Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/515 E. 2021/1686 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2019
NUMARASI …

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/12/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı … davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, taraflar arasında davacının ithal ettiği ikinci el matbaa makinasının bir kısmı Londra’dan yüklenip Paris’e gelecek şekilde, Paris’ten davacının Ankara adresine taşınması konusunda taşıma sözleşmesinin akdedildiğini, sözleşmeye göre taşımanın aynı araç ile hiçbir aktarmaya müsaade edilmeden yapılacağını, İstanbul’da bütün araçların gümrük sahasına gelmesinin tamamlanması ile gümrükleme işleminin başlayabileceğini, aksi halde araçların birbirlerini beklemek durumunda kalacağı için ortaya çıkacak bekleme ücretini (demoraj) talep edemeyeceklerinin belirtildiğini, oysa davalı taşımacının haksız bir şekilde bekleme ücreti talep ettiğini, araçların birisinin İstanbul’da gümrükleme işlemenin tamamladıktan sonra, araçtaki yükünü başka bir araca aktararak Ankara’ya taşıdığını, bu durumun taşıma için yapılan anlaşmaya açıkça aykırı olduğunu, aktarma yapılarak gelen aracın taşıdığı malzemelerde hasarın ortaya çıktığını, davalı taşımacıya navlun bedeli olarak fazladan 1.658- Euro ödeme yaptıklarını, bu ödemenin iade edilmesinin gerektiğini, araçların Paris’te yükleme yerine geç kalması sonucunda, kiralanan vinç, fork-lift ve işçiliğe harcanan fazla ödeme olarak 6.850.- Euro masrafın davalı taşımacıdan tahsilinin gerektiğini, davalının sorumluluğunda olan ceza bedelini, davacıdan tahsili için haksız olarak icra takibi başlattığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının tanzim ettiği her biri 400 Euro karşılığı 942,60 TL tutarındaki 4 adet bekleme ücretine ilişkin faturalar nedeniyle girişilen icra takibinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, İstanbul 32. İcra Müdürlüğünün… numaralı dosyası üzerinden, davalının ödediği ceza bedelinin tahsili amacıyla giriştiği icra takibi dolayısıyla müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, 1.658,15 Euro fazla ödenen taşıma ücreti karşılığında, dava tarihindeki kur oranına göre 4.553,27 TL tutarındaki alacağın 16.05.2013 tarihinden itibaren, davacı tarafından ödenen fazla mesai ve vinç masrafları bedeli olan 6.870 Euro’nun dava tarihindeki kur oranına göre 18.865,02.TL tutarındaki alacağın dava tarihinden itibaren, makine zararı için 49.560,00.TL’nin 16.05.2013 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi uygulanarak davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu taşıma sözleşmesinin 22.04.2013 tarihli mailde belirlenen şartlarla kurulduğunu, yükleme yapmak için tahsis edilen araçların tam zamanında ve eksiksiz olarak yükleme yerine geldiğini, yüklemenin davacının sorumluluğunda olup yüklemeyi yapmak için görevlendirilen dava dışı şirketin tahsis edilen araçlara, gabarisini dikkate almadan düzensiz olarak yükleme yaptığını, bu durum karşısında müvekkilinin taşıma yapan araçların mevcut güzergahını değiştirerek, yüksek tonaja daha fazla imkan tanıyan ro/ro gemisi vasıtasıyla mevcut trafiği değiştirmek zorunda kaldığını, bu sebeple araçların aynı anda İstanbul’da gümrük sahasına gelmesinin fiilen imkanının kalmadığını, yükleme yerinde yapılan bu hata sonucu araçların birbirlerini