Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/540 E. 2021/1569 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/02/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/02/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” alanında faaliyet gösterdiğini, faaliyet alanının “…” olması nedeniyle her sözcüğün ilk iki harflerini alarak “…” ibaresi için marka başvurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin marka başvurusu ile davalı Şirketin tescilli markalarının benzer olarak görülmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin markasının … ve … … ibaresinde yer alan “…” kelimesinin harfleri, “…” kelimesinin ilk iki harfi olan “…” ve “…” kelimesinin ilk iki harfi olan “…” harflerinin özgün bir şekilde bir araya getirilmesi suretiyle oluşturulduğunu, YİDK kararında benzer olarak değerlendirilen markalar ile müvekkilinin markasının hiçbir benzerlik içermediğini ileri sürerek…… kararını iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, müvekkili firmanın “…” esas unsurlu muhtelif markalarını uzun yıllardır tescilli ve aktif olarak kullanmakta olup müvekkilin “…” markalarıyla uzun yıllardır gerçekleştirdiği ticari faaliyetleri neticesinde 160’ı bulan mağaza sayısına eriştiğini ve ülke genelinde çok yüksek bir tanınırlık seviyesine eriştiğini, müvekkilinin ticaret unvanının çekirdeğini oluşturan “…… sayılı başvurular ile 1-45 sınıflı markaların tescil edildiğini, ayrıca müvekkiline ait “…” markasının … nezdinde ….sayısı ile tanınmış marka olarak kayıt altına alındığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … …, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu…sayılı davacı markası ile davalı yan markaları kapsamındaki 05. emtia sınıfında ve 35/6 altındaki perakendecilik hizmetleri kapsamında yer alan “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, tıbbi amaçlı deterjanlar.” emtiasının hitap ettiği tüketici kitlesinin genel olarak doktorlar, eczacılar, medikalciler, diş hekimleri gibi yüksek algı ve bilinç düzeyine sahip tüketiciler olması nedenleriyle işaretler arasındaki benzerliğin iltibasa neden olmayacağı, taraf markaları arasında “diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; bebek mamaları; kağıt ve tekstilden mamul çocuk bezleri. Zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler. İnsan ve hayvanlar için olanlar hariç deodorantlar, havayı tazeleyici kokular. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler),.” emtiası yönünden tüketici kitlesinin niteliği nispeten değişeceğinden işaretler arasındaki benzerliğin iltibasa neden olabilecek düzeyde olduğu, dava konusu …… sayılı davacı markası ile davalı yan markaları kapsamındaki 03. Sınıf ve 35. Sınıfın yukarıda ilk başlık altında sayılan ve tüketicisinin doktorlar olduğu tıbbi ürünlerle ilgili alt sınıf dışındaki tüm alt grupları açısından işaretler arasındaki benzerliğin iltibasa neden olabilecek düzeyde olduğu, taraf markalarının kapsamındaki emtiaların benzer olması nedeniyle somut olaya 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi anlamında 8/1-b dışında ek bir değerlendirme yapılmasına gerek olmadığı, davacı tarafın kötüniyetli olduğu yönünde dosyada somut delillerin yer almadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, YİDK’nın 20/06/2016 tarih …..sayılı kararının davacının itirazının reddiyle ilgili kısım yönünden kısmen 05 sınıfta insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler tibbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler tibbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler zayıflama amaçlı tibbi müstahzarlar tibbi amaçlı bitkiler ve tibbi amaçlı bitkisel içecekler diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) diş dolgu maddeleri diş kalıbı alma maddeleri protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri hijyen sağlayıcı ürünler; pedler tamponlar tibbi amaçlı yakılar pansuman malzemeleri tibbi amaçlı deterjanlar ile 35/05 grupta Müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için 05 sınıfta insan ve hayvan sağlığı için ilaçlar tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler tibbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal reaktif maddeler tibbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler zayıflama amaçlı tibbi müstahzarlar tibbi amaçlı bitkiler ve tibbi amaçlı bitkisel içecekler diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) diş dolgu maddeleri diş kalıbı alma maddeleri protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri hijyen sağlayıcı ürünler; pedler tamponlar tibbi amaçlı yakılar pansuman malzemeleri tibbi amaçlı deterjanlar mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir). yönünden iptaline, YİDK iptaline yönelik fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin markası ile davalı Şirket markasının ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığını, davalı Şirketin seri markalarının sondan eklenerek oluşturulduğunu, görsel açıdan da karıştırılma ihtimali bulunmadığını, markaların benzerliği tartışılırken marka bir bütün olarak ele alınıp değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Şirket vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili Şirketin birçok markasının başvuru konusu markanın tescil edilmek istendiği 35. Sınıfta ve 5. sınıfta tescilli olduğu gibi, … … ve kozmetik ürünleri ile ilişkilendirilebilecek 3. Sınıfta da tescilli olduğunu, nitekim yerel mahkeme kararında da, taraf markaları arasında ayniyet / benzerlik bulunduğunun açıkça belirtildiğini, her ne kadar yerel mahkeme kararında bir kısım mal ve hizmetlerin genel olarak doktorlar, eczacılar, medikaliler, diş hekimleri gibi yüksek algı düzeyindeki tüketicilere hitap etmesi nedeniyle iltibas ihtimalinin mevcut olmadığı belirtilmiş ise de bu değerlendirmeye katılmanın mümkün olmadığını, kaldı …, yerel mahkeme kararındaki bu değerlendirmeyi kabul anlamına gelmemek kaydıyla, hijyen sağlayıcı ürünler; pedler tamponlar tibbi amaçlı yakılar pansuman malzemelerinin hitap ettiği tüketici kitlesinin sağlık profesyonelleri olmadığını, başvuru konusu marka kapsamındaki tüm emtia yönünden iltibas tehlikesinin mevcut olduğunu, davanın tümden reddi gerektiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın tümünün reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … ve Marka Kurumu vekili istinaf başvuru dilekçesinde, markalar arasında güçlü benzerlik bulunduğunu, 5. Sınıfın tümü bakımından iltibas oluşacağını, bilinçli tüketici ayrımı yapılmasının bu durumda yerinde olmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Dava, marka ile ilgili Kurum kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas değerlendirilmesi yapılırken markaların bir bütün olarak tüketicide bıraktığı genel izlenimin dikkate alınması gerektiği, buna göre, ortalama tüketici markaların kendisinde bıraktığı bütüncül izlenim itibariyle farklı kaynaklardan gelen iki farklı marka karşısında olduğunu anlayabilecekse iltibasın oluşmayacağı, somut olayda, başvuruya konu “…” ibareli markanın gerek kompozisyonu gerekse de görsel, sescil ve anlamsal olarak bıraktığı bütünsel izlenim itibariyle itiraza mesnet “…” ibareli markalardan iltibas ihtimali bertaraf edecek şekilde farklılaştırıldığı, taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesi bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf itirazlarının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin istinaf itirazlarına gelince, dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden, davacı Şirketin “…” markasının tescili için davalı Kuruma başvurduğu, davalı Şirket tarafından “…” esas ibareli markasına dayalı olarak başvuruya itiraz edildiği, bu itirazın kabul edilerek davacının başvurusunun reddedildiği, davacının bu karara itirazının da nihai olarak … tarafından reddedildiği, iş bu davanın, iki aylık hak düşürücü süre içinde açıldığı anlaşılmakta olup, dosya kapsamındaki uyuşmazlığın, dava konusu başvuru ile itiraza mesnet markalar arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun geçici 1. maddesi yollamasıyla somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca, tescil için başvurusu yapılan marka, tescil edilmiş veya tescil için daha önce başvurusu yapılmış bir marka ile aynı veya benzer ise ve tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer ise, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın halk tarafından karıştırılma ihtimali varsa ve bu karıştırılma ihtimali tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış bir marka ile ilişkili olduğu ihtimalini de kapsıyorsa tescil edilemez. Açıklanan hüküm çerçevesinde markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Burada öncelikle iltibas (Karıştırılma) kavramının da açıklanması gerekmektedir. İltibas, iki ayrı marka karşısında bulunan kişilerin, bu markaların benzerliği sebebiyle sunulan mal veya hizmetlerin aynı işletmeye veya ekonomik olarak bağlantı içerisinde bulunan işletmelere ait olduğunu düşünmeleri veya düşünme ihtimalleridir (Savaş Bozbel, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2015, s. 408- 409). İltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde ölçü, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, ortalama tüketicilerdir. Öte yandan, markaların ayırt edicilik güçlerinin de iltibas ihtimalinin değerlendirilmesinde dikkate alınması gerekmektedir. Zira, ayırt edici niteliği zayıf olan markalar yönünden iltibas ihtimali daha düşük olacaktır. Diğer bir deyişle, tescili istenilen mal ve hizmetleri, diğer işletmelerin mal ve hizmetlerinden ayırt etme gücü düşük kalan, zayıf marka olarak nitelendirilebilecek markaların koruma alanı daha dar bulunmaktadır. Böyle durumlarda, küçük farklılıklar dahi tescil olunmak istenen markaya ayırt edicilik kazandırabilecektir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve ….sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu ilkesinden hareket ile somut uyuşmazlığa dönüldüğünde; 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi uyarınca iltibas değerlendirilmesi yapılırken markaların bir bütün olarak tüketicide bıraktığı genel izlenimin dikkate alınması gerektiği, buna göre, ortalama tüketici markaların kendisinde bıraktığı bütüncül izlenim itibariyle farklı kaynaklardan gelen iki farklı marka karşısında olduğunu anlayabilecekse iltibasın oluşmayacağı, somut olayda, başvuruya konu “…” ibareli markanın gerek kompozisyonu gerekse de görsel, sescil ve anlamsal olarak bıraktığı bütünsel izlenim itibariyle itiraza mesnet “…” ibareli markalardan iltibas ihtimali bertaraf edecek şekilde farklılaştırıldığı, taraf markaları arasında ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları genel izlenim itibariyle karıştırılma ihtimali bulunmadığı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin “….com – …” markalarına ilişkin vermiş olduğu … ve 25/01/2021 Tarihli kararının da bu yönde olduğu, bir bütün olarak markalar arasında yapılan incelemede, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile davanın kabulüne dair HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 14/02/2019 gün ve … sayılı kararının KALDIRILMASINA;
3-Davanın KABULÜ ile, … ……. sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
4-Davacı vekilinin tescil talebi idari nitelikte olduğundan, davacı vekilinin tescil talebinin REDDİNE,
5-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 29,20 TL. harcın mahsubu ile bakiye 30,10 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 219,00 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 71,00 TL olmak üzere toplam 2.090,00 TL yargılama giderine, 29,20.TL başvurma harcı ile 29,20 TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.148,40.TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
9-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
10-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
11-Davalılardan alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
12-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021