Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/335 E. 2021/1414 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2019
NUMARASI : …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali ve Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/12/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin 80 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiğini, 1989 senesinden beri faaliyetlerini ağırlık ve yoğun olarak … markası adı altında renkli kozmetik sektöründe devam ettirmekte olduğunu, m 1989 senesinden beri kesintisiz ve etkin olarak kullanılan … markasının tanınmış marka olarak tescil edildiğini, davalı gerçek kişinin ” … …” ibareli marka başvurusuna “…” ibareli seri ve tanınmış markalarına dayalı olarak yaptıkları itirazlarının nihai olarak … tarafından reddedildiğini, oysa dava konusu başvuru ile müvekkilinin itirazına mesnet markaları arasında SMK’nın 6/1 maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu, dava konusu başvurunun müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, müvekkilinin markasının tanınmış olup somut olay bakamından aynı Yasanın 6/4 ve 6/5 maddelerindeki koşulların da gