Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/346 E. 2021/1461 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : İstirdat

Taraflar arasında görülen davada Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/11/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı ile davalı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, davalı ile aralarında … taşımacılığından kaynaklanan ticari bir ilişki bulunduğunu, … taşımacılığında taşıma ücretinin eşyanın cinsi ve sınıfı, ağırlığı, çıkış ve varış istasyonları arasındaki uzaklığa göre belirlendiğini, iş bu kurala uygun olarak davalı … Genel Müdürlüğü tarafından da taşıma ücret tarifelerinin, çıkış ve varış istasyonları arasındaki uzaklığa göre değişkenlik gösterdiğini ve ücret tarifesinin çıkış ve varış istasyonları arasındaki uzaklığa göre belirlenmesi sonucunda her istasyon için KM baremlerine göre farklı ücret tarifesi uygulanmakta olduğunu, müvekkili şirketi….., müvekkili şirkete çıkış – varış istasyonları arasındaki uzaklık, eşyanın cinsi ve ağırlığına göre belirlenen Blok Tren Taşımacılığı Tarifesinin uygulandığını, müvekkili şirketin, davalı … Genel Müdürlüğü ile Kredili / Avanslı Ödeme Sistemi uyarınca çalıştığını, avanslı ödeme sistemi gereği, müvekkilinin, davalı … Genel Müdürlüğü’ nün … Bankasında bulunan hesabına belli süreli taşımalar için elverişli bir miktar ücreti peşinen / ön ödemeli olarak yatırmakta ve taşıma gerçekleştiğinde davalı idare tarafından faturalandırılarak taşıma ücretinin işbu ön ödeme hesabından mahsup edilmekte olduğunu, avanstan arta kalan mevduatların ise irat kaydedilip, yıl sonunda şirkete geri ödendiğini, müvekkili şirketin, davalı … Genel Müdürlüğü’ nün hesabına 08.05.2013 tarihinde 78.638 Euro, 04.06.2013 tarihinde 78.638 Euro, 25.06.2013 tarihinde 78.638 Euro, 10.07.2013 tarihinde 54.222 Euro, 26.07.2013 tarihinde 41.502 Euro meblağı fatura kesildikçe mahsup edilmek üzere avans / ön ödemeli olarak yatırdığını, müvekkili şirketin 01.01.2013 ve 30.06.2013 arasında yapacağı konteyner Blok Tren taşımalarının, … çıkışlı ve …. varışlı yapılmasının planlandığı ve Kapıkule – … Tarifesi uyarınca yapılacak işlemlerin …i Başkanlığınca …. Tarifesini İçerir Uygulama Emri ile … işletmesinin ilgili birimlerine iletildiğini, 06.06.2013 tarihinde …. parkurunun kapatılması sebebiyle müvekkilinin taşımalarını … varışlı yapmak zorunda kaldığını, Kapıkule-… hattının kapatılmasıyla zorunlu olarak önce Kapıkule – … hattına daha sonra Kapıkule – Tekirdağ hattına yönlendirilen blok trenlerinde navlun’un, 20.06.2013 tarihinden itibaren … / Tekirdağ varışlı tren tarifesi uygulanarak faturalandırılması gerekirken; 20.06.2013 – 24.07.2013 tarihleri arasında ücreti çok daha yüksek olan … varışlı blok tren taşıma tarifesi üzerinden faturalandırıldığını ve şirketin ön ödemeli olarak yatırdığı meblağdan tahsilat yapıldığını, müvekkili şirketin Kapıkule – … arasında faaliyet göstermemiş olmasına karşın, anılan tarihlerde … varışlı tarife hukuka aykırı olarak sisteme tanımlanmayarak ve yapılan yazışmalara rağmen sorun düzeltilmeyerek ağır ihmali aşan kötü niyetle faturaların Kapıkule – … hattı kullanılmış gibi … tarifesi üzerinden düzenlendiğini, müvekkili şirketin Kapıkule – … ve Kapıkule – Tekirdağ arasında yaptığı taşımaların … varışlıymış gibi fiyatlandırılarak 53.942 Euro fazla tahsilat yapıldığını, davalı İdareden bu durumun düzeltilmesi talebinde bulunduklarını, davalı tarafça Kapıkule – Tekirdağ arasındaki taşımaya ilişkin fazla alınan 10.000 Euro’nun iade edilmesine rağmen diğer bakiye kısmın iade edilmeyeceği, işletmeye haber verilmeden taşımanın gerçekleştirildiği, 43.147 Euro ücretlendirmenin doğru olduğu belirtilerek taleplerinin reddedildiğini, 20.06.2013 tarihinden başlayarak 24.07.2013 tarihine kadar yapılan tüm faturalandırmalar ve faturalandırma sonucu müvekkili tarafından davalı hesabına yapılan ön ödemeden re’sen tahsil edilen navlun ücretlerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, 43.147,00 Euro’nun dava tarihindeki TL karşılığı olan 124.509-TL navlun ücretinin, davalıya iade istemiyle başvurulan 06.08.