Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/397 E. 2021/1473 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20. HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI …
DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali, Tasarım Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/12/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili, davalının…. sıra sayılı tasarım başvurusunun yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini taşımadığından ve kötüniyetle yapıldığından iptal edilmesinin gerektiğini, buna rağmen müvekkilinin başvuruya itirazlarının ….. sayılı kararı ile reddedildiğini, oysa müvekkili adına Sakarya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde keşif yapıldığını ve raporun müvekkilinin lehine olduğunu, dava dilekçesinin ekinde sunulan 3 adet bilirkişi raporunun da müvekkilinin lehine bulunduğunu, davalının müvekkilinin eski Türkiye distribütörü olduğunu, taraflar arasında görülen Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin…. ve İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyalarının 2 yıldır derdest bulunduğunu, … tarafından … ürün broşürünün tarihsiz olması sebebiyle dikkate alınmamasının, bilirkişi raporlarının nicelik ve nitelik itibariyle kıyaslama yapmaya müsait olmaması sebebiyle itirazlarının dikkate alınmamasının maddi hata teşkil ettiğini ileri sürerek, davalı … … kararının iptalini ve diğer davalının….sıra sayılı tasarım başvurusunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, davacının itirazına dayanak tasarımlardan bir kısmının koruma hakkını yitirdiğini, bir kısmının da davacıya ait olmadığını, halihazırda itiraza dayanak olabilecek önceki tarihli bir sınai mülkiyet hakkının bulunmadığını, davacı ile davalı arasında hiçbir zaman distribütörlük ilişkisinin kurulmadığını, davacının gizli bilgi niteliğindeki tasarımların müvekkiline verildiği imajını yaratmaya çalıştığını, dosyaya sunulan bilirkişi raporlarının gerçeği yansıtmadığını, davacının sunduğu bilirkişi raporlarındaki karşılaştırılan tasarımın, davaya konu tasarım olmadığını, müvekkilinin tasarımının yeni ve ayırt edici niteliğinin olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, davaya konu … sıra numaralı tasarımın, itiraza mesnet tasarımlar karşısında yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini haiz olduğu, itiraza mesnet tasarımların dava dışı … … ,,, unvanlı şirkete ait bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin 1986 yılında …. kurulan ve besi tavukçuluğu ekipmanları üretim ve geliştirme sektöründe faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, 30 yılı aşkın süredir yaptığı buluşlar ile tüm dünyada tavukçuluk ekipmanları sektörünün öncüsü bulunduğunu, bu buluşlardan en önemlisinin “Otomatik Folluk Makinesi” ve bunun ayrılmaz parçası olan “Plastik Izgara” olduğunu, bu buluşların damızlık sektöründe kuluçkalık yumurta verimini %15 oranında artırdığını, müvekkil şirketin ürünlerinin Türkiye’de satışını gerçekleştirmek isteyen davalı …. ile 2006 yılında anlaşıldığını, taraflar arasındaki distribütörlük ilişkisinin 2015 yılında sona erdirildiğini, öte yandan tarafların işlerini geliştirmek amacıyla %50-%50 ortak olarak, 09.09.2013 tarihinde…… tescil edilen ve 16.09.2013 tarihinde kuruluşu ilan edilen ……. kurduğunu, ancak ……. aktif olarak üretime geçemeden, 01.09.2015 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda tasfiyesine karar verildiğini, bu dönemde taraflar arasında imzalanan Hissedarlar Sözleşmesi ve Gizlilik ve Lisans Sözleşmesi ile müvekkilinin, davalı şirketin faaliyetleri için gerekli birçok gizli ve ticari sır niteliğindeki bilgiyi, ortak kurulan şirketin üretim yapabilmesi amacıyla davalı ile paylaştığını, bu bilgilerin ….. ait teknik çizimleri ve imalat tekniklerini de kapsadığını, davalının müvekkilinin bu ürünlerinin taklidini pazarlamaya başladığını, bu durumun 24/05/2016 tarihinde Sakarya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan … D. İş numaralı dosyada tespit edilip kayıt altına alındığını, yine bu hususların taraflar arasında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas ve Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas numaralı dosyalarında görülmekte olduğunu, davalının haksız ve hukuka aykırı fiillerini