Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/482 E. 2021/1566 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/11/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 27/11/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin …. numaralı “…” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu, davalı şirketin….sayılı ve “…” ibareli markasına dayalı itirazının, … sayılı … kararı ile kısmen kabul edilerek, başvuru kapsamından “SINIF 39 Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetlerinin” çıkarıldığını, oysa ret gerekçesi markanın “… (Bu sınıf kapsamında otomobil ve otomobil parçaları) malları için tescilli olduğunu, müvekkilinin markasında mal değil hizmetlerin bulunduğunu, hizmetlerin reddi için mallarla güçlü bir bağın olmasının gerektiğini ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve “…” markasının Türkiye’de tanınmış bir marka olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davacının müvekkili şirket markasının tanınmış olmadığının tespitine ilişkin talebi yönünden hukuki menfaatinin bulunmadığını, markaların karıştırılma olasılığının bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin markasıyla ayniyete yakın benzerlikte olduğunu, sınıfların benzer bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının “…” ibareli marka tescil başvurusuyla davalı firmanın “…” ibareli markası arasında görsel ve sescil olarak, ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde davacıya ait “…” ibareli başvuru markası ile davalı firmanın “…” ibareli markası arasında idari ve ekonomik anlamda birbirine bağlı işletmelere ait marka algılaması oluşabileceği, bu açılardan taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1 maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin markası ile … … AŞ.’nin redde gerekçe gösterdiği markanın farklı emtia sınıflarını içerdiğini, her şeyden önce müvekkilinin marka talebinin bir “hizmete” dair iken, itiraz eden firmanın markasının bir “…” dair olduğunu, kaldı ki müvekkilinin markası “…” iken itiraz eden firma markası “…” olup, bariz yazım farkının da mevcut olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve tarafların markaları arasında ibareler yönünden, görsel ve sescil olarak, ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu gibi, mal ve hizmetler yönünden de ortalama düzeydeki tüketici kesimi nezdinde davacıya ait “…” ibareli başvuru markası ile davalı firmanın “…” ibareli markası arasında, idari ve ekonomik anlamda birbirine bağlı işletmelere ait marka algılamasının oluşabileceği, zira 12. sınıf kapsamında “otomobiller ve bunların parçalarını” üreten davalı şirketin, aynı zamanda 39. sınıf kapsamındaki anılan hizmetleri, en azından lisans verme yoluyla sunmasının mümkün olduğu, bu durumda davalı markasını araç kiralama vb. hizmetler üzerinde gören tüketicilerin, taraf markalarını ilişkilendirebileceğinin açık olduğu, dolayısıyla taraf markaları arasında 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesindeki iltibas koşulunun oluştuğu anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2021