beklemek zorunda kaldığını, bu nedenle demoraj talebinde bulunduklarını, davacının fazla ödeme yaptığı iddiasının yerinde olmadığını, davacının iddia ettiği makina hasarının taşıma sırasında meydana geldiğini ispat etmesinin gerektiğini, taraflar arasında yükün araçtan indirilmeden, doğrudan teslim edileceğine dair bir anlaşmanın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davalının 15/04/2013 tarihli e-maili ile Paris’ten yapılacak yükleme için fiyat teklifinde bulunduğu, navlunun 4.500,0 EURO olduğu, araç sayısının 7-8 olarak bildirildiği, davacının davalıya 17/04/2013 tarihli e-mail ile 2. el veb ofset baskı makinasının … ile nakliyesi için 8 adet tıra ihtiyaçları olduğunu, yüklemeye göre 7 ya da 9 … olabileceğini, ilk tırın İngiltere’den Londra yakınlarında kısmi yükleme yapıp, sonra Paris’ten havalimanına 40 dakika mesafeden ilavesini alacağını, diğerlerinin tamamının Paris’teki adresten yükleneceğini, yüklemenin 17 Nisan Çarşamba ya da 18 Nisan Perşembe balşayıp, 25-26 Nisan’a kadar süreceğini, gelişin çok önemli olmadığını, gümrük işleminin ……. tek seferde olacağını, bu sebeple bütün araçların biribirini izleyeceğini, tırların gümrüğe ya da herhangi bir depoya kesinlikle boşaltma işlemi yapmayacağını, önce gelenlerin son tırı mutlaka bekleyeceğini bildirdiği, davalı tarafın davacıya gönderdiği 22/04/2013 tarihli mailde de geçen hafta 3 aracın yüklendiğini, yüklemenin devamı için gerekli anlaşmayı onaylayıp taraflarına gönderilmesi gerektiğini bildirdiği, bu durumda davalının 22/04/2013 tarihli mail içeriğinde 3 aracın yüklendiği belirtildiğine göre, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin, davacının davalıya gönderdiği 17/04/2013 tarihli mail içeriğindeki şartlarla kurulduğunun kabulünün gerektiği, esasen iki mail içeriğinde de taşımaya ilişkin şart ve koşullarında herhangi bir değişikliğin bulunmayıp, sadece İngiltere’den yükleme yapacak araca ilişkin navlun bedeli ile davalı tarafından ödendiği belirtilen gümrükleme ücretlerinin talep edildiği, gümrükleme ücretlerinden davacının sorumlu olduğu konusunda da taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı gibi davalı tarafça İngiltere’den yüklenen araç için 5.250 Euro navlun ödeneceğinin davacının da kabulünde bulunduğu, davacının satın aldığı ikinci el matbaa makinasını parçalar halinde 7 araçla Fransa/Paris’ten (bir araç Londra’da kısmi yükleme yapıp Paris’e gelecek şekilde) Ankara’ya taşıdığı, taşımanın güzergahı itibariyle somut olaya ….. Konvansiyonu hükümlerinin uygulanmasının gerektiği, davalı tarafın yetki itirazında bulunmuşsa da malın teslim yerinin Ankara olduğundan, CMR’nin 31/b maddesi gereğince mahkemenin yetkili bulunduğu, davalı tarafın taşımanın ihbar olunan şirketler tarafından gerçekleştirildiğini, davalının taşımayı organize ettiğini bildirerek husumet itirazında bulunmuş ise de, taşıma sözleşmesinin tarafının davalı olması, davalının dava konusu taşıma işini ihbar olunanlara yaptırsa da alt taşıyanların kusurlu hareketinden CMR’nin 3. maddesi gereğince sorumlu bulunması nedeniyle husumet itirazının yerinde görülmediği, davalının yaptığı taşıma nedeniyle talep edebileceği navlun ücretlerinin, taraflar arasındaki anlaşmaya göre 32.250 Euro (6 araç yönünden araç başına 4.500 1 araç inin 5.250 olmak üzere), gümrükleme masralarının da toplam 7 araç için 595 Euro, navlun ve gümrük masrafının toplam 32.845 Euro olduğu, davacının davalıya 15.000 Euro nakit, 20.000 Euro 13/06/2013 tarihli çekle ödendiği konusunda uyuşmazlığın bulunmadığı, bu durumda davacının davalıya 2.155,00 Euro fazladan ödeme yaptığının anlaşıldığı, davacının bu tutardan davalının düzenlendiği bekleme faturalarını mahsup ettiğini iddia ettiğine göre, bekleme faturalarından davacının sorumlu olup olmadığının belirlenmesinin gerektiği, davacının anılan mailinde yüklemeye göre araçların 7-9 arasında olabileceğini bildirmesine rağmen, davalının taşımayı 7 araçla yapmak istediği, davalı taşıyıcının emtianın niteliğine ve taşıma yapılacak güzergaha göre araç sayısını belirlemesinin gerektiği, ayrıca davalının her bir araca yüklenebilecek yükün 16-17 tonu geçmemesi gerektiğini davacıya bildirdiğini savunmuşsa da bu hususta dosyaya bir delil ibaz edilmediği, beklemeye davalı tarafın sebebiyet verdiğinden, davacının bekleme faturaları nedeniyle davalıya borçlu olmadığı, bu durumda davacının davalıya yaptığı 2.155,00 Euro’dan, davalının ödediği 1.253,92 TL’nin ödeme tarihindeki kur karşılığı 496,85 Euro düşüldüğünde, bakiye 1.658,15 Euro’nun davalı tarafça iadesinin gerektiği, davacının seçimlik hakkını kullanarak, anılan miktarın dava tarihindeki kur karşılığı 4.533,27 TL’nin iadesini talep etmiş olup, bu miktarı davalıya yaptığı 13/06/2013 son ödeme tarihinden avans faiziyle davalıdan tahsilini talepte haklı bulunduğu, davacının davalı tarafça taşınan makineden akan yağ nedeniyle davalı tarafça ödenen ceza tutarının tahsili istemiyle girişilen icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebi yönünden, davalının yetki itirazının TBK’nın 89. maddesi gereğince yerinde görülmediği, davacının davalıya gönderdiği 08/05/2013 tarihli yazısı ile ceza kesilen araç yükleme yerinden çıktıktan sonra, araç içindeki makinanın yağ akıtması nedeniyle oluşacak masrafları üstlendikleri anlaşıldığından, davacının bu talebinin yerinde görülmediği, mahkememizce anılan takip yönünden bir tedbir kararı verilmediğinden, davalının kötü niyet tazminatı talebinin de yerinde görülmediği, davacının davalıdan kaynaklanan gecikme nedeniyle 22.04.2013 tarihinde gelmesi gereken aracın 24.04.2013 tarihine gelmesi nedeniyle ödedikleri fazla mesai ve iki günlük vinç bedeli olan 6.870 Euronun dava tarihindeki karşılığı olan 18.865,02 TL’nin, dava tarihinden işleyecek avans faziyle tahsili talebinin, davalının taşımayı gerçekleştirdiği aracın yükleme yerine geç geldiğinin, dava dışı yükleme şirketince düzenlenen belgelerden anlaşıldığından yerinde olduğu, davalı tarafça taşınan makinaya ait kurutucu fırın parçasının hasarlandığı iddiasıyla hasarlanan parçanın onarım bedelinin tahsili istemine ilişkin olarak, davacı vekilinin bu parçanın da 34 JM 1526 plakalı sayılı araçla taşındığını bildirdiği, bu araç için düzenlenen taşıma senedine bakıldığında malın davacıya teslim edildiği, davacının teslim sırasında malın hasarlı olduğuna ilişkin herhangi ihtirazi kaydının bulunmadığı, bu durumun malın hasarsız olarak davacıya teslimine karine teşkil edeceği, ancak aksinin davacı tarafça kanıtlanabileceği, davacı tarafın anılan parçanın hasarlandığına delil olarak, anılan araçtaki yükün araç değiştirilerek… plakalı araca yüklendiğini ileri sürdüğü ve teslim sırasında anılan araç şöförü tarafından imzalanan