Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/50 E. 2021/1294 K. 21.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/10/2019
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 23/10/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “…” ibaresinin tek başına ya da yardımcı unsurlar ile birlikte kullanıldığı markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalarla iltibas yaratacak nitelikteki…. ibareli marka tescil başvurusuna müvekkilinin itirazlarının, davalı kurum tarafından 21/11/2017 tarih ve … YİDK kararı ile reddedildiğini, oysa davalının söz konusu başvurusu ile davacının markalarına yanaşma amacı güttüğünü, davalı şirketin önceki tarihli markalarının kapsamında 32 ve 43. sınıf emtiaların bulunmamasına rağmen dava konusu marka başvurusunda bu sınıflara da yer verildiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkilinin de adına tescilli pek çok “…” markasının bulunduğunu ve bunların 29, 30, 32, 35 ve 43. sınıflarda olduğunu, taraf markaları arasında hiçbir benzerliğin bulunmadığını, davalının dava konusu marka başvurusuna daha önceki başvurularından farklı olarak buğday başağı sembolünün eklendiğini, davacının markalarına yanaşma durumunun olmadığını, müvekkilinin kazanılmış hakkının bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu 2016/33396 sayılı marka başvurusu için davalının adına tescilli ,,,, sayılı markalarından kaynaklı müktesep hak koşullarının oluştuğu, bu nedenle 556 sayılı KHK madde 8/1-b koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ilk derece mahkemesinin kararına esas aldığı bilirkişi heyeti raporuna yönelik itirazları karşılanmadan karar verilmiş olmasının usul açısından hukuka aykırı bulunduğunu, dava konusu marka ile müvekkili şirketin itiraza mesnet markalarının, hem işaret olarak hem de mal ve hizmetler açısından aynı veya benzer olduklarının tespitinin yapıldığını, davalıya ait dava konusu markanın, müktesep hak sağladığı iddia olunan markalarının esas unsurlarından uzaklaşmış olduğunu, müktesep hak oluştuğunu iddia ettiği markalardan farklı yazı karakterinin kullanıldığını, ayrıca müktesep hak oluştuğu iddia olunan markalarda “…” ibaresinin hep kırmızı/mavi rekli kompozisyon üzerinde yer alırken, dava konusu markada bundan vazgeçilmiş ve tıpkı müvekkil markalarında olduğu üzere “…” ibaresinin elips şekilli bir logo içinde kullanılmış olduğunu, bu hali ile müvekkilinin markasına yakınlaştığını, eski markaların esaslı unsurunun farklılaşması suretiyle oluşturulan yeni markanın, müktesep hak iddiasından yararlanamayacağını, kaldı ki YİDK kararında zikredilen davalı şirkete ait markaların hiçbirinin 43. sınıfta tescili yokken, dava konusu marka başvurusunda 43. sınıfta da tescil talebinin olduğunu, davalı tarafın benzer nitelikteki marka başvuruları konusunda ikame edilen emsal nitelikteki mahkeme dosyalarının da bu yönde bulunduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ile hükümsüzlük istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler incelendiğinde, istinaf istemine konu uyuşmazlığın, davalı şirketin “… yaşam senin sağlıklı kal” ibareli dava konusu başvuru markasına, davacı tarafın YİDK kararında geçen itirazına mesnet “…” ibareli markaları karşısında, davalı şirketin önceki markalarının kazanılmış hak sağlayıp sağlamayacağı noktasında bulunduğu ve davacının bu davayı 556 sayılı KHK’nin 53. maddesinde belirtilen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde açtığı anlaşılmaktadır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19.09.2008 tarih ve…K. sayılı ilamında da belirtildiği üzere, kazanılmış hakkın varlığının kabulü için, kazanılmış hakka dayanak teşkil eden tescilli marka ile yeni markadaki ibarelerde, asli unsurların muhafaza edilmiş olması ve eski markanın en azından hükümsüzlük davası açılabilecek kadar belli bir sürede çekişmesiz şekilde kullanılması, karşı taraf markalarına yanaşma niyeti olmadan ve iltibas tehlikesi yaratmayacak şekilde, eski ve yeni markalar arasında işletme ile bağlantının ve tüketici nezdinde yaratılan izlenimin korunmuş bulunması, yeni markada kazanılmış hak iddia edilen markaya nazaran emtia kapsamının genişletilmemiş olması şartlarının bir arada bulunması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve …. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olup, buna göre yapılan değerlendirmede, dava konusu başvuru markasının, birinin ucunda başak figürü bulunan iki yay şekli içerisine kırmızı harflerle yazılmış olan “…” ibaresinden oluştuğu, davacının itirazına mesnet markalarının asli, baskın ve ayırtedici unsurunun da “…” ibaresi olduğu, taraf markalarının asli, baskın ve ayırtedici unsur olarak müştereken “…” ibaresini içermesi karşısında, görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik taşıdıkları, davalının başvurusuna konu markada, “…” kelimesinin, birinin ucunda başak figürü bulunan iki adet yay şekli ile çerçevelenmesi ve ucunda başak figürü bulunan bu yay figürleri için, başak figürü ile tamamen ilgisiz şekilde, davacı markaları ile benzeyen lacivert rengin seçilmesinin, başvuru markasını davacının markalarına yakınlaştırdığı ve görsel benzerliği artırdığı anlaşılmıştır.
Davacının itirazına mesnet markalarıyla müştereken aynı kelimeyi içeren davalının başvurusunun, benzer şekil unsurunun kullanılması suretiyle davacı markasına yakınlaşması nedeniyle de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin müktesep hak müessesesine ilişkin belirlediği kriterler çerçevesinde, dava konusu markada müktesep hak iddia edilen tescilli markanın aslı unsuru olan “…” kelimesinin muhafaza edildiği, ancak marka örneğinin davacı markalarına yakınlaşma çabası ve iltibas tehlikesi içerdiği için davalının müktesep hak müessesesinden faydalanamayacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Nitekim aynı taraflar arasında görülen, davalı şirketin yine birinin ucunda başak figürü bulunan lacivert renkli iki yay şekli içerisine kırmızı harflerle yazılmış olan …. numaralı ve “…” asıl unsurlu başka bir marka başvurusunun konu edildiği benzer bir uyuşmazlıkta da aynı gerekçelerle davalının müktesep hak müessesesinden faydalanamayacağı kabulüyle verilen Dairemizin 13.02.2020 tarih ve …. Karar sayılı kararı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.02.2021 tarih ve…. Karar sayılı ilamı ile onanmıştır.
Bu itibarla, mahkemece marka tescil kapsamları aynı tür veya benzer bulunan davalının başvurusu ile davacının itirazına mesnet markaları arasında, 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi gereğince iltibas bulunduğu, davalının önceki markalarına dayalı kazanılmış hakkının ise bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davalının önceki markaları nedeniyle müktesep hakkının bulunduğu kabul edilerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
HMK’nın 353/1-b-2. maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/10/2019 gün ve …. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Davanın KABULÜ ile, … YİDK’nın 21.11.2017 tarih ve ….sayılı kararının İPTALİNE,
3-Davalı Şirket adına 07.02.2018 tarihinde tescil edildiği anlaşılan …. sayılı …. ibareli markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, sicilden terkinine,
4-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 59,30 TL. maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 35,90 TL. harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirmiş olduğundan, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümlerine göre belirlenen 5.900,00 TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 41,10 TL ilk masraf, 1.800,00 TL bilirkişi ücreti, 221,70 TL tebligat ve posta masrafı ile istinaf aşamasında yapılan tebligat ve posta giderleri toplamı 81,23 TL olmak üzere toplam 2.144,03.TL yargılama gideri ve 35,90.TL peşin harç tutarı eklenerek oluşan toplam 2.179,93.TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalılar tarafından ilk derece ve istinaf aşamasında yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen davacıya iadesine (HMK m.333),
9-Davacıdan peşin olarak alınan 44,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
10-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 21/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 21/10/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip