Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/5 E. 2021/1155 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/10/2019
NUMARASI :….

DAVANIN KONUSU : Marka İle İlgili YİDK Kararının İptali, Tescil

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/10/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkilinin ortağı olduğu …. markasıyla faaliyette bulunduğunu, davacı tarafça … sayılı marka tescil başvurusunda bulunulduğunu, başvurunun yayınına davalı şirket tarafından “…” ibareli…… olmadığını, “…” ibaresinin Türklerin mitolojik tanrılarından bir tanesinin ismi olduğunu, aynı zamanda Tunceli İli … İlçesine ait bir köyün ismi bulunduğunu, dava konusu kararda “…” ibaresinin tescili talep edilen mallar yönünden ayırt edici niteliğinin bulunmadığının, tereyağı çıkarmak için sütün, yoğurdun içinde çalkalandığı kap veya makine olduğunun belirtildiğini, ancak davacının üretimini ve satışını yaptığı böyle bir ürünün olmadığını, markaların bir bütün olarak değil, parçalara ayrılarak değerlendirildiğini, dava konusu kararın yerinde olmadığını ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini, başvurunun müvekkili adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, dava konusu “…” ibareli marka başvurusunun, davalının “…” ibareli tanınmış markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunduğunu, markalar arasında iltibas tehlikesinin oluştuğunu, davacının marka başvurusunda kötüniyetli olduğunu, davacının önceden …. sayılı marka tescil başvurusunda bulunduğunu, başvurunun süt ve süt ürünleri yönünden davalının itirazı ile reddi üzerine dava konusu marka başvurusunun yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, somut olayda markaların ve emtiaların aynı tür veya benzer olduğu, karıştırılma ihtimalinin bulunduğu, YİDK kararının yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkiline ait “…” markasının kelimelere bölünmek sureti ile incelendiğini ve esaslı unsurun “…” ibaresi olduğuna, “…” ibaresinin hiçbir ayırt ediciliğinin olmadığına kanaat getirildiğini, bu inceleme metodunun ve sonucunda ulaşılan kanaatin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, markaların bölünerek değil, bir bütün olarak değerlendirilmesinin gerektiğini, müvekkiline ait başvurudaki kullanımın da aynı puntolarla bitişik şekilde olduğunu, vurgunun markanın herhangi bir kelimesinde değil, tamamında bulunduğunu, “…” ibaresinin 29/05. sınıf “hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil)” yönünden tanımlayıcı olmadığını, zira müvekkilinin üretimini ve satışını yaptığı bir ürünü tanımlamadığını, müvekkilinin … ticareti yapmadığını, “…” ibaresinin süt ürünleri için bariz ayırt edici bir ibare olduğunu, markaların sahipleri tarafından belirlenirken veya tasarlanırken elbette faaliyet alanı ile ilişkilendirilecek kelimelerin, görsellerin, materyallerin, kompozisyonların kullanılabileceğini, bu hususta geniş yorumlama yapılarak hakkaniyet dışına çıkıldığını, bu tip geniş yorumlamaların markalarda tekelleşmenin önünü açacağını, kaldı ki aynı yorumla davalının markalarında esas unsur olan “…” kelimesinin de, süt ürünlerinin rengi olan “…” eş anlamını taşıması ve süt ürünlerini çağrıştırması sebebi ile hiçbir şekilde ayırt ediciliği olmayan bir ibare olarak değerlendirilmesi gerekirken, “…” ibaresinin ayırt ediciliği ile ilgili hiçbir değerlendirmenin yapılmadığını, “…” kelimesinin başlı başına bir rengi ifade eden, “…” ile eş anlamlı bir kelime olduğunu ve ayırt ediciliğinin oldukça zayıf olup, tescil yolu ile de olsa hiç kimsenin tekeline tahsis edilemeyeceğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve dava konusu başvuruda yer alan “…” ibaresinin “tereyağı elde etmek için sütün içinde dövüldüğü ya da çalkalandığı kap” anlamına geldiği, dolayısıyla başvurunun yapıldığı 29/05. sınıf “hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil)” mallarında doğrudan tanımlayıcı olmasa da ayırt ediciliği bulunmayan bir ibare olduğu, başvurudaki şekil unsurunun da ayırt ediciliğinin olmadığı ve başvurunun asıl unsurunun “…” ibaresi tarafından temsil edildiği, davalının markalarında da asıl unsurun “…” ibaresinden oluştuğu, taraf markalarının aynı mallarda kullanılmak istendiği, sonuçta mahkemece taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizliğin olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 30/09/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/09/2021
Başkan

Üye

Üye

Katip