyası üzerinden yaptırılan delil tespitinde, müvekkilinin faydalı modelinin birebir aynısının davalı iş yerinde bulunduğunun tespit edildiğini, bu durumun müvekkilinin faydalı model belgesinden doğan haklarına tecavüz oluşturduğunu ileri sürerek, faydalı model tescilinden kaynaklanan haklara tecavüzün tespitine, durdurulmasına, giderilmesine, 1.000, TL maddi, 100.000TL manevi tazminat ile 10.000 TL itibar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davacı faydalı modelinin yeni olmadığını, davacı faydalı modeline tecavüzünün bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, asıl davada davalı adına tescilli 2016/03485 sayılı faydalı model belgesinin başvuru tarihi itibariyle yeni ve sanayiye uygulanabilir olduğu, asıl davada davacı birleşen davada davalı adına kayıtlı 2018/11121 tescil numaralı faydalı model belgesinin, asıl davada davalı birleşen davada davacı tarafa ait 2016/03485 numaralı faydalı model kapsamında olmadığı ve bu faydalı modele tecavüzün bulunmadığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı birleşen davada davalı vekili, davalı birleşen davada davacıya ait 2016/03485 tescil numaralı faydalı model belgesinin yenilik ve ayırt edicilik koşullarını taşımadığından hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, birleşen dava dosyasında her bir talep yönünden ayrı ayrı müvekkili lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı birleşen davada davacı vekili, birleşen davanın konusunun davalı iş yerindeki makinenin müvekkili faydalı modeline tecavüz teşkil edip etmediği olduğunu ancak mahkemece davalıya ait 2018/11121 sayılı faydalı modelin inceleme konusu yapıldığını, oysa bu faydalı modele yönelik bir taleplerinin olmadığını, delil tespiti dosyasında müvekkili faydalı modelinin birebir aynısının davalı iş yerinde bulunduğunun tespit edildiğini, delil tespitindeki verilere göre bir inceleme yapılmasının gerektiğini, davalının 2018/11121 sayılı faydalı modelinin de yeni ve ayırt edici olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının birleşen dava yönünden kaldırılmasını ve birleşen davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE :1-Asıl dava, faydalı model belgesinin hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, birleşen dava ise faydalı model belgesine tecavüzün tespiti, durdurulması, kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Birleşen davada, davacı tarafça, delil tespiti suretiyle davalının iş yerinde tespit edilen makinenin, birleşen davada davacı adına tescilli 2016/03485 sayılı faydalı modele tecavüz teşkil ettiği ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise bu makine değil, birleşen davada davalı adına tescilli 2018/11121 sayılı faydalı model belgesi incelenerek, bu faydalı modelin birleşen davada davacıya ait 2016/03485 sayılı faydalı modele tecavüz oluşturmadığı bildirilmiş, mahkemece de bu rapor benimsenerek birleşen davanın da reddine karar verilmiştir. Oysa, birleşen davada davalıya ait 2018/11121 sayılı faydalı model birleşen davanın konusu olmayıp, bu husus birleşen davada davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde de açıkça belirtilmiştir. O halde, birleşen davaya konu olan ve birleşen davada davacı adına tescilli 2016/03485 sayılı faydalı modele tecavüz oluşturduğu ileri sürülen makinenin, Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/55 D.iş sayılı dosyasındaki tespitler de gözetilmek suretiyle davacıya ait faydalı modele tecavüz teşkil edip etmediği hususunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava konusu olmayan 2018/11121 sayılı faydalı modelin incelenmesi suretiyle karar verilmesi doğru olmamış, bu eksiklik uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli bir delil olduğundan, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
2-Kaldırma kararının niteliğine göre taraf vekillerinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı birleşen davada davalı ile davalı birleşen davada davacı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/12/2019 gün ve 2018/465 E. – 2019/539 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Taraf vekillerinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı birleşen davada davalı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine iadesine,
5-Davalı birleşen davada davacı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde kendisine iadesine,
6-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
8-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2022

….