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili zamanaşımı itirazında bulunarak, … hattının 17.06.2013 – 03.09.2013 tarihleri arasında kesintisiz olarak trafiğe kapatılacağının bildirildiğini, davacının Kapıkule-Tekirdağ hattı için blok tren taşımacılığı talebinde bulunduğunu, kendilerine başvuru yapılan söz konusu Kapıkule-Tekirdağ hattında fazladan tahsil edilen 10.679,00 Euro’nun iade edildiğini, fakat Kapıkule-… hattı için başvuruda bulunulmadığını, bu nedenle Kapıkule-… hattı arasındaki taşımaların münferit taşımalar olduğunu ve blok tren taşıması olarak kabul edilemeyeceğini, taşımaların yapıldığı tarihlerde Kapıkule-… hattındaki taşıma ücretlerinin belirli dahi olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraflar arasında, … ve bu sözleşmenin ilgili diğer mevzuat ve yönetmelikleri kapsamında Türkiye ile Avrupa arasında karşılıklı olarak yapılacak konteyner blok treni taşımaları için uygulanacak ücretler ile … alacaklarının ödenmesi konulu (m.2) ve şahsa veya …’ye ait vagonlardan oluşacak konteyner blok trenler için … – Kapıkule (ve tersi) parkurundaki taşımalara; Çukurhisar’dan Avrupa’ya yapılacak blok tren taşımalarına ve münferit taşımalara dair taşıma ücretlerini içeren(m.2), 15 maddeden oluşan taşıma sözleşmesi akdedildiği, bu kapsamda davacı şirket ile davalı arasında … taşımacılığından kaynaklanan ticari bir ilişki bulunduğu, davanın devamı esnasında 6461 sayılı Türkiye … Ulaştırmasının Serbestleştirilmesi Hakkındaki Kanun 01.05.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği ve yasada gösterilen … … A.Ş.’nin 17.06.2016 tarih 9099 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayımlanarak tüzel kişilik kazandığı,6461 sayılı Kanun’un “Devir Hükümleri” başlıklı geçici 1. maddesi (a) bendinde, Şirkete devredilecek personel ile cer, yük ve yolcu taşıma hizmetlerinde kullanılan çeken ve çekilen araçlarla, bunlarla ilgili her türlü diğer araç, gereç ve cihazların belirlenmesi ve personelin kadro ve pozisyonlarıyla, “araç, gereç ve cihazların ise hak, alacak, borç ve yükümlülükleriyle birlikte” şirkete devredilmiş sayılacağı hüküm altına alındığı,, Geçici 1. maddenin (b) bendinde de, (a) bendi kapsamında devredilen personel ile araç, gereç ve cihazlarla ilgili …’ce taraf olunan işlem ve sözleşmelerde Şirketin taraf olacağı ve derdest dava ve takiplerde şirketin kendiliğinden taraf sıfatı kazanacağı, yine “bu hususlarla ilgili olarak” … tarafından yapılan iş ve işlemler sebebiyle açılacak davanın Şirkete yöneltileceği düzenlenmiş olmakla, … … A.Ş davaya dahil edilmek suretiyle yargılamaya devam olunduğu, somut olaya uygulanması gereken …’ın “Uluslarası … Eşya Taşıma Sözleşmesine İlişkin Tektip Kurallar” başlıklı B Ana Eki (CIM)’nin 48. Maddesine göre; taşıma sözleşmesinden doğan davaların 1 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiş olup, aynı maddenin 4.fıkrasında ise “zamanaşımına uğrayan dava bir karşı dava veya defi davası şeklinde olsa bile açılamaz” hükmünün yer aldığı, davacı vekilince, eldeki davadan önce aynı gerekçelere dayalı olarak Ankara 1. İdare Mahkemesinin 2014/1707 Esas Sayılı dosyasında, tam yargı davası açılmış olduğu, açılan davada yapılan yargılama neticesinde, uyuşmazlığın çözümünde Adli Yargının görevli olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiş olduğu, kararın istinaf/temyiz edilmeksizin 06.02.2015 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise TBK madde 158’de belirtilen 60 günlük ek süre geçtikten sonra 28.05.2015 tarihinde açıldığı, dava konusu uyuşmazlığa esas tahsilatın 2013 yılında yapılmış olduğu, zamanaşımı süresinin … eki CIM hükümleri uyarınca 1 yıl olduğu, davacının idari yargıda açmış olduğu davanın reddini müteakip TBK madde 58’de belirlenen ek süre içinde davasını açmadığı böylece eldeki davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı, davacı vekilince, davalı tarafından kendilerine bir kısım fazla tahsilatın iade edildiği, buna göre zamanaşımının kesilmiş sayılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; davalı tarafından yapılan ödeme işleminin, borcun ikrar edilmek suretiyle kısmen ifa niteliğinde bulunmadığı, aksi kabul edilse dahi zamanaşımının kesilmesi halinde işleyecek yeni zamanaşımı süresinin de 1 yıl olduğu ve eldeki davanın zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı neden ile reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, dava konusu uyuşmazlığın taşıyan ile taşıtan arasındaki sözleşmeye aykırı davranışlar ile tahsil edilecek ücretin belirlenmesi ve fazla tahsil edilen ücretin iadesiyle ilgili olup, eşya (yük) taşıması sırasında, eşyada oluşan zayi, hasar veya kayıplardan kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olmadığını, bu nedenle genel nitelikteki TBK 146. Maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiğini, TTK ve …/CİM’de yer alan özel nitelikli düzenlemelerin, yani eşya (yük) taşıması sırasında, eşyada oluşacak zayi, hasar veya kayıplardan doğan sorumlulukların ve bunlara ilişkin ihbar ve dava zamanaşımı sürelerinin somut olaya uygulanmayacağını, aksinin kabulünde uygulanacak zamanaşımı süresi 1 yıl yerine, … B Ana Eki CIM 48/1-c fıkrası uyarınca 2 yıl olacağını, 1 yıllık zamanaşımı süresi kabul edilecek olsa bile davanın süresinde açıldığını, davalı …’nin müvekkilinin Çerkezköyden başlayıp …’da sona eren Parkuru kullanmasının mümkün olmadığını bildiği halde, müvekkilinden … Parkuru’nu kullanmış gibi navlun ücreti tahsil ettiğini, ve bilerek müvekkilini zarara uğrattığını, fiili imkansızlık olduğu açıkça ortadayken … Parkuru’nu kullanmış gibi tarife uygulandığını gerçeğe aykırı olarak fatura düzenlenerek bu fatura üzerinden tahsilat yaptığını, bu durumun davalı …’nin kötüniyetli davrandığını açıkça gösterdiğini, yine davalı … İşletmesinin dava konusuyla ilgili olarak kendi daireleri arasında iç yazışmalar yaptığı, bu iç yazışmalarda da, (14.03.2014 tarihinde 1. Bölge Müdürlüğü tarafından, Yük Dairesi Başkanlığına yazılan cevabi yazıda) … tarifesinin uygulanması gerekirken müvekkilinden hatalı olarak 53.799-Euro fazla ücret tahsil edildiğinin farkına varıldığı ve fazla ücret tahsil edilmesinin hatalı olduğu ve müvekkilinee iade edilmesi gerektiğinin açıkça belirtildiğini,hal böyleyken, kendi hatalı ve kötüniyetli davranışına dayanarak hak iddiasında bulunmak gerek dürüstlük kuralına ve gerekse de hukuk devleti ilkesine açıkça aykırı bulunduğunu, ancak mahkemece …-CIM 48/1-c bendinde düzenlenen 2 yıllık zamanaşımı sürelerinin tamamen görmezden gelindiğini, zamanaşımı süreinin 1 yıl olarak kabul edilmesi halinde dahi davanın süresinde bulunduğunu zira …/CİM 48/3. Maddesinde, zamanaşımı süresinin hak sahibi tarafından yazılı hak iddiasının yapılmasından, taşımacının yazılı olarak hak iddiasını reddettiği ve belgeleri iade ettiği güne kadar olan süre için duracağının, , hak iddiasının kısmen kabulü durumunda, zaman aşımı başvurunun anlaşmazlık olan kısmı için tekrar işlemeye başlayacağını, hak iddiasının veya cevabın alındığının ve belgelerin iade edildiğinin ispatının ise bu olayı ileri süren tarafın yükümlülüğünde olacağının düzenlendiğini, somut olayda müvekkilinin 08/07/2013 tarihli yazısı ile yanlış faturalandırılmanın düzeltilmesini talep ettiğini, sonrasında 06/08/2013 tarihli yazıları ile de fazladan tahsil edilen tutarın iadesinin talep edildiğini, bu başvurularına davalının 31/03/2014 tarihli yazısı ile cevap verdiğini ancak anılan yazının müvekkiline 5 ay sonra ulşatığını, bu cevap üzerine davalı aleyhine Ankara İdare Mahkemesinde dava açıldığını, davalının 17.12.2014 tarihinde kısmi ödeme yaptığını, bunlara göre davanın 1 yıllık sürede açıldığını, davalı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin haksız olduğunu, davadaki taraf değişikliğinin mahkmece resen yapıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, dava reddedilmesine rağmen bakiye karar harcının müvekkilden tahsiline karar verilmesi yerinde olmadığı gibi, yabancı para cinsinden talep edilen alacak yönünden karar tarihindeki kur dikkate alınarak belirlenecek miktar üzerinde vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının belirtilen yönlerden düzeltilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE: 1- Dava, taraflar arasındaki taşıma sözleşmesi uyarınca davalı tarafça fazladan tahsil edildiği iddia olunan taşıma ücretlerinin istirdatı istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamında bulunan belgelerden; davacı ile … Genel Müdürlüğü arasında, … ve bu sözleşmenin ilgili diğer mevzuat ve yönetmelikleri kapsamında Türkiye ile Avrupa arasında karşılıklı olarak yapılacak konteyner blok treni taşımaları için uygulanacak ücretler ile … alacaklarının ödenmesi konulu , şahsa veya …’ye ait vagonlardan oluşacak konteyner blok trenler için …. (ve tersi) parkurundaki taşımalara; Çukurhisar’dan Avrupa’ya yapılacak blok tren taşımalarına ve münferit taşımalara dair taşıma ücretlerini içeren 15 maddeden oluşan taşıma sözleşmesi akdedildiği, sözleşme ile davacının ihracat ve ithalata yönelik gerçekleştirdiği … faaliyetinde davalıya ait demiryolunun kullanılması ve bunun karşılığında da sözleşmede belirlenen taşıma ücretlerinin ödenmesinin kararlaştırıldığı anlaşılmakta olup, davacı anılan sözleşme kapsamında 20/06/2013 ve 24/07/2013 tarihleri arasında gerçekleştirilen taşımalara ilişkin olarak davalı tarafça tahsil edilen taşıma ücretlerinin, taşıma yapılan güzergah itibariyle fazladan tahsil edildiği iddiasıyla işbu davayı açmıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, 01.05.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6461 sayılı Kanun’la, … tren işletmecisi olarak … … A.Ş.’nin kurulmasının öngörüldüğü, bu çerçevede anılan şirketin 14.06.2016 tarihinde kurulduğu, 6461 sayılı Kanun’un Geçici 1/2-b maddesinde, “(a) bendi kapsamında devredilen personel ile araç, gereç ve cihazlarla ilgili …’ce taraf olunan işlem ve sözleşmelerde … … A.Ş. taraf olur. Bu hususlara ilişkin olarak … leh ve aleyhine açılmış olan davalar ile başlatılmış olan takiplerde … … A.Ş. kendiliğinden taraf sıfatını kazanır. Söz konusu hususlarla ilgili olarak bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce … tarafından yapılmış iş ve işlemler sebebiyle açılacak davalar … … A.Ş.’ye yöneltilir.” düzenlemesine yer verildiği, iş bu davanın da … … AŞ’nin tüzel kişilik kazanmasından önce 28/05/2015 tarihinde, doğru hasım olan … Genel Müdürlüğüne karşı açıldığı, ancak 15/11/2019 karar tarihinden önce … … A.