Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/502 E. 2021/1602 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Tescili

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 02/12/2019 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, … ibaresininin 2016/49234 sayı ile müvekkilini adına tescilli olduğunu, müvekkilinin daha sonra 2017/49325 sayılı “… …” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, davalı … itirazı üzerine başvurunun ret edildiğini, oysa YİDK kararının isabetsiz olduğunu, davalı aleyhine İstanbul Anadolu FSHHM’de 2017/620 E. ile açılan hükümsüzlük davasının bu davadaki yargılamaya etkisi olduğunu ileri sürerek 2018-M-2669 sayılı YİDK kararının iptaline ve 2017/49325 sayılı “şekil+… …” markasının tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, markalar arasında karışıklık riski olduğunu, davacının kötü niyetli bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacının “şekil+… …” ibareli marka başvurusu ile davalı … “şekil+… …” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi tarafından başvuru konusu işaret ile davalı markası arasında işletmesel bağlantı olduğu ya da idari ve ekonomik açıdan birbiriyle bağlantılı işletme tarafından piyasaya sunulan markalı hizmetler algısı oluşabileceği, 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesindeki iltibasın bulunduğu, davacı taraf 2016/49234 sayılı önceki markasının dava konusu başvuru markası yönünden müktesep hak oluşturduğunu ileri sürse de bu markaya yönelik iptal veya hükümsüzlük dava açma süresi henüz dolmadığı, taraflar arsında oluşan ihtilaf nedeniyle uzun süreli çekişmesiz kullanım koşulu oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, düzenlenen bilirkişi raporunun usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, bu rapora göre hüküm kurulamayacağını, mahkeme kararının ihtilaf konusu olmayan olaylara dayandırıldığını, mahkemenin seri marka oluşturma amacıyla tescil başvurusu yapılma gerçeğini dikkate almadığını, müvekkilinin işletmesinde ağız ve diş sağlığı konusunda hizmet vermekte iken, bu konuda farkındalık ve yeni bir imaj oluşturmak için yeni bir marka başvurusu yaptığını, diğer taraftan, tescile dayanak oluşturan markanın müvekkili tarafından 1999 yılından beri işletmesinde nizasız fasılasız kullandığını, müvekkilinin “… …” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi için ….. Mahkemesinde 2017/620 Esas dosya numarası ile …’na karşı dava açtığını, bu dava üzerine davalı … müvekkiline ait … … markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi amacıyla karşı hükümsüzlük davası açtığı ve bu davaların henüz devam etmekte olduğu, hükümsüzlük davalarının bekletici mesele yapılması gerektiğini, davalılardan … …’na ait “… …” markasının hükümsüzlüğüne karar verildiğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka tescili istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının “şekil+… …” ibareli marka başvurusu ile davalı … “şekil+… …” ibareli tescilli markası arasında biçim, düzenleme ve tertip tarzı itibariyle görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede benzerlik bulunduğu, 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesinin koşullarının bulunduğu, davacının 2016/49234 sayılı önceki markasının müktesep hak koşullarını sağlamadığı, davacının başvuru konusu ibare üzerindeki gerçek ve üstün hak sahipliği bulunduğu yönündeki iddiasının ancak 3. kişinin başvurusuna itiraz hakkı verebileceği, yoksa marka tesciline hak sağlamayacağı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021