hasar tutanağını sunduğu, ancak davacı tarafça hasarlandığı iddia olunan kurutucu fırın parçasının taşındığı araçtaki yükü…. pkala sayılı araca yüklendiğine ve hasarlanan parçanın kurutucu fırın olduğuna dair bir belirlemenin hasar tutanağında mevut olmadığı, anılan hasar tutanağına göre, davalı tarafça parça parça taşınan baskı makinasının, parçalarından birisinin hasarlandığı sabit olsa da, davacının davadaki talebinin kurutucu fırın parçasının hasarlandığı iddiasına dayandığı, ancak anılan parçanın taşındığı iddia olunan aracın taşıma senedinde, malın davacı tarafça teslim alındığının ve teslim sırasına herhangi ihtirazi kayıt konulmamasının, malın hasarsız olarak teslim edildiğine karine teşkil edip, aksinin davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 07/05/2013 tarihli her biri 400 EURO bedelli 4 adet fatura nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, 23.418,29 TL’nin 4.553,27 TL’sine 13/06/2013 tarihinden, 18.865,02 TL’sine 18.11.2013 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, hasara uğradığını bildirdikleri fırının, başlangıçta … plakalı araca yüklenmişken, sonradan taşıma sırasında… plakalı araca yüklendiği iddialarının değerlendirilmediğini,…….. bu hasarın tutanaklar ve tanık beyanları ile de doğrulandığını, davalı tarafça da ürünlerin hasarlı teslim alındığının veya hasarsız teslim edildiğinin ispatlanamadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin ikamet adresinin Arnavutköy/İstanbul olup, Bakırköy mahkemelerinin yetkili bulunduğunu, yetki itirazlarının reddinin hatalı olduğunu, müvekkilinin fiili taşıma yapmadığını, sadece organizasyon yaptığını, dava konusu taşımayı da ihbar olunan 5 ayrı şirkete yaptırdığını, bu nedenle müvekkiline husumetin yöneltilemeyeceğini, davanın CMR 36. maddesine göre ana taşıyıcılara karşı açılmasının gerektiğini, yüklemenin davacının sorumluluğunda olduğunu, araçların tonajlarının 16-17 tonu geçmeyeceğinin belirtilmesine rağmen, araçlara fazla yük yüklediğini, uluslararası karayolu taşımacılığında araçların yükünün 21 tonu geçmesinin mümkün olmadığından, taşımanın deniz yoluyla yapılmak zorunda kalındığını, bu nedenle de bekleme ücreti talep etmeye hak kazandıklarını, taraflar arasında yapılan anlaşmada, araçların aynı anda gümrükte olması gerektiğine dair bir hükmün bulunmadığını, hatalı yükleme nedeniyle müvekkilinin asıl taşıyıcıya ödemek zorunda kaldığı cezadan da davacının sorumlu olduğunu, müvekkilinin giriştiği icra takibinin davacının itirazı üzerine durduğunu, müvekkilinin bu takibin devamı yönünde bir girişiminin olmadığını, dolayısıyla davacının bu icra takibi dolayısıyla menfi tespit davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, davacının fazla mesai ve vinç adı altında da müvekkilinden talepte bulunamayacağını, davacının malların tam ve hasarsız yüklendiğini ispat edemediğini, davacanın talep edebileceği hasar bedelinin nasıl hesaplandığının da anlaşılamadığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1- Dava, taşıma sözleşmesine dayalı fazla ödenen navlun bedelinin iadesi, davalı tarafça düzenlenen bekleme faturaları nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, davalı tarafça davacı aleyhine, taşınan emtianın sebep olduğu ve davalı tarafça ödenmek zorunda kalınan cezanın davacıdan tahsili istemiyle başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, davalı taşıyıcıdan kaynaklandığı iddia olunan fazla mesai ve vinç ücretlerinin tahsili istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince davalının 15/04/2013 tarihli e-maili ile Fransa Paristen yapılacak yükleme için fiyat teklifinde bulunduğu, navlunun 4.500,0 EURO olduğu, araç sayısının 7-8 olarak bildirildiği, davacının davalıya 17/04/2013 tarihli e-mail ile dava konusu baskı makinesinin nakliyesi için 8 adet tıra ihtiyaçları olduğunu, yüklemeye göre 7 ya da 9 … olabileceğini, yüklemenin 17 Nisan Çarşamba ya da 18 Nisan Perşembe başlayıp, 25-26 Nisana kadar süreceğini, gelişin çok önemli olmadığıni, gümrük işleminin İstanbul….. tek seferde olacağını, bu sebeple bütün araçların biribirini izleyeceğini, tırların gümrüğe ya da herhangi bir depoya kesinlikle boşaltma işlemi yapmayacağını, önce gelenlerin son tırı mutlaka bekleyeceğini bildirdiği, davalının davacıya gönderdiği 22/04/2013 tarihli mailde de geçen hafta 3 aracın yüklendiğini, yüklemenin devamı için gerekli anlaşmayı onaylayıp taraflarına gönderilmesinin gerektiğini bildirdiği, davalının 22/04/2013 tarihli mail içeriğinde 3 aracın yüklendiği belirtildiği nazara alınarak, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesinin, davacının davalıya gönderdiği 17/04/2013 tarihli mail içeriğindeki şartlarla kurulduğunun kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Taşımanın güzergahı itibariyle somut olaya CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Dolayısıyla mahkemece davalının yetki itirazının, malın teslim yerinin Ankara olduğu gerekçesiyle CMR’nin 31/b maddesine dayanılarak reddedilmesinde ve işin esasına girilmesinde de bir isabetsizlik yoktur.
Her ne kadar davalı taraf, taşımanın ihbar olunan şirketler tarafından gerçekleştirildiğini, taşımayı organize ettiğinden kendisine husumetin yöneltilemeyeceğini savunmuş ise de, ilk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, taşıma sözleşmesini tarafının davalı olması, davalının dava konusu taşıma işini ihbar olunanlar aracılığıyla yaptırsa da alt taşıyanların kusurlu hareketinden … 3. maddesi gereğince sorumlu bulunması karşısında, davalının husumet itirazı yerinde değildir.
İşin esası yönünden de davacının 17/04/2013 tarihli mailinde, yüklemeye göre araçların 7-9 arasında olabileceğini bildirmesine rağmen, davalı tarafça taşıma 7 araçla yapılmak istenmiştir. Oysa taşımanın gerçekleşeceği emtianın niteliğine ve taşıma yapılacak güzergaha göre, her bir araca yüklenebilecek yükün 16-17 tonu geçmemesi gerektiğini bilmesi ve buna göre taşıyacağı yükün ağırlığını nazara alıp, araç sayısını belirlemesi gerekenin davalı olduğu açıktır. Yine davacı tarafça 17/04/2013 tarihli mailde gümrük işleminin İstanbul Halkalı … Gümrüğünden tek seferde olacağı, bu sebeple bütün araçların biribirini izlemesi gerektiği bildirilmiş olup, esasen tamamı tek bir makinenin taşınmasına ilişkin bulunan dava konusu taşımanın bu şekilde yapılması gerektiği, işin tabiatı gereğidir. Dolayısıyla davalı tarafça bu konudaki sorumluluğun davacıya ait olduğu savunulup, taşımanın bir kısmının deniz yoluyla yapılmak zorunda kalındığı ileri sürülerek, davacıdan gecikme bedeli talep edilemez. Beklemeye davalı taraf kendi kusuru ile sebebiyet verdiğinden, davacının davalıya karşı bekleme faturaları nedeniyle sorumlu olması da mümkün değildir.