Ş.’nin davada kendiliğinden taraf sıfatını kazandığından ilk derece mahkemesince yargılamaya davalı sıfatıyla anılan şirket huzurunda devam edilip sonuçlandırmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Dava konusu taşımaların yapıldığı güzergah itibariyle somut olaya uygunlanması gereken Uluslararası … Taşımalarına İlişkin Sözleşme’nin (…) eki olan … ile Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesi ile İlgili Bileşik Hükümler’in (CİM) “Davanın zamanaşımı” başlıklı 54 maddesinin 1. paragrafında, taşıma sözleşmesinden doğan davanın bir yılda zamanaşımına uğrayacağı, aynı paragrafın c bendinde bir hilenin neden olduğu zarar için açılan davada zamanaşımının 2 yıl olduğu, aynı maddenin 2. paragrafının c bendinde taşıma ücretinin, ek masrafların, diğer masrafların veya fazla ücretin ödenmesi, iadesi, tarifenin yanlış uygulanması, hesap veya tahsil hataları durumunda düzeltmelerle ilgili davada, ödeme yapıldı ise, ödeme günü zaman aşımı süresinin işlemeye başlayacağı, yine 54. maddenin 3. paragrafında da 53. madde uyarınca demiryoluna gerekli doğrulayıcı belgelerle birlikte başvurunun gönderilmesi durumunda zamanaşımının demiryolunun yazılı olarak başvuruyu reddettiği ve belgeleri iade ettiği güne kadar olan süre için duracağı düzenlenmiş, bahsi geçen düzenlemelerle paralel hükümler içeren yine …’in eki olan Uluslararası … Eşya Taşıma Sözleşmesine İlişkin Tektip Kuralların (CIM-Sözleşmenin B Ana Eki) “Zaman aşımı” başlıklı 48. maddesinin 1.fıkrasında taşıma sözleşmesinden doğan davanın bir yılda zamanaşımına uğrayacağı, aynı maddenin c bendinde gerek böyle bir zararı teşvik etmek niyetiyle, gerekse sonucunu düşünmeden ve bu tür bir
zararın muhtemelen doğabileceği bilinci ile yapılan bir eylem veya ihmalden doğan zarar nedeniyle açılacak davada zamanşımı süresinin 2 yıl olduğu, aynı maddenin 2. fıkrasında zamanşımının tamamen kayıp için tazminatla ilgili davada: teslim süresinin bitimini takip eden otuzuncu gün;
kısmi kayıp hasar, hasar veya teslim süresinin aşılması ile ilgili davada: teslimin yapıldığı gün;
diğer tüm hallerde: hakkın kullanılabildiği gün başlayacağı, aynı maddenin 3. fıkrasında da zaman aşımının, 43. madde uyarınca yazılı hak iddiasından, taşımacının iddiasını reddettiği ve belgeleri iade ettiği güne kadar olan süre icin duracağı, hak iddiasının veya cevabın alındığının ve belgelerin iade edildiğinin ispatı bu olayı ileri süren
tarafın yükümlülüğünde olduğu düzenlenmiştir.
Bu açıklamalardan sonra somut olay değerlendirildiğinde, mahkemece davalı tarafın süresinde yapılan zamanaşımı itirazı üzerine davanın …’in eki olan Uluslararası … Eşya Taşıma Sözleşmesine İlişkin Tektip Kuralların 48/1 maddesi uyarınca davanın 1 yıllık zamanşımı süresinden sonra açıldığı gerekçesiyle yazılı şekilde reddine karar verilmişse de davacı taraf davalı tarafın zamanaşımı itirazına karşı davanın Uluslararası … Eşya Taşıma Sözleşmesine İlişkin Tektip Kuralların (CIM-Sözleşmenin B Ana Eki) 48/1-c maddesi gereğince 2 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu, ayrıca dava konusu edilen fazla tahsilatların iadesi ile ilgili 06/08/2013 tarihli başvurularına davalı tarafça 31/03/2014 tarihli yazı ile cevap verildiği, bu yazının da kendilerine 5 ay sonra ulaştığı ileri sürülmesine rağmen mahkemece bu hususlarda hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Gerçekten de dosya kapsamından davacının 06/08/2013 tarihli yazısı ile fazladan tahsil edilen tutarlarının iadesini talep ettiği, davalı tarafça bu yazıya 31/03/2014 tarihinde dava konusu edilen tutarın iade edilmeyeceği yönünde cevap verildiği anlaşılsa da davalının 31/03/2014 tarihli yazısının davacı tarafa ne zaman tebliğ edildiği anlaşılamamaktadır.
