Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/452 E. 2021/1505 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2018
NUMARASI ….
DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/05/2018 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı tarafın ” …” ibaresini 9. ve 38. Sınıfta yer alan mal ve hizmetler yönünden tescili için marka başvurusu yaptığını, bu başvurunun ilanına müvekkili tarafından 556 sayılı KHK’nın 7/1-a-c-d ve e maddeleri gerekçe gösterilerek itiraz edildiğini, bu itirazın …… tarafından reddedildiğini, oysa davaya konu “…” ibaresinin, tescil edilmek istenilen mal ve hizmetlerde tanımlayıcı nitelikte bulunduğunu, markanın asli unsurunu oluşturan ve kısaca “…” olarak kullanılan ibarenin … hizmetini sadece davalı …AŞ’nin verebileceği izlenimi oluşturabileceğini, davalı markasının yanıltıcı olduğunu, davalı şirketin kötüniyetle hareket ettiğini ileri sürerek…… sayılı kararının iptalini, “…” ibareli markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….., müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkiline ait markanın tescil edilmek istenilen mal ve hizmetler bakımından ayırt edici niteliğinin bulunduğunu, tanımlayıcı olmadığını, türetilmiş bir ibare olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 7(1)(a), (c), (d) ve (e) yönünden de tescil engeli olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece,dava konusu markanın dava konusu mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 7(1)(a), (c), (d) ve (e) maddeleri anlamında tescil engeli bulunmadığı, dava konusu ….. kararının yerinde olduğu, dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, … kelimesinin günümüzde internet hizmetinin sunumunda yaygın olarak kullanılan … optik kabloların özel adı olduğunu, “…” gibi bir terimin “…..” sıfatını nitelendirmesinin teknik olarak mümkün bulunmadığı gibi Türkçe gramer kuralarına da uygun olmadığını, “…” ibaresinin ilgili tüketici tarafından genç kesime yönelik sunulan … internet hizmeti olarak algılanacağından bir bütün olarak da tanımlayıcı olduğunu, ayırt ediciliği bulunmadığını, “… “kelimesinin tek bir kişinin tekeline verilemeyeceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulünü istemiştir.

GEREKÇE : Dava, …. kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dava konusu başvurunun sadece “…” ibaresinden değil “…” ibaresinden oluştuğu, bu hali dava konusu başvurunun tescili istenen 9. ve 38. sınıfta yer alan mal ve hizmetler yönünden somut olaya uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın 7/1-a maddesi uyarınca soyut ayırt edicilik vasfını haiz olduğu, aynı KHK’nın 7/1-c maddesi gereğince tanımlayıcı olmadığı gibi yine aynı KHK’nın 7/1-d maddesinde belirtilen sadece belli bir meslek grubunun kullanabileceği bir ibare de olmadığı , nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin ….. sayılı ilamında, davalı şirketin dava konusu başvuru ile benzer şekildeki ” … …” ibareli başvurusunun 9. Sınıf mallar yönünden 556 sayılı KHK’nın 7/1-a-c ve d maddeleri uyarınca tescil engeli bulunmadığının kabul edildiğini, diğer taraftan dava konusu başvuru yönünden 556 sayılı KHK’nın 7/1-e maddesine dayalı mutlak red nedeninin de oluşmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 25/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/12/2021
….
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.