Davacının davalıya fazla taşıma ücreti ödediği hususu, davalının da kabulünde olup davalı, yukarıdaki bentte açıklanan bekleme ücreti alacağını düşerek, davacıya fazla taşıma ücreti iadesi olarak 1.253,92 TL ödemede bulunmuştur. Bu durumda davacının davalıya yaptığı 2.155.00 Euro fazla taşıma ücreti ödemesinden, davalının ödediği 1.253,92 TL’nin ödeme tarihindeki kur karşılığı 496,85 Euro düşülerek, bakiye 1.658,15 Euronun davalı tarafça davacıya iadesi gerekmektedir. Davacının seçimlik hakkını kullanarak anılan miktarın dava tarihindeki kur dikkate alınarak TL karşılığı olan 4.533,27 TL’nin iadesini talep ettiğinden, bu miktarı davalıya yaptığı son ödeme tarihi olan 13/06/2013 tarihinden itibaren, tarafların sıfatı gereği avans faiziyle davalıdan tahsilini talepte haklı olduğuna dair ilk derece mahkemesi kabulünde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Davacının taşınan makineden akan yağ nedeniyle davalı tarafça ödenen ceza tutarının tahsili istemiyle girişilen icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti talebi yönünden de, ilk derece mahkemesinin davalının yetki itirazını TBK’nın 89. maddesi gereğince yerinde görmemesinde ve davacının davalıya gönderdiği 08/05/2013 tarihli yazısı ile… plakalı aracın yükleme yerinden çıktıktan sonra, araç içindeki makinenin yağ akıtması nedeniyle aracın seyir halinde oluşacak masrafları ve bundan dolayı meydana gelebilecek olumsuzluklardan doğacak sorumluluğu üstlendiği nazara alınarak, davacının bu talebinin yerinde görülmemesinde, yine anılan takip yönünden bir tedbir kararı verilmediğinden, koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin yerinde görülmemesinde de bir isabetsizlik yoktur.
Davacının davalıdan kaynaklanan gecikme nedeniyle 22.04.2013 tarihinde gelmesi gereken aracın 24.04.2013 tarihine Çarşamba öğleden sonra gelmesi nedeniyle Pazartesi’nden Çarşamba sabahına kadar ödedikleri fazla mesai ve iki günlük vinç bedeli olan 6.870 Euronun, dava tarihindeki TL karşığı olan 18.865,02 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faziyle tahsili talebi yönünden de, davalının taşımayı gerçekleştirdiği aracın yükleme yerine geç geldiği anlaşılmaktadır. Gerçekten de davacının 17/04/2013 tarihli mailinde yüklemenin 17 Nisan Çarşamba ya da 18 Nisan Perşembe günü başlayacağı bildirilmiştir. Her ne kadar aynı mailde “yükleme tarihlerinin Yaşar beyle revize edilebileceği” bildirilmişse de, dava dışı yükleme şirketi … dosyaya sunulan yazısından, yüklemenin 18 Nisan Perşembe tarihinde başladığı, 25 Nisan Perşembe gününe kadar davalının … göndermeye devam ettiği belirtilmiştir. Davalı tarafça davacıya gönderilen 22/04/2013 tarihli mailde, geçen hafta 3 aracın yüklendiğinin, yüklemenin devamı için gerekli anlaşmayı onaylayıp taraflarına gönderilmesi gerektiğinin bildirilmesi de bu durumu doğrulamaktadır. Dolayısıyla davalı araçlarının 18 Nisan Perşembe günü yükleme yerine geldiği anlaşıldığına göre, davalının son araç gönderme tarihi nazara alındığında, davalı tarafça yükleme yerine araç gönderme işinde gecikildiği ve bu nedenle davacının fazladan ödeme yapmak zorunda kaldığı da sabittir.
Her ne kadar somut uyuşmazlıkta yüklemenin davacıya ait olduğu ve bu nedenle de davacının yükleme sırasında yapacağı masraflara katlanmak zorunda bulunduğu açık ise de, davacının bu zarar talebi, kendi yükleyicisinin gecikmesinden değil, davalı araçlarının yükleme yerine zamanında gelmemesi nedeniyle fazladan ödemek zorunda kaldığı, kiralanan forklift ve vinç makineleri kira bedeline ve çalışanlara ödenen fazla mesai ücretlerine ilişkindir. … şirketinin 17.04.2013 tarihli faturasından ve 12.11.2013 tarihli yazısından, davacının yükleme ücreti olarak dava dışı … şirketine 15.000,00 Euro ödediği, fazladan yapılan ödemenin ise 6.870 Euro olduğu da anlaşılmaktadır.
