Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/556 E. 2021/1701 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : FSEK’e dayalı Maddi ve Manevi Tazminat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/10/2019 tarih ve 2018/96 E. – 2019/443 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı …Ş. tarafından istenmiş ve dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, Eskişehir ……. 24 Şubat 2016 tarihli sayısının 24. sayfasında, müvekkilinin ve 2010 tarihinde boşanmış olduğu eski eşi …’ın evli oldukları dönemde yolda el ele yürürken kendilerinden habersiz şekilde çekilmiş fotoğraflarını yayınlandığını ve “…………” başlığı ile kamuya arz edildiğini, davalı …’nın fotoğrafı çeken kişi, diğer davalının ise fotoğrafı gazeteye veren kurum olduğunu, müvekkilinin haberin ne başlığı ne de içeriği ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, fotoğrafın izinsiz çekildiğini, çekilen ve haber yapılan fotoğraf yüzünden müvekkili ile eski eşinin manevi çöküntü yaşadıklarını ileri sürerek, 15.000,-TL manevi, 500,00-TL maddi tazminatın yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, öncelikle husumet ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, haberin basın özgürlüğü kapsamında ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin ilgili kararlarıyla birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, dava konusu haberle ilgili hukuka uygunluk kriterlerinin mevcut olduğunu, manevi tazminat şartları oluşmadığı gibi talep edilen tazminat miktarının da fahiş bulunduğunu, vekaletsiz iş görmeden kaynaklı maddi tazminat talebinin de yerinde olmadığını, davacının belirsiz veya kısmi dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını ve bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, haberin kişilik haklarına saldırı niteliği taşımadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı, davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davaya konu fotoğrafta davacı tarafın tasvir edildiği, bu fotoğrafın davacı taraf ile ilgisi bulunmayan bir haber metninde kullanıldığı, davacı tarafın isminin zikredilmediği, ilişkili olduğu haber metninde davacı tarafı öven ya da rencide eden bir ifadeye yer verilmediği gibi davacı tarafın bahse konu fotoğrafta tasvir ediliş şekliyle rencide edici bir durumun da oluşmadığı, bu haliyle somut olayda kişilik haklarına saldırı niteliğinde bir durum ortaya çıkmadığından Türk Medeni Kanununun 24. maddesi anlamında bir ihlalin varlığının söz konusu olmadığı, bununla birlikte, davacının fotoğrafının kendisinden izin alınmadan ve yine davacının arzu etmediği bir metinle ilişkilendirilerek kullanılması ve bu suretle davalı kurum abonelerine haber metni olarak servis edilerek umuma arz edilmesinin FSEK’in 86/1 madde hükmünde tanımlanan izin ve süre koşullarını ihlal ettiği, ortaya çıkan ihlal nedeniyle davacı tarafın FSEK’in 86/3 maddesi gereğince (TBK. 58 mad.-eski BK. md.49-) manevi tazminat talep etme hakkının bulunduğu, davacı tarafın maddi tazminat isteminin de yerinde olduğu, davaya konu fotoğrafın niteliği, özellikleri, kullanım şekli ve kullanıldığı mecra gibi hususlar bir bütün olarak dikkate alındığında, davacı tarafın söz konusu fotoğrafın izinsiz kullanımından dolayı 500,00-TL maddi tazminat talep edebileceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 500,00.-TL maddi, 3.000,00-TL manevi olmak üzere toplam 3.500,00-TL tazminatın 24.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, mahkemece takdir edilen manevi tazminatın somut olayın özelliklerine göre düşük olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve manevi tazminat taleplerinin tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, FSEK’in 86 ve TBK’nın 58. maddesi şartlarının oluşmadığını, bu sebeple davacının manevi tazminat isteminin reddinin gerektiğini, davacının manevi zarara fotoğraf nedeniyle değil eşinin ve yakınlarının gösterdiği aşırı tepki nedeniyle uğradığını beyan ettiğini, dolayısıyla ortada bir zarar varsa bile buna müvekkilinin katlanması gerektiğinin hiçbir şekilde söylenemeyeceğini, kaldı ki talep edilen ve hükmedilen tazminat tutarlarının fahiş olduğunu, TBK’nın 58. maddesinde sayılan kusur ve zarar şartlarının oluşup oluşmadığına dair yeterli inceleme yapılmadan verilen kararın açıkça hukuka aykırı olduğunu, vekaletsiz iş görmenin koşulları oluşmadığından davacının maddi tazminat isteminin kabulünün de yerinde olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın tümden reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, FSEK’e dayalı maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 86. maddesine göre, eser mahiyetinde olmasalar bile, resim ve portrelerin tasvir edilenin, tasvir edilen ölmüşse 19. maddenin birinci fıkrasında sayılanların muvafakati olmadan tasvir edilenin ölümünden 10 yıl geçmedikçe, teşhir veya diğer suretlerle umuma arz edilemeyeceği, bu muvafakatin alınmasının, memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynıyan kimselerin resimleri, tasvir edilen kimselerin iştirak ettiği geçit resmi veya resmi tören yahut genel toplantıları gösteren resimler ve günlük hadiselere mütaallik resimlerle radyo ve filim haberleri için şart olmadığı, davacının boşanmış olduğu eski eşi ile evli oldukları dönemde yolda el ele yürürken kendilerinden habersiz bir şekilde fotoğraflarının davalılarca çekildiği ve abonelerine servis edildiği, bu fotoğrafın davacının izni olmaksızın yayınlanması nedeniyle davacının fotoğraf üzerindeki hakkının 5846 sayılı FSEK’in 84 ve 86. maddelerine de göre korunması gerektiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2019/1770 Esas, 2019/8230 Karar ve 16/12/2019 Tarihli kararının da bu yönde olduğu, haber ile fotoğrafın bir bağlantısının olmadığı, dolayısıyla basın özgürlüğü ile ilgisinin de bulunmadığı, davalıların hukuka aykırı eylemi nedeni ile maddi ve manevi tazminat koşullarının oluştuğu, mahkemece takdir edilen manevi tazminatın da somut olayın özelliklerine ve hakkaniyete uygun bulunduğu anlaşılmakla, davacı vekili ile davalı … vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı … vekili ile davalı …Ş. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı …’dan alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, istinaf başvurusunda yatırılan 59,77 TL istinaf karar ve ilam harcından mahsubu ile bakiye 0,47 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı …Ş.’den alınması gereken 239,08 TL nispi istinaf karar ve ilam harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
4-İstinaf aşamasında taraflar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf kararının tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkemesince yapılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2021 tarihinde HMK 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27.01.2022