Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/344 E. 2021/1600 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)

Taraflar arasında görülen davada Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/12/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, müvekkili Şirketin yetkili mercilerden aldığı izinle zihinsel yetersizliği, işitme yetersizliği, görme engeli, otistik yaygın gelişimsel bozukluğu, gelişim geriliği, çoklu engelli, üstün zekalı ve yetenekli kişilere yönelik devamlı bakımevi, tedavi ve sağlık merkezi olarak hizmet verdiğini, müvekkili Şirket ile … arasında iş akdi imzalandığını, imzalanan iş akdinin 30.11.2014 tarihinde davalı asilin haksız istifası ile son bulduğunu, yine müvekkili Şirket ile diğer davalı … … arasında yönetici müdür pozisyonu bulunması koşuluyla iş akdi imzalandığını, imzalanan iş akdinin 12/12/2014 tarihinde davalı asilin haksız istifası ile son bulduğunu, davalı … …’in iş sözleşmelerinin saklı tutulduğu klasörden kendisine ve …’e ait iş sözleşmelerinin sadece ilk sayfalarını şirkette bırakarak geriye kalan özel şartlar, rekabet yasağı sözleşmesi ve imzaların bulunduğu sayfaları yanında götürdüğünü, davalı asillerin bir araya gelerek davacı müvekkili şirketin iş alanı içerisinde aynı hizmet amacıyla yeni bir şirket kurduklarını, rekabet yasağı sözleşmelerini ellerinde bulunduran davalı asillerin bununla da kalmayarak müvekkilinden eğitim ve rehabilitasyon alan çocukların ailelerini arayarak kendi şirketlerine gelmeleri konusunda ısrarlı uğraşlar sergilediklerini, müşterilerini yavaş yavaş kaybetmeye başlayan müvekkilinin manevi zarara uğradığını ileri sürerek davacı müvekkilinin uğramış olduğu maddi zarara ilişkin ıslah hakları saklı kalmak üzere şimdilik 2.000,00 TL bilirkişi incelemesince tespit edilecek maddi zararın davalılardan tahsili ile müvekkiline verilmesine, davalıların yasal mevzuata aykırı davranışları sonucu davacı müvekkilinin uğradığı manevi zarar karşılığı 25.000,00 TL’nin tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili …’ın üç yıldır müdür sıfatıyla çalışmakta iken 12.12.2014 tarihli istifa dilekçesini Kuruma ibraz ettiğini, bu istifasının kabul edilerek ve …. Müdürlüğünden istifa olur yazısı aldığını, iş akdinin müvekkili tarafından haksız olarak sonlandırıldığı iddiasının maddi gerçeklerden uzak olduğunu, müvekkili …’ün de üç yıldır öğretmen sıfatıyla çalışmakta iken 30.11.2014 tarihli istifa dilekçesini Kuruma ibraz ettiğini, bu istifasının kabul edilerek ve …. 17.12.2014 tarihli istifa olur yazısı alındığını, iş akdinin müvekkili tarafından haksız olarak sonlandırıldığı iddiasının maddi gerçeklerden uzak olduğunu, müvekkilleri arasında kurumdan ayrılış iradeleri bakımından bir birlikteliğin söz konusu olmadığını, müvekkillerinin davacı ile iş akdi imzalarken rekabet yasağı ile ilili herhangi bir madde içeren sözleşme imzalamadıklarını, müvekkillerinin rekabet ihlali oluşturacak hiçbir eylemlerinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, haksız rekabetin özel hallerinden hiçbirisinin gerçekleşmediği, dürüstlük kuralına aykırılık neticesinde genel hüküm niteliğinde olan TTK m. 54 uyarınca da haksız rekabetin oluşmadığı, davalıların, davacı ile aynı işi yapan merkez açmış olması, davacının bazı öğrencileriyle ve velileriyle iletişime geçmeleri ve davacı şirketin bazı öğrencilerine kendi açtıkları kurum bünyesinde eğitim vermiş olmaları dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmeyeceğinden, bu eylemleri gerçekleştirmiş olmaları davalıların kötüniyetle dürüst ve bozulmamış rekabet ortamını bozmaya giriştiklerinden söz edilemeyeceği gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dosyada bulunan tüm delillerin ve beyanların, davalıların söylem ve eylemlerinin haksız rekabet olduğunu ortaya koyduğunu, eksik inceleme ile kanaat oluşturulan 17/07/2019 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı bulunduğunu, davalıların rekabet yasağına ilişkin bir düzenlemeye yer verildiğini inkar etiklerini, bunun açıkça kötüniyete ve yine rekabet yasağını ihlale işaret ettiğini, herkesle aynı tip sözleşmelerin imzalandığı ve sözleşmelerin içerisinde rekabet yasağına ilişkin hüküm bulunduğu hususu duruşmalar sırasında dinlenen tanıkların ifadeleri ile ispatlandığını, davalı asillerin haksız rekabet teşkil edecek söylem ve eylemlerde bulunduklarını, davalının müdürlük sıfatı ile müvekkili kurumun öğrencilerinin bilgilerine ulaşarak onları kendi açtığı kuruma yönlendirmesinin haksız rekabet olduğunu, davalılar “…… varlığı hususunda aldatıcı reklamlar ile kendileri lehine maddi menfaat elde ederken müvekkil şirket aleyhine hareket ettiklerini ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, haksız rekabetten kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalıların davacıyı kötülediği iddiasının ispatının olmadığı, davalıların davacı ile aynı işi yapan bir merkez açmış olmalarının bu yönde kısıtlayıcı bir hüküm olmaması nedeniyle hukuka aykırı bulunmadığı, davacının öğrencisi olan bir kısım öğrencinin daha sonra davalıların açtığı merkeze gitmelerinin bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere verilen eğitimin doğal bir sonucu olduğu, davalılara isnat edilen eylemlerin haksız rekabet yaratmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 16/12/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 31/12/2021