Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/402 E. 2021/318 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : …
KARAR NO : …
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2019
NUMARASI : ….
….

DAVANIN KONUSU : Markaya Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması ve Tasarım Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/12/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacılar ve davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacılar vekili, müvekkillerinin otomotiv sektöründe tanınmış ve tescilli …. ibareli markalarının bulunduğunu, ürettikleri ürünlerin üzerinde aynı zamanda ticaret unvanı olan bu ibarenin kullanıldığını, davalı şirketin ısrarla müvekkilinin tanınmış markalarından yararlanmak amaçlı davranışlarda bulunduğunu, bu nedenle müvekkilleri tarafından davalı aleyhine birçok davalar açıldığını, davalının ayrıca müvekkilinin önceki kullanımları karşısında yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini haiz olmayan … numaralı tasarımı tescil ettirdiğini ileri sürerek, davalının müvekkilinin marka hakkına tecavüzünün tespitini, önlenmesini, davalının … numaralı tasarımının hükümsüzlüğüne karar verilmesini, hüküm özetinin ilanını, ihtiyati tedbir yoluyla müvekkilinin markalarının kullanıldığı ürünlere ilişkin davalı kullanımlarının önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, ürünlerin imhasını, davalı tasarımının üçüncü kişilere devrinin önlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davacının markalarının esaslı unsurunun “…” ibaresi olduğu, bu ibarenin Türkçe’de bilinen bir anlamının bulunmadığı, davacının tescilli markalarına dayanarak kullandığı orijinal ürün örneğinin de “…” ibaresinden ve ürünü ihtiva eden kap/malzemenin siyah renkli yağ kabı ile kırmızı kapak ve ürün ambalajından oluştuğu, davalının … sayılı tasarımının da “…” ibaresini içerir bir yağ ürününe ilişkin kap/malzeme ile ürünü taşıyan kap/malzemenin siyah renkli yağ kabı ile siyah kapak ve ürün ambalajından oluştuğu, davacının markalarının esaslı unsuru olan “…” ibaresinin, davalının adına tescilli tasarımında ve fiili kullanımlarında aynı/benzer olacak şekilde yer aldığı, öyle ki davacının orijinal ürününün piyasaya sürüldüğü şekil, renk, kompozisyon, yağ kabı rengi, ambalaj örneği, tasarımı unsurlarının, davalının fiili kullanımlarında ve adına tescilli tasarımında aynen yer aldığı, hatta ürünlerin birbirinden ayırt edilmesinin mümkün bulunmadığı, bu durumun SMK.’nın 29. maddesi gereğince davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, davacının markalarının tescil kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin aynı/benzer olacak şekilde davalı tarafça kullanıldığı, SMK.’nın 155. maddesi gereğince davalının …sayılı tasarımının bulunmasının da mevcut durumu değiştirmeyeceği, sonuçta davalının adına tescilli … sayılı tasarımı ile davaya konu fiili kullanımlarının, davacıların markalarından kaynaklı haklarına SMK.’nın 29. maddesi gereğince tecavüz teşkil ettiği gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıların “…” markasına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, men’ine ve ortadan kaldırılmasına, davacılara ait markalar ve davacıların ürünleri ile karıştırılacak derecede benzer “…” ve “…” markaları dahil olmak üzere tüm logo ve markaların kullanıldığı ürünlere ilişkin olarak, davalının tüm kullanımlarının önlenmesine; üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının, yurt içinde satışa sunulmasının önlenmesine, davalının, davacılara ait markalar ve davacıların ürünleri ile karıştırılacak derecede benzer “…” ve “…” markaları dahil olmak üzere tüm logo ve markaların kullanımı yoluyla, marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturan her türlü mal ve ürün, hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam, yayın, broşür, afiş ve her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıt, online internet adresi, tüm sosyal medya hesapları, fatura ve sair her türlü ticari evrak üzerinde kullanım da dahil olmak üzere, Türkiye’de ve yurt dışında tüm kullanımların önlenmesine; bulundukları yerlerden toplatılarak el konulmasına ve karar kesinleştiğinde imhasına, davalının tescil ettirmiş olduğu … sayılı tasarımın hükümsüzlüğüne, hüküm özetinin ilanına karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece ön inceleme duruşmasında sözlü yargılama yapılarak usulü ve ilk itirazlarının mesele gibi halledilip sonuca bağlandığını, tebligattaki usulsüzlüklere ve bilirkişi raporuna karşı itirazları hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmediğini, davanın kabulü yönündeki kararın her yönüyle hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını istemiştir.
Davacılar vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf başvuru dilekçesinde, mahkemece 16.05.2019 tarihli ara kararla verilen ihtiyati tedbir kararının istinaf incelemesinden de geçerek kesinleştiğini, bu kararın infazı için Ankara 13. İcra Dairesinin ….. sayılı dosyasından, 16.12.2019 tarihine kadar yapılmış olan tüm masrafların hesaplanarak mahkemeye gönderildiğini, ihtiyati tedbirin icrası sırasında el konulan ürünlerin yediemine teslim edilerek muhafaza edilmesi nedeniyle ilk derece mahkemesi kararının kesinleşmesine kadar müvekkilinin yediemin depo ücreti ödemeye ve davaya konu ürünlerin kullanımının tespit edilmesi halinde, ihtiyati tedbir kararının icra edilmesi için harç, nakliye, yediemin, depo vs masraflara katlanmaya devam edeceğini, HMK.’nın 323/1-ç maddesinde geçici hukuki koruma tedbirleri ve protesto, ihbar, ihtarname ve vekaletnamenin yargılama giderleri arasında sayıldığını, 332. maddesinde de hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceğinin, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceğinin mahkeme ilamının altına yazılacağının belirtildiğini, mahkemece sadece ihtiyati tedbir kararının icrası için 16.05.2019 tarihine kadar yapılan masrafların hüküm altına alındığını, kararın kesinleşmesine kadar doğacak masrafların dikkate alınmadığını, oysa ki sunulan faturalardan da anlaşılacağı üzere istinaf tarihine kadar hüküm altına alınmayan 11.210,00 TL yediemin ücreti ödendiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin 8 no’lu ara kararının istinaf incelemesi yapılarak, kararın kesinleşmesine kadar doğacak olan yediemin, nakliye vs dahil tüm yargılama giderlerinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline imkan verecek şekilde kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması ve tasarım hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve her ne kadar davalı vekilince sunulan SGK kayıtlarında, davalı şirket adına tebligat yapılan … 19.03.2019 tarihinde işten çıktığı gözüküyorsa da, mahkemece dava dilekçesinin 29.03.2019 tarihinde davalı şirket adına birlikte çalışan sıfatıyla bu kişiye tebliğ edildiği, davalı vekilince bu durumun “anılan kişinin o tarihte fabrikaya eşyalarını almak üzere geldiğinde tebligatı aldığı ve yetkililere ulaştırmadan bir köşeye bıraktığı” şeklinde açıklandığı, davalı şirket adına aynı kişiye mahkemece alınan bilirkişi raporunun da 03.05.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin bu durumu da “anılan kişinin başka yerde iş bulamadığından, mayıs ayında tekrar iş müracaatında bulunmak üzere geldiğinde, bu kez de bilirkişi raporunu tebliğ aldığı” şeklinde açıkladığı, davalı vekilinin anılan savunmalarının hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi, bir an için davalı şirkete yapılan bu tebligatların usulsüz olduğu kabul edilse bile, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 32. maddesi uyarınca, muhatabının tebliğe muttali olmuş ise tebligatın muteber sayılacağının belirtildiği, somut uyuşmazlıkta da davalı vekilinin mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına itiraz edip, bu konuda yapılan 12.06.2019 tarihli duruşmaya katıldığı gibi, mahkemece asıl davada yapılan 26.09.2019 tarihli ön inceleme ve 18.12.2019 tarihli sözlü yargılama ve hüküm duruşmalarına da katıldığı, bu durum karşısında davalının artık anılan tebligatların usulsüz yapıldığı savunmasında bulunamayacağı, davacılardan yabancı menşeli şirketin davada dayanılan markaların sahibi olduğu, diğer davacı şirketin de, anılan yabancı şirketin ürünlerinin Türkiye üreticisi bulunduğu, işbu davada markaların yanında, ticaret unvanına ve davacılar tarafından üretilen ürünlere de dayanılarak, marka hakkına tecavüzün yanında, haksız rekabetin tespit ve önlenmesi de istendiğinden, her iki davacının da aktif dava ehliyetine sahip olduğu, mahkemece ön inceleme aşamasından sonra, başkaca bir tahkikat yapılmasına gerek bulunmadığı görülürse, yani mevcut dosya içeriği ile usul ya da esas bakımından bir karar vermek mümkünse, ön inceleme duruşmasının tamamlandığını bildirip, bu konuda gerekli işlemler yapıldıktan sonra, tahkikata gerek olmadığını belirterek, tarafların bu konuda beyanlarını almak suretiyle yargılama kesitlerini aynı oturumda arka arkaya gerçekleştirilebileceği (HMK 138, 142. maddeler), ancak her halükarda mahkemenin duruşma yapmak ve sözlü yargılama yoluyla tarafları dinleyerek karar vermek zorunda bulunduğu, burada tek dikkat edilmesi gereken noktanın, bu kesitler aynı duruşmada yapılırsa mutlaka her birinin gereklerinin yerine getirilmesi olduğu (Pekcanıtez Usul, Medeni Usul Hukuk, 15.Bası, Cilt:2, s:1335, 1336), somut uyuşmazlıkta da mahkemece ihtiyati tedbir kararına itiraz aşamasında yaptırılan 24.04.2019 tarihli bilirkişi incelemesi sonucunda, davacıların itiraza dayanak markalarının tamamı ile orijinal ürün örneğinin ve davalının …. sayılı tasarım tescil belgesi ile dava konusu kullanımına ilişkin yağ kabı ürününün getirtilmesi ve incelenmesi suretiyle, davalının mevcut kullanımının davacıların marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin, öyle ki davacının orijinal ürününün piyasaya sürüldüğü şekil, renk, kompozisyon, yağ kabı rengi, ambalaj örneği, tasarımı unsurlarının, davalının fiili kullanımlarında ve adına tescilli tasarımında aynen yer aldığının, hatta ürünlerin birbirinden ayırt edilmesinin dahi mümkün bulunmadığının ve dolayısıyla … sayılı davalı tasarımının da yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşımadığının açıkça tespit edildiği, 6769 sayılı SMK.’nın 155. maddesi uyarınca, davalının … sayılı tasarımının bulunmasının da bu sonucu değiştirmeyeceği, dolayısıyla mahkemece ön inceleme duruşmasının yapılıp, aynı duruşmada tahkikatın bitirilmesinde, davalı vekilinin süre istemesi üzerine de bir sonraki celse sözlü yargılama ve hüküm duruşmasının yapılıp esas hakkındaki kararın verilmesinde bir usule aykırılığın bulunmadığı, mahkeme kararının gerekçe kısmında sadece ürünlerin kabının tecavüz oluşturduğunun belirlenmesine göre, kabın içindeki yağ ürününün esas hakkındaki kararın konusunu oluşturmadığının anlaşıldığı, davacılar vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesinde ise her ne kadar 6100 sayılı HMK.’nın 323/1-ç maddesinde geçici hukuki koruma tedbirlerinin yargılama giderleri arasında sayılmış, 332. maddesinde de hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceğinin, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceğinin mahkeme ilamının altına yazılacağı bildirilmiş ise de mahkemece ancak karar tarihinde miktarı belirli olan ihtiyati tedbir giderlerinin hüküm altına alınabileceği, HMK.’nın 332. maddesi ile kastedilenin, hükümden sonra yapılacağı kesin olan, kararın tebliği veya kesinleşmiş karar örneğinin Tapu Sicil Müdürlüğü veya Türk Patent ve Marka Kurumu gibi kurumlara gönderilmesi için gereken ve karar tarihinde miktarı belirli bulunan yargılama giderleri olduğu, yoksa somut uyuşmazlıktaki gibi mahkemece hükümden sonra yapılacağı kesin olsa bile miktarı belirli olmayan yargılama giderlerinin, anılan madde uyarınca dökümünün yapılmasının ve hükümde belirtilmesinin mümkün olmadığı, esasen icra dairelerinin icra takibini tam ve doğru olarak yürütebilmeleri için yaptıkları, araç sürücüsüne ödenen ücret, icra memuruna ödenen harcırah, yediemine ödenen ücret, satış giderleri, bilirkişi ücreti, posta gideri gibi harcamaların, aynı zamanda “icra giderlerinden” bulunduğu ve İİK.’nın 59/1 ve 15/1. maddesi uyarınca, Kanunda hilafı yazılı değilse, bütün harç ve masrafların borçluya ait olup, takip dosyası kapatılırken icra memurunca hesaplanacağının ve neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağının tabii bulunduğu anlaşılmakla, davacılar ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacılar ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40’ar TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90’ar TL’nin taraflardan ayrı ayrı tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacılar ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/03/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/03/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip