Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/465 E. 2021/1512 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/02/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/02/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı … davalılar …ile … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı şirketin …. … ibareli marka başvurusuna yaptıkları itirazlarının nihai olarak … tarafından reddedildiğini oysa davaya konu olan markanın müvekkilinin tescilli olan “…” markasını içerecek şekilde oluşturulduğunu, markanın baskın unsurunun “…” ibaresi olduğunu, müvekkilinin tanınmış … markasına dayanan “…” ve … …” ibareli seri markalarının bulunduğunu, davalı Kurum tarafından, davalı … başvurusuna karşı yaptıkları itirazın “…” ibaresinin bir … türünü ifade eden tanımlayıcı bir isim olduğu gerekçesiyle reddedildiğini, … ibaresinin müvekkili adına tescilli olduğu sürece tanımlayıcı olduğundan bahsedilemeyeceğini, tescilli diğer markalar ile aynı korumadan yararlandırılması gerektiğini,……isimli bir … türü bulunmadığını, dava konusu markada yer alan … … ibaresi ile müvekkilinin … … ve … ibareli markalarının iltibas teşkil ettiğini, davaya konu markanın tüketici nezdinde müvekkilinin tanınmış markalarını sulandırıcı nitelikte olduğunu, davalı markası ile müvekkilinin markaları arasında işletmesel bağ kurulacağının aşikar bulunduğunu, davalı başvurusunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek ……. sayılı kararının iptali ile dava konusu markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, markalarda ortak olarak yer alan “…” ibaresinin … çeşidi olduğunu ve pek çok firma tarafından ürünü tanımlamak için kullanıldığını, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markaların benzer olmadığını, müvekkilinin … çatı markasını kullandığını, … ibaresinin ürünü tanımlayıcı bir ibare olduğunu ve aynı ürünü üreten farklı firmalar tarafından da kullanıldığını, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığından iltibas oluşmayacağını savunarak davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacı … davalı markalarının kapsadığı mal/hizmetler arasında 29. ve 30. sınıf bakımından ayniyetin bulunduğu, taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin uyuşmazlık konusu ” süt ve süt ürünleri, bal, arı sütü, propolis, çaylar, buzlu çaylar” emtiası yönünden ayırt ediciliğinin zayıf ve tanımlayıcı olduğu bu nedenle anılan emtia yönünden taraf markaları arasında görsel, işitsel ve anlamsal benzerlik bulunmadığı, uyuşmazlık konusu diğer emtia bakımından ise taraf markalarının benzer olduğu, somut olaydaki orta düzey tüketici nezdinde süt ve süt ürünleri, bal, arı sütü, propolis, çaylar, buzlu çaylar bakımından davacı markası ile davalı markasının 556 sayılı KHK’nin 8/1-b anlamında karıştırma ihtimalinin bulunmadığı, diğer emtia yönünden ise karıştırılma ihtimali olduğu, aynı KHK’nin 8/3. maddesi anlamında … ibaresinin eskiye dayalı kullanımının bulunmadığı, dosya kapsamındaki bütün kullanımları … …/… … … şeklinde olduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/4 anlamında, … ibaresinin tanınmış olduğu, fakat … ibaresinin tanınmış olduğunu kabule yarar delilin bulunmadığı, somut olay bakımından aynı KHK’nın 8/5. maddesinin uygulanma imkanının olmadığı, davacının “…” ibaresini ayırt edici hale getiridkleri iddiasının yerinde bulunmadığı, zira , davacının reklam ve tanıtım faaliyetlerinden, ürün görsellerinden, markayı kullanım şeklinin “… … …” şeklinde olduğu , davacının tek başına … veya … … şeklinde markasal bir kullanımı bulunmadığı, davalı başvurusunun kötüniyetli olduğuna ilişkin delilin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile, Süt süt ürünleri (tereyağ dahil) bal arısütü propolis çaylar buzlu çaylar hariç diğer ürünler yönünden …. sayılı kararının iptaline, davalı şirket adına tescilli…. sayılı … … ibareli markanın tescilli olduğu, 29, 30 sınıfta Süt süt ürünleri (tereyağ dahil) bal arısütü propolis çaylar buzlu çaylar hariç diğer ürünler yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :Davacı vekili, mahkemece iltibas bulunmadığı kabul edilen malların müvekkilinin “…” ibareli seri markalarının kapsamlarında yer aldığını, “…” ibaresinin bir … cinsi olmadığını, anılan ibarenin dava konusu başvuru tarihinden önce müvekkili ile özdeşleştiğini ve ayırt edici hale geldiğini, yüksek tanınmışlık düzeyine ulaştığını, “…” ibaresinin bir … cinsi olmadığını, reddedilen mallar bakımından tanımlayıcı bulunmadığını, tanımlayıcı olsa dahi kullanım sonucu ayırt edici hale geldiğini, dava konusu marka ile müvekkilinin “…” ve … …” ibareli markaları arasında reddedilen mallar bakımından da iltibas bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı … ….. Kurumu vekili, “…” ibaresinin bir … çeşidinin adı olup gıda sektöründe bir çok firma tarafından ürün tanımlamak için kullanıldığını, dava konusu markada asli unsurun “…” ibaresi olduğunu, buna göre taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, taraf markalarında yer alan “…” ibaresinin uyuşmazlık konusu tüm mallar bakımından tanımlayıcı bulunduğunu, zira anılan ibarenin süzülmüş, temizlenmiş anlamlarına geldiğini, müvekkilinin markasındaki asli unsurun “…” ibaresinden oluştuğunu, taraf markaları arasında bezerlik bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın tümden reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tarafların karşılaştırma konusu markalarında asıl unsur olarak yer alan ” …” ibaresinin,”süt, süt ürünleri (tereyağ dahil) bal arısütü propolis çaylar buzlu çaylar” emtiası açısından nitelik bildiren bir kelime olduğu, anılan emtia yönünden ortalama tüketicinin bu ibareyi nitelik belirten bir kelime olarak algıladığı, nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin…sayılı ilamında da “…” ibaresinin sayılan mallar bakımından tanımlayıcı olduğunun kabul edildiğini, davacının “…” ibaresini kullanım sonucu ayırt edici hale geldiği iddiasını ispatlayamadığı, “süt, süt ürünleri (tereyağ dahil) bal arısütü propolis çaylar buzlu çaylar” emtiası yönünden taraf markalarının sahip olduğu ayırt edici karakterler ve özellikle davalı markasının içerdiği … ibaresi nedeniyle, markalar arasında 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığı, buna karşılık taraf markalarında ortak aynı/benzer olan diğer mal/hizmetler açısından “…” ibaresinin tanımlayıcı olduğundan bahsedilemeyeceğinden 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında taraf markaları arasında karıştırılma tehlikesi bulunduğu anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı … davalılar …ile …ndan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacı … davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı ile davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 25/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/12/2021