Dairemizce davalının araçlarının yükleme yerine geç gelmesinin, “geç teslim” sayılamayacağı ve bu nedenle de davacının bu fazla ödeme talebi için CMR.’nin 23/4. maddesinin uygulanamayacağı, CMR’de bu konuda hüküm bulunmadığından, davacının sözleşmeye aykırılık nedeniyle genel hükümlere göre uğranılan zararın tazminini isteyebileceği düşünülmüştür. Kaldı ki aksi düşüncede dahi davacının talebi, CMR.’nin 23/5. maddesinde belirtilen taşıma ücretinden az olduğundan, sonucun değişmeyeceği açıktır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesinin, davalının kusuru nedeniyle davacının fazladan ödemek zorunda kaldığı 6.870 Euro bedeli davalıdan isteyebileceğine ilişkin kabulünde de bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer istinaf itirazlarının reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
2- Ancak CMR.’nin 9/2. maddesi uyarınca sevk mektubunda taşıyıcı tarafından beyan edilmiş bir çekince yok ise aksi kanıtlanmadıkça tesellümde yükün ve ambalajların iyi durumda olduğu, sayılarının, marka ve numaralarının sevk mektubunda yazılı olanlara uyduğu varsayılır. Somut uyuşmazlıkta da davalı taşıyıcının, hasara uğrayan makineyi teslim alırken bir çekince koyduğu iddia ve ispat edilemediğine göre, hasara uğrayan makinenin davalıya sağlam teslim edildiğinin kabulü gerekecektir. Bu karinenin aksi de davalı tarafça ispat edilememiştir.
Yine CMR’nin 17. maddesi uyarınca taşıyıcı, yükü teslim aldığı andan teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doğacak hasardan sorumludur. Diğer bir deyişle somut olayda da davalı taşıyıcının sorumluluğu, dava konusu makineyi teslim edene kadar devam edecektir.
Hasar bedeli talebine ilişkin olarak davacı taraf, hasara uğrayan makinenin başlangıçta …plakalı araca yüklenmişken, sonradan taşıma sırasında …. plakalı araca aktarıldığını iddia etmektedir. Bu durumda her ne kadar ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararında bildirdiği gibi….. plakalı araç için düzenlenen taşıma senedi ile malın davacıya ihtirazi kayıtsız teslim edildiği, bu durumun da malın hasarsız olarak davacıya teslimine karine teşkil ettiğinin kabul edilmesi gerektiği görüşü doğru ise de, yine ilk derece mahkemesinin bildirdiği üzere, bu karinenin aksi de davacı tarafça kanıtlanabilecektir.
Davacı tarafça anılan parçanın hasarlandığına ilişkin delil olarak sunulan tutanakta ise… plakalı araç sürücüsü tarafından açıkça, Fransa’dan gelip İstanbul’da gümrüklenen araçtan, dün gece kendi aracına yüklenen M 600 baskı makinesinin ünitesini getirdiği, makinenin hasar gördüğünün ve kapaklarının olmadığının kendisine söylendiği, hasarın kendi aracında olmadığı, yurt dışından gelen arabada ya da aktarmada oluşan hasardan sorumlu olmadığı bildirilmektedir. …. plakalı araç sürücüsünün imzalı bu beyanından, M 600 baskı makinesi ünitesinin hasara uğradığı ve yurt dışından gelen araçtan, kendi aracına İstanbul Gümrüğünde aktarıldığı hususları açıkça anlaşılmaktadır. Yurt dışından gelen araç plakası ise tespit edilemediğinden, ilk derece mahkemesince de araştırılmasına rağmen, CMR belgesine ulaşılamamıştır.
Tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı tarafından tüm taşımanın davalıya yaptırıldığı, davacı tarafça davalıdan başka bir hasar talebinde bulunulmadığı ve taşıma sırasında dava konusu makinenin hasara uğradığı hususları sabit olduğuna göre, ilk derece mahkemesince, dava konusu makinenin hangi araçla taşınırken hasara uğradığının tespitinin, ancak dava konusu taşımayı yapan alt taşıyıcılar arasında görülecek rücu davasında önem arz edeceği nazara alınarak, dava konusu makinenin davalının sorumlu olduğu taşıma sırasında hasara uğradığının kabul edilmesi gerekirken, davacının kurutucu fırın parçasının hasarlandığı iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kaldı ki mahkemece bu konuda görüşüne başvurulan ve aralarında makine mühendisi bilirkişinin de bulunduğu heyetçe düzenlenen 18.01.2019 tarihli bilirkişi raporunda dahi dosyadaki deliller, hasar tespit tutanağı, onarım teklifi ve tanık beyanları incelenmiş ve M600 rotasyon makinesinin kurutma fırınının, taşıma sırasında araç değişimi yapılmaması gerektiği halde, yapılan araç değişimi nedeniyle hasar gördüğü hususları belirtilmiş, yine aynı raporda davacının 49.560,00 TL talebinin de miktar itibariyle yerinde olduğu tespiti yapılmıştır.
Ayrıca davacının dava konusu makinenin montajını yaptırdığı … Ltd. Şti.’nin, makinenin sökümünü yaparken Fransa’da düzenlediği 10.04.2013 tarihli ekspertiz raporu ile hasardan sonra düzenledikleri 20.12.2013 tarihli hasar tespit tutanağı da bu tespitleri doğrulamaktadır.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının 49.560,00 TL tutarındaki makine hasarı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde reddine karar verilmesi doğru değilse de, HMK.’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK ‘nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. Bu yeni kararın istinaf kararı olduğu ve istinaf karar tarihinde geçerli bulunan harç ve vekalet ücretine göre hüküm kurulması gerektiği ise tabiidir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince, davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin yerinde görülmeyen diğer istinaf itirazlarının ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/12/2019 gün ve…. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
3-Davacının davalıya 07/05/2013 tarihli her biri 400 EURO bedelli 4 adet fatura nedeni ile borçlu olmadığının tespitine,
4-Davacının davalıya fazladan ödediği 4.553,27 TL’nin 13/06/2013 tarihinden, davacının fazladan ödemek zorunda kaldığı, kiralanan forklift ve vinç makineleri kira bedeline ve çalışanlara ödenen fazla mesai ücretlerine ilişkin 18.865,02 TL’nin 18.11.2013 dava tarihinden, makine zararı olan 49.560,00.TL’nin 18.11.2013 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Fazlaya ilişkin istemin ve kötü niyet tazminatı talebinin koşulları oluşmadığından reddine,
6-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 5.400,47.TL nispi karar ve ilam harcından, peşin ve tamamlama harcı olarak alınan 1.330,95.TL’nin mahsubu ile bakiye 4.069,52.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen kabul edilen alacak yönünden 11.077,57.TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, reddolunan menfi tespit davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT maddesi gereğince hesaplanan 1.154,35 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından tarafından ilk derece yargılamasında yapılan 3.450,00.TL bilirkişi ücreti, 358,10.TL tebligat ve posta gideri ile istinaf aşamasında yapılan 99,00.TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 3.907,10.TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre takdiren 3/2’si olan 2.604,73.TL’ye, davacı tarafından peşin ve tamamlama harcı olarak yatırılan 1.330,95.TL, başvuru harcı olan 24,30.TL harç tutarı eklenerek oluşan toplam 3.959,38.TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Davalı tarafından ilk derece yargılamasında yapılan 700,00.TL bilirkişi ücreti, 230,00.TL tebligat ve posta masrafından oluşan toplam 930,00.TL yargılama giderinden davanın kabul ret oranına göre takdiren 3/1’i 310,00.TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
11-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
12-Davacıdan peşin olarak alınan 54,40.TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
13-Davalıdan alınması gereken 5.400,47.TL nispi istinaf karar ve ilam harcından, peşin olarak alınan 464,40.TL maktu ve nispi istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4.936,07.TL’nin davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
14-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2021