bir adım daha öteye taşıyarak, davaya konu “Otomatik Folluk Makinası’na” ilişkin 24.04.2017 tarih ve….. sayısı ile tasarım başvurusunda bulunduğunu, anılan tasarım başvurusunun yenilik ve ayırt edicilik özelliklerini taşımadığını ve kötü niyetli olduğunu, ayrıca müvekkili tarafından Hendek Cumhuriyet Başsavcılığı’na … broşürlerinin ve delil tespitindeki lehe çıkan bilirkişi raporlarının sunularak haksız rekabet suçu şikayetinin yapıldığını, Başsavcılık tarafından 17.08.2016 tarihinde davalı …’ın tesislerinde keşif yapıldığını ve 17.09.2016 ve 14.10.2016 tarihli bilirkişi raporları ile tasarım başvurusuna konu ürünün müvekkili ürününün taklidi olduğunun tespit edildiğini, bu raporlara itiraz edilmesi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 12.12.2016 tarihli raporun alındığını, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 29.11.2016 tarihinde tüm broşürlerin ve bilirkişi raporlarının dosyaya sunulması ile açılan …. Esas sayılı davada 19.12.2016 tarihinde üretimin, satışın ve pazarlamanın durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararının verildiğini, davalının tüm bu tespitlerden yaklaşık bir yıl sonra 24.04.2017 tarihinde, taklit ürününe ilişkin … nezdinde yeni bir tasarım tescil başvurusunda bulunarak kötü niyetini ispatladığını, … ürünlerine ilişkin broşürlerin yaklaşık iki yıl önce, 24.05.2016 tarihinde mahkemeye sunulmuş olması ve bilirkişi incelemelerinin 2016 yılında yapılmış bulunması dikkate alındığında, 2017 yılının 4. ayında yapılmış tasarım tescil başvurusuna yapılan itirazda, … ürün broşürünün tarihsiz olması sebebiyle dikkate alınmamasının maddi bir hata teşkil ettiğini ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, … kararının iptali, tasarım hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davalının ….sıra sayılı tasarımının yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına sahip olup olmadığı, buna göre … kararının yerinde bulunup bulunmadığı ve hükümsüzlük ile terkin şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Dava tarihi itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6769 sayılı SMK’nın 56/4. maddesi uyarınca, bir tasarımın aynısının, tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. SMK’nın 56/5. maddesi uyarınca da, bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim, tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. Yine aynı Kanunun 57. maddesine göre kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. Koruma talep edilen bir tasarım, başvuru tarihinden veya rüçhan talebi varsa rüçhan tarihinden önceki on iki ay içinde tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez.
Somut uyuşmazlıkta da davalıya ait tasarımın başvuru tarihi 24.04.2017 olduğuna göre, davalıya ait tasarımın aynısının bu tarihten önce, Dünyanın herhangi bir yerinde, davacı dahil herhangi bir üçüncü kişi tarafından kamuya sunulması, dava konusu tasarımın yenilik unsurunu ortadan kaldırır. Davacı da hem dava konusu başvurunun yayınına itirazına dair 26.08.2017 tarihli dilekçesinde, hem de hükümsüzlük istemini içeren dava dilekçesinde, mutlak yenilik itirazında bulunmuştur. O halde mahkemece hem davacının sunduğu, gerek kendisine gerekse üçüncü kişilere ait önceki tarihli tasarımlar incelenmeli, hem de Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 24.04.2017 tarih, … Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, dava konusu tasarımın mutlak yenilik kriterine sahip olup olmadığı resen gözetilmelidir. Bu nedenle dava konusu tasarımın, yenilik ve ayırt edicilik niteliklerini taşıyıp taşımadığı, davaya konu tasarımların tescil belgesindeki ürün tasarımı ile söz konusu ürünün piyasada mevcut, bilinen tasarımlarla arasında belirgin bir farklılığın bulunup bulunmadığı, davaya konu tasarımın yeni mi, yoksa harcı alem bir tasarım mı olduğu hususları, tasarımın ilgili bulunduğu alanda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle tespit edilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta ise gerek …… gerekse de mahkemece, davacının sunduğu … broşürü tarihsiz olduğundan, bilirkişi raporları ise görsel açıdan kıyaslama yapılabilecek nitelikten yoksun bulunduğundan veya raporlara konu tasarımların davacıya ait olup olmadıkları belli olmadığından incelenmemiştir.
Oysa davacı vekilince, müvekkilinin iddialarının doğruluğunun 24/05/2016 tarihinde Sakarya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açılan…. numaralı dosyada tespit edilip kayıt altına alındığı, yine bu hususların taraflar arasında İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin….Esas ve Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesinin… Esas numaralı dosyalarında görülmekte olduğu, Hendek Cumhuriyet Başsavcılığı’na … broşürlerinin ve delil tespitindeki lehe çıkan bilirkişi raporlarının sunulduğu, Başsavcılık tarafından 17.08.2016 tarihinde davalı …’ın tesislerinde keşif yapıldığı ve 17.09.2016 ve 14.10.2016 tarihli bilirkişi raporları ile tasarım başvurusuna konu ürünün, müvekkili ürününün taklidi olduğunun tespit edildiği, bu raporlara itiraz edilmesi sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 12.12.2016 tarihli raporun alındığı, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 29.11.2016 tarihinde tüm broşürlerin ve bilirkişi raporlarının dosyaya sunulması ile açılan… Esas sayılı davada 19.12.2016 tarihinde üretimin, satışın ve pazarlamanın durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararının verildiği ileri sürülmüştür. Gerçekten de anılan bilirkişi raporlarının tarihi, işbu dava konusu tasarımın başvuru tarihi olan 24.04.2017 tarihinden önce olduğuna göre, anılan bilirkişi raporlarında … broşürlerinin incelenmiş olması halinde, işbu dava yönünden de davalının başvurusunun yenilik özelliğinin tespitinde dikkate alınması gerektiği tabiidir. Yine aynı raporlarda davacıya ait olmasalar bile, davalı tasarımının başvuru tarihi olan 24.04.2017 tarihinden önce kamuya sunulduğu anlaşılan tasarımların bulunması halinde, bu durumun davalının tasarımının yenilik unsurunu etkileyeceği açıktır.
Kaldı ki tüm bu delillerden başka, tasarımın ilgili bulunduğu alanda uzman bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle bilirkişilerin kendi tecrübe ve bilgilerine göre, dava konusu tasarımın mutlak yenilik niteliğini haiz olup olmadığının da mahkemece re’sen incelenmesi gerekirken, mahkemece bu hususta da herhangi bir inceleme yapılmamıştır.
Ayrıca ceza mahkemesi kararlarının “…” konusunda hukuk hakimini bağlayacağı kabul edilmektedir (Yargıtay 11. H.D.’nin 06.11.2018 tarih ve 2016/13630 E.- 2018/6793 K.). Somut uyuşmazlıkta da davacı vekilince, davalının eylemlerinin Hendek 1. Asliye Ceza Mahkemesinin… Esas numaralı dosyasında incelenmekte olduğu ileri sürülmüş, davalı vekili ise anılan ceza davası dahil, yukarıdan beri açıklanan diğer tüm davalarda alınan bilirkişi raporlarında, müvekkilinin iş yerinde incelenen ürünlerin, işbu dava konusu tasarımla aynı ürün olmadığı savunulmuştur. Mahkemece tarafların bu iddia ve savunmaları da incelenmemiş ve bu incelemeden çıkacak neticeye göre, anılan ceza davasının sonucunun beklenmesinin gerekip gerekmediği değerlendirilmemiştir.
Tüm bu inceleme ve değerlendirmelerin yapılmaması ise 6100 sayılı HMK’nın 7251 sayılı Kanunun 35. maddesi ile değişik 353/1-a-6. maddesi uyarınca “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması” halini oluşturur.
Bu durum karşısında mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözden kaçırılarak, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, kararın niteliğine göre davacı vekilinin sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/12/2019 gün ve …sayılı kararın KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 25/11/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 03/12/2021