Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/503 E. 2021/1606 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/10/2018
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : Marka ile İlgili Kurum Kararlarının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 22/10/2018 tarih ve 2017/52 E. – 2018/380 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili,….. nolu tasarımlarla ilgili olarak davalı … Müdürlüğünün iddialarının hiçbirinin doğru olmadığını, müvekkilinin markasının, tescil edilmiş olan seri markaların devamı niteliğinde olduğunu ve davalı taraf markasına benzemediğini, müvekkili tarafından kullanılan markaların aynı kaynak unsurlu markaların seri markaları niteliğinde olduğunu, davalı firmanın, itiraza konu…..sıra nolu tasarımların yeni ve ayırt edici olmadığı iddialarına dayanak gösterdiği ürünler ile müvekkilinin tasarımlarının birbirinden farklı olduğunu ve müvekkiline ait tasarımların yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini haiz olduğunu, davalının, itirazında…. sayılı tasarımlar için … sayılı ‘…’ ibareli markasını ve müvekkilinin ….’ ibareli markasını gerekçe göstererek itirazda bulunduğunu, bahse konu iddianın haksız bir iddia olduğunu, aralarında görsel açıdan birçok farklılık bulunduğunu, ayrıca ‘… …’nın marka olarak davalı firmanın tekelinde olmayıp yazı tiplerinin de birbirinden farklı olduğunu, davalı …’nün itiraza gerekçe olarak gösterdiği …. nolu tescilli markanın müvekkiline ait olduğunu, davalının itiraza gerekçe gösterdiği wayback machine arşiv sitesinde yer alan ürün görselinin müvekkilinin 2014/53161 nolu tescilli marka örneğinin görseli olduğunu, 8 Haziran 2013 kayıt tarihinin hatalı olduğunu, avansas sitesinin “Bu ürünü alanlar bunu da aldı”, “Bu ürüne bakanlar buna da baktı” yan ekran uygulamalarının söz konusu hataya yol açtığını; söz konusu arşiv sitesindeki 2014, 2015 yıllarına ait kayıtlarda müvekkilinin tasarımına rastlanmadığını, dolayısıyla wayback machine arşiv sitesinin kayıtlarının mevcut davada dikkate alınmaması gerektiğini, müvekkiline ait tasarımların, itiraza gösterilen ürünlerden, markalardan, tasarımlardan oldukça farklı bir şekilde tasarlandığını, davalı firma markasının esaslı unsurunun … ibaresi, müvekkilinin markasının esaslı unsurunun ise … ibaresi olduğunu, Çay tüketicisinin ürünün markasına dikkat ettiğini, Sarı ve kırmızı renklerin de davalı firmanın tekelinde olmadığını ve bu renkleri ambalajında kullanan tek firmanın da davalı firma olmadığını, çay emtiasında sarı ve kırmızı renklerin yaygın olarak kullanılmakta olduğunu, Çay filizinin de yaygın olarak kullanıldığını ileri sürerek ….. sayılı …. kararının iptaline ve…. sıra nolu tasarımların tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, tescil edilmek istenen tasarımlarda müvekkili tarafından yaygın ve belirgin şekilde kullanılan marka ve tasarımlara yer verildiğini, davacı tarafın, “… …”nın ve “… …”nın marka olarak müvekkili kurumun tekelinde olmadığını iddia ettiğini, ancak bir markanın tescil edilmesindeki asıl amacın, onu koruma altına alarak, tescil ettirenin kullanımına hasredilmesini sağlamak olduğunu, aksi halde tescil edilmesinin bir anlamı kalmayacağını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu…2 nolu tasarım açısından 08.06.2013 tarihli reklamda yayınlanan görsel ürün ile aynı olduğu, dava konusu …. nolu tasarım açısından 11.06.2012 tarihli reklamda yayınlanan görsel ürün ile aynı olduğu, dava konusu her iki tasarımın da başvuru tarihinin 25/12/2015 olduğundan hareketle yenilik unsuruna esas geriye yönelik 12 aylık süre başlangıcının ise 25/12/2014 olduğundan dolayı 11.06.2012 ve 08.06.2013 tarihli reklamda yayınlanan görsel ürünlerin yenilik kırıcı bulunduğu, her iki reklam tarihlerinin aksi ispat da olunmadığından bu tarihlerin esas alınmaları gerekeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, yerel mahkeme tarafından eksik ve hatalı inceleme neticesinde kurulan hükmün usule ve esasa açıkça aykırı bulunduğunu, mahkemenin delil vasfı bulunmayan bir görsele dayanarak yaptığı değerlendirmenin hatalı bulunduğunu, henüz kullanılmayan ve hatta yaratılmayan bir tasarım ile o tarih aralığında ürün satışı yapılmasının mümkün bulunmadığını, davaya konu tasarımlar özgünlük, yenilik ve ayırt edicilik kriterlerinin tamamını karşılamakta olup aksinin, dava dışı avansas’a ait internet sitesinden alındığı iddia edilen görseller dışında herhangi bir delille ispat edilemediğini, söz konusu görsellerin varlığının dahi şüpheli olduğu ve hatta bulunamadığı noktada, davacı şirket’in söz konusu kayıtları hangi şekilde elde ettiği ve yerel mahkemenin de neye dayanarak bu görselleri hukuka uygun bir delil kabul ettiği açıklığa kavuşturulması gerektiğini, bilirkişi raporundaki tespitler de “görsellerin delil olarak kabul edilmesi ve edilmemesi” ihtimalleri doğrultusunda iki ayrı şekilde yapılmış ve söz konusu görsellerin anılan web sitesinin iddia edildiği tarihlerdeki kayıtları olduğu konusunda hiçbir belirleme, tespit yahut araştırmaya yer verilmediğini, davaya konu ….sıra numaralı tasarımların yenilik vasfı taşımadığı yönündeki tespitin hatalı bulunduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka ile ilgili Kurum kararlarının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde davacı Şirket tarafından tasarım başvurusunda bulunulduğu, bu başvuruya davalı Şirket tarafından, davalı Şirkete ait 85/089365 sayılı “… …” ibareli marka, davacı Şirkete ait 2014/53161 sayılı marka, 11/06/2012 tarihli … sitesindeki görseller, davacı Şirkete ait …. sayılı marka ve davalı Şirkete ai…. sayılı “… …” markası mesnet gösterilerek itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Davalı Şirket tarafından yapılan itiraz üzerine dava konusu edilen YİDK kararı ile, … nolu tasarımda itiraza gerekçe gösterilen 85/89365 sayılı markanın benzerinin kullanılması ve iş bu tasarımın tescil sahibi adına 2014/53161 sayılı marka ile aynen tescilli olması,…. nolu tasarımda ise, itiraza gerekçe olarak gösterilen 85/89392 sayılı markanın aynen kullanılması, ayrıca iş bu tasarımın tescil sahibi adına 2012/91427 sayı ile tescilli olması nedeniyle itiraz konusu …. nolu tasarımların yenilik ve ayırtedicilik vasfının bulunmadığı belirlenerek itiraz kabul edilmiş, davalı Şirketin diğer itiraz gerekçelerine yer verilmemiş, bu karara karşı davalı Şirket tarafından itiraz edilmemiş, tasarımların tescillerinin iptaline karar verilmiştir.
Davacı tarafça iş bu YİDK kararının iptali için süresinde dava açılmış olup, dosya kapsamına göre uyuşmazlığın davacının başvuru konusu yaptığı… sayılı markalar karşısında yenilik vasfının bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin birçok kararında açıklandığı üzere, 556 sayılı KHK’nın 53. maddesi uyarınca açılan YİDK kararının iptali davalarında, karar tarihindeki hukuki duruma ve Kuruma sunulan delillere göre uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekmektedir. Zira iptali istenen YİDK kararında tartışılmayan hususların, YİDK kararının iptali istemli davalarda tartışılması mümkün olmadığı gibi YİDK kararında tartışılmayan hususların, YİDK kararının iptali istemli davalarda tartışılması da mümkün bulunmamaktadır.
Bu durumda, mahkemece, davacının başvuru konusu yaptığı …. nolu tasarımların….sayılı markalar karşısında yenilik vasfının bulunup bulunmadığı hususlarında bir tartışma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken YİDK kararında tartışılmamış olan 11.06.2012 ve 08.06.2013 tarihli reklamlar dikkate alınarak hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
Diğer taraftan, dosya kapsamında görüşüne başvurulan uzman bilirkişiler tarafından düzenlenen 17/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu tasarımların itiraz aşamasında sunulan, 11.06.2012 ve 08.06.2013 tarihli görseller dışındaki diğer görseller karşısında yeni ve ayırt edici olduğu belirlendiğinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2 maddesinde, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, Dairemizce davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca, davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/10/2018 gün ve ….. sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Davanın KABULÜ ile, …. sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
3-Davacı vekilinin tescil talebi idari nitelikte olduğundan, davacı vekilinin tescil talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30.TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 31,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 27,90.TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 7.375,00.TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 1.500,00.TL bilirkişi ücreti, 190,50.TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan 107,40 TL tebligat ve posta giderleri olmak üzere toplam 1.797,90.TL yargılama giderine, 31,40.TL başvurma harcı ile 31,40.TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 1.860,70.TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından ilk derece yargılamasında ve istinaf aşamasında yapılan herhangi bir gider bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen taraflara iadesine (HMK m.333),
9-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021