Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/416 E. 2021/1568 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2019
NUMARASI :….
DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i

Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 17/12/2019 tarih ve ….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin….. markasının sahibi bulunduğunu, davalının içerik sağlayıcısı olarak faaliyet gösterdiği “…” internet sitesinin online bir şikayet platformu olduğunu, Karşıyaka 5. Noterliğinin 20.05.2019 tarih ve …… yevmiye nolu e-tespit tutanaklarında görüleceği üzere, müvekkillerine ait “…” marka, logo ve görsellerin “…” internet sitesinde izinsiz olarak kullanıldığını, “…” markasına alan adı olarak da yer verildiğini, “…” internet sitesinde, tüketici şikayetlerinin tüketicinin kimlik bilgileri gösterilmeden yayımlandığını, hakkında şikayet yazılan her marka için “…” alan adı uzantılı ayrı bir alan adı oluşturulduğunu, oluşturulan bu sayfada o markaya ait isim, logo ve görsellerin, bazen tanıtım yazılarının yer aldığını, markalar şikayetlere cevap vermek istediklerinde platforma yıllık üyelik ücreti ödemek suretiyle üye olmak zorunda kaldıklarını, davalı Şirketin üyelik ücreti talebinin haksız rekabet oluşturduğunu müvekkillerine ait markanın ve görsellerinin “…” platformundaki bahse konu kullanımlarının markasal kullanım olduğunu ve müvekkillerinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, davalı Şirketin uygulamalarının davacının ticari itibarı ile marka itibarının zarar görmesine yol açtığı gibi müvekkili ve rakipleri arasında haksız rekabete de neden olduğunu ileri sürerek davalı Şirketçe “…” markaya yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine karar verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, … sadece üye olan şirketlere hizmet veren bir platform olmadığını, tüketiciler tarafından yazılan bütün şikâyetlere verilen cevaplar, üye–üye olmayan ayrımı yapılmadan ücretsiz olarak yayınlandığını, hakkında şikayet yayınlanan kurumların cevap haklarını kullanabildiklerini, hiçbir firmanın cevap hakkının kısıtlanmadığını, ne haklarında yazılan şikayete itiraz eden firmalardan, ne şikayetin kaldırılması talebinde bulunan firmalardan ne de şikayetin altında cevap metnini yayınlatmak isteyen firmalardan tek kuruş para talebinde bulunmadığını, verilen tüm bu hizmetlerin üye olsun ya da olmasın, tüm firmalar için ücretsiz ve sınırsız olduğunu, davacı firmanın hakkında yazılan şikayetler incelendiğinde, kendileri üye olmadıkları ve bugüne kadar herhangi bir ödeme gerçekleştirmedikleri halde haklarında yazılan şikayetler, sürecin memnuniyetle neticelendirilmesi nedeniyle şikayetçiler tarafından kaldırıldığını, hatta bir kısmı teşekkür mesajına dönüştürülerek platformada yayınlandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davacı adına…sayı ile tescilli bulunan “…” marka ve logosunun “…” internet sitesindeki kullanımlarının 6769 sayılı SMK kapsamında “markasal” nitelikte kullanımlardan olmadığı ve 6769 sayılı SMK’nın 29. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, “…” internet sitesinde davacıya yönelik şikayet ve eleştirilere karşı davacının etkili bir savunma yapabilmek için ücret karşılığı kurumsal üyeliğe zorlanması ve kurumsal üye olan firmalara üye olmayan firmalardan avantajlı imkanlar sunulmasının 6102 sayılı TTK’nın 54 ve 55. maddeleri kapsamında haksız rekabete neden olacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davalı eyleminin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, haksız rekabetin önlenmesine, … adlı internet sitesinde davacıya ait “…” ait markanın kullanımının durdurulmasına, markaya tecavüze ilişkin davacı taleplerinin ve fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkili Şirketin, … internet sitesinde yer alma ya da üye olma yönünde hiçbir talebi olmadığını, davalının müvekkiline ait markayı, markanın logosunu ve görsellerini, kendiliğinden, müvekkilinin hiçbir şekilde izni ve bilgisi olmadan internet sitesinde yayınladığını, dava konusu haksız rekabet eylemini markadan bağımsız düşünmenin imkansız olduğunu, davalı Şirketin ilgili internet sitesinde yarattığı uygulama ile haksız rekabet teşkil ettiğini kabul ederken, müvekkilinin izni ve bilgisi dışında markası ile dahil edildiği bu sistemde marka hakkına tecavüz olmadığını kabul etmenin doğru bulunmadığını, SMK madde 7/3-d anlamında kullanım ile markaya tecavüz edildiğini, … internet sitesinde yapılan kullanım, markasal kullanım olduğunu, davalı tarafından, müvekkiline ait markanın ticaret hayatına etki edecek şekilde kullanıldığının açık olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesinin müvekkilinin aleyhine olan kısmının kaldırılmasını davanın tümünün kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, davacı tarafın, müvekkilinin internet sitesi … ‘da yer alan markaların haklarında yazılan şikayetlere cevap vermek, konuya ilişkin açıklama yapmak, kendilerini aklamak ya da en azından haklarında şikayet yazan içerik sahibinin gerçekten müşterisi olup olmadığını öğrenmek için üye olmak zorunda olduklarını, bu noktada marka sahiplerinin müvekkili firmaya üye olabilmek için yıllık üyelik ücreti ödemek zorunda oldukları iddiasının asılsız bulunduğunu, mahkemenin yeni ve ya ek bilirkişi raporu almadan ve itirazlarımızı naza almadan hüküm tesis ettiğini, savunmaların gerçekliği/doğruluğunun mahallinde yapılacak teknik bilirkişi incelemesi ile rahatlıkla tespit edilebilecekken inceleme yapılmadığını, müvekkili firmaya şikayetin altında yayınlanması amacıyla tek bir cevap metni göndermeyen davacı firmanın, sonrasında üye olmadıkları için cevap haklarının kısıtlandığı iddiasıyla iş bu davayı ikame etmelerinin, iyi niyetle izah edilemediğini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, … sayı ile davacı Şirket adına tescilli bulunan “…” ibareli markanın “…” internet sitesindeki kullanımlarının 6769 sayılı SMK’nın 29. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, zira “markasal” nitelikte bir kullanım olmadığı, davalı Şirketin “…” internet sitesinde davacı Şirkete yönelik şikayet ve eleştirilere karşı davacı Şirkete savunma yapabilmesi için ücret karşılığı kurumsal üyelik teklif edilmesi ve kurumsal üye olan firmalara üye olmayan firmalardan avantajlı imkanlar sunulmasının 6102 sayılı TTK’nın 54 ve 55. maddeleri uyarınca haksız rekabet teşkil edeceği, mahkemece davalının … adlı internet sitesinde davacıya ait “…” ait markanın kullanımının durdurulmasına ilişkin kararının haksız rekabete teşmil ettirilmiş olduğu anlaşılmakla, davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Taraflardan ayrı ayrı alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, taraflarca istinaf başvurusunda yatırılan 54,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin taraflardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında taraflarca yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 09/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021

….