Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/417 E. 2021/1486 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T….. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T…..
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/12/2019 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, müvekkili şirketin … sayılı “…” ibareli markanın sahibi olduğunu, davalının bu marka ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “….” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı Kuruma başvurduğunu,….kod numarasını alan başvuruya müvekkilince yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından reddedildiğini, oysa müvekkili markası ile dava konusu markanın benzer olduklarını ve marka kapsamlarındaki malların da benzediklerini, dolayısıyla somut olayda iltibas tehlikesinin bulunduğunu, müvekkili markasını taşıyan ürünlerin beyaz reçeteye tabi olduğunu, beyaz reçeteye tabi ürünlerin, herhangi bir kontrol olmaksızın reçeteye dahi ihtiyaç duyulmadan eczaneden alınabildiklerini, ortalama tüketici kitlesinin nihai kullanıcı olan hastalar olduğunu, söz konusu ilaçların grip ve soğuk algınlığı ile solunum sistemindeki rahatsızlıkların tedavisinde kullanıldığını, ortalama tüketicinin bilinçli tüketici olmaması nedeniyle dava konusu olayda iltibas tehlikesinin bulunduğunu ileri sürerek, …’in 27.11.2018 tarih ve…. sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı Şirket vekili, dava konusu marka başvurusunun henüz tescil edilmeden hükümsüzlüğünün talep edilmesinin kötü niyetin göstergesi olduğunu, marka hükümsüzlüğü davalarında diğer davalı Kurumun hasım gösterilemeyeceğini, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davanın öncelikle usulden reddi gerektiğini, müvekkili tarafından uzun yıllardır … esas unsurlu markaların kullanıldığını, … ibaresi ile müvekkilinin özdeşleştiğini, markalar arasında benzerlik ve iltibas tehlikesinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet marka arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, taraf markalarının bütüncül olarak değerlendirildiğinde benzer olduklarını, iki markanın da aynı hece ve harf sayısından meydana geldiğini, her iki markada da … kısımlarının ortak olduğunu, davalı markasının ilk kısmı olan “…” ibaresi ile müvekkil markasının ilk kısmı olan “…” ibaresinin 2 ortak harf içerdiğini, ilk derece mahkemesinin kararındaki tespitin aksine, karşı yan markası …’daki … harfinin büyük yazılmasının markaları farklılaştırmadığını, müvekkili markası ile davalı markasının aynı mallar için kullanılacağını, bu haliyle markalar arasında karıştırılma ve ilişkilendirilme ihtimalinin mevcut olduğunu, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu hususların hiçbirinin değerlendirilmediğini ve itirazları doğrultusunda ek rapor da alınmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, tescilli bir marka ile başvuru konusu işaret arasında iltibasa sebebiyet verebilecek derecede benzerlik olup olmadığının, her ikisinin ayırt edici ve baskın unsurları gözetilerek münferit unsurlardan ziyade bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınarak belirleneceği, buna göre “…” ibareli başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” ibareli marka arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin, soğuk algınlığı anlamına geldiği ve dava konusu başvuru kapsamında yer alan 5. sınıf mallar yönünden ayırt edici olmadığı, bu ibare dışında kalan “…” ve “…” ibareleri arasında ise bir benzerlik bulunmadığı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve…. sayılı kararında da belirtildiği gibi iltibas değerlendirmesi, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümleneceğinden, davacı vekilinin ek bilirkişi raporu alınmadığı yönündeki istinaf itirazının da yerinde olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 25/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 23/12/2021
….