Diğer taraftan davaya konu edilen taşıma ücretlerine ilişkin faturalar dosya kapsamında yer almadığı gibi bu faturalar nedeniyle yapılan ödeme tarihleri de dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerden tespit edilememektedir.
Bu durumda ilk derece mahkemesince yapılması gereken, öncelikle dava konusu edilen taşıma ücretlerine ilişkin faturaların ve bu faturalar nedeniyle yapılan ödeme belgelerinin getirtilip, yukarıda bahsi geçen (…) eki olan … ile Uluslararası Eşya Taşıma Sözleşmesi ile İlgili Bileşik Hükümler’in (CİM) 54. Maddesi ve …. Sözleşmesine İlişkin Tektip Kuralların (CIM-Sözleşmenin B Ana Eki) 48. Maddesi uyarınca zamanaşımı süresinin başladığı tarihin belirlenmesi, bundan sonra davacının dava konu edilen fazla ödemelerin davalı taraftan talep edildiği 06/08/2013 tarihli yazısına davalı tarafça cevap olarak verilen 31/03/2014 tarihli yazının davacıya tebliğ edildiği tarihin tespit edilmesi, buna göre yine anılan yasal düzenlemeler uyarınca zamanaşımının durduğu sürenin belirlenmesi ve ayrıca davacı tarafın davanın Uluslararası … Eşya Taşıma Sözleşmesine İlişkin Tektip Kuralların (CIM-Sözleşmenin B Ana Eki) 48/1-c maddesi gereğince 2 yıllık zamaaşımı süresine tabi olduğu iddiasının da değerlendirilmesi suretiyle oluşacak sonuca göre davalı tarafın zamanaşımı itirazının değerlendirmekten ibaret olup, bahsi geçen hususlar açıklığa kavuşturulmadan yazılı şekilde davanın zamaaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
HMK’nın 341. vd. maddelerinde bir kanun yolu olarak düzenlenen istinafın amacı, ilk derece mahkemesince verilen kararın denetlenmesi ve kararın yerinde görülmemesi halinde yeniden yargılama yapılarak hüküm kurulmasıdır. Burada, temyizden farklı olarak ilk derece mahkemesi kararı yalnızca hukuka uygunluk yönünden değil maddi yönden de denetlenmektedir. İlk derece mahkemesi kararı yerinde değilse kural olarak istinaf mahkemesinin, ilk derece mahkemesinin kararını kaldırması ve ilk derece mahkemesi yerine gerekirse yeniden yargılama da yaparak karar vermesi gerekir. Ancak, HMK’nın 353/1-a. maddesinde düzenlenen yargılamaya ilişkin bazı temel usul hatalarının bulunması halinde ise istinaf incelemesi sonunda yeniden karar verilmesi söz konusu olmayıp, kararın kaldırılarak dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesi gerekmektedir. Bu kapsamda mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan veya değerlendirilmeden karar verilmiş olması hali de düzenlenmiştir. Gerçekten de ilk derece mahkemesince, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadan veya değerlendirilmeden karar verilmesi ve delillerin ilk defa istinaf aşamasında değerlendirilmesi halinde taraflar, maddi vakıa denetimi yönünden iki dereceli incelemeden mahrum kalacak ve adil yargılanma hakkının unsurlarından olan hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilecektir. Somut olaya bu açıdan bakıldığında, davalı tarafça ileri sürülen zamanaşımı itirazının hallinde etkili olabilecek ölçüde önemli deliler toplanmamış ve değerlendirilmemiştir. Bu itibarla, yapılan açıklamalar çerçevesinde mahkemece, inceleme ve değerlendirme yapılması gerektiğinden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.
2-Kaldırma kararının niteliğine göre davacı vekilinin diğer istinaf itirazları ile davalı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KABULÜ ile, Ankara 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/11/2019 tarih ve…. K. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Davacı vekilinin diğer istinaf itirazları ile davalı vekilinin istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Davacı ile davalı tarafından ayrı ayrı yatırılan 54,40’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harçlarının istek halinde taraflara iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 07/12/2021
….