Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
Esas-Karar No: 2020/411 – 2021/1613
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2020/411
KARAR NO : 2021/1613
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
BAŞKAN : .
ÜYE : .
ÜYE : .
KATİP :.
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2019
NUMARASI : 2016/217 E. – 2019/850 K.
DAVACI : .
VEKİLLERİ : .
.
DAVALI : .
VEKİLİ :.
İHBAR OLUNAN : .
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat
Taraflar arasında görülen davada Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 08/10/2019 tarih ve 2016/217 E. – 2019/850 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, 04/01/2016 tarihinde dava dışı sürücü idaresindeki ve davalıya zorunlu kara yolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesiyle sigortalı olan aracın sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek neden olduğu kazada, araçta bulunan müvekkilinin yaralandığını ileri sürerek, şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 21.06.2017 tarihli dilekçesi ile talebini 310,000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davaya bakmaya İstanbul Anadolu Mahkemelerinin yetkili olduğunu, davacının araçta yolcu olarak bulunduğunun ve yolcu bileti olduğunun ispatı gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davacının, biletli yolcu olmadığına ilişkin delil bulunmadığı, tüm dosya kapsamına, bilgi ve belgelere göre davacının biletli yolcu olduğu kanaatine varıldığı, davacının, araçta yolcu konumunda olup, kusurunun söz konusu olmadığı, İstanbul Adlî Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulu raporuna göre davacının %7 oranında çalışma gücünden kaybettiği ve işgöremezlik süresinin dokuz aya kadar uzayabileceği, buna göre davacının geçici işgöremezlik zararının 23.008,99 TL, sürekli işgöremezlik zararının 138.625,24 TL olarak hesaplandığını, davacının uğradığı zarar miktarının sigorta teminatı kapsamında olduğu gerekçesiyle geçici işgöremezlik tazminatı yönünden; 1,00 TL tazminatın, 09/03/2016 dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, sürekli işgöremezlik tazminatına ilişkin davanın, ıslah da dikkate alınarak kısmen kabulü ile 138.625,24 TL sürekli işgöremezlik tazminatının 09/03/2016 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, dosya kapsamında mevcut Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca tanzim edilen 13.04.2017 tarihli raporda, müvekkilin çalışma gücü ve meslekte kazanma gücü kaybı oranının %25 olduğu, geçici iş göremezlik süresinin 9 (dokuz) ay bulunduğu yönünde görüş bildirildiğini, bu raporun davalı yana 15.05.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı yanca işbu rapora karşı süresi içerisinde bir itirazda bulunulmadığından müvekkili yararına usuli müktesep hak doğduğunu, bu nedenle davalı yanın süresinde sunulmayan itirazlarına itibar edilerek yeniden bir bilirkişi incelemesi yapılmasının ve yeni bir delile dayanılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, aksi halde ise İstanbul Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun 15.01.2019 tarihli adli tıp raporu ile Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığınca tanzim edilen raporun çelişkili bulunduğunu, bu çelişki giderilmeden karar verildiğini, müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE : Dava, zorunlu kara yolu taşımacılık mali sorumluluk sigorta poliçesine dayalı maddi istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, dosya kapsamında bulunan ve Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından hazırlanan raporda, kaza tarihinde yürürlükte olmayan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre değerlendirme yapıldığı, dolayısıyla bu raporun davacı yararına usuli müktesep hak oluşturmasının mümkün olmadığı, mahkemece hükme esas alınan Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi raporunda ise kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre değerlendirme yapıldığı, bu raporda, dosya kapsamındaki önceki raporların da değerlendirilerek kanaat bildirildiği, açıklanan nedenlerle Adli Tıp Kurumu tarafından hazırlanan raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik olmadığı, mahkemece davacı aleyhine hükmedilen vekalet ücretinde de bir yanlışlık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/01/2022
Başkan
Üye
Üye
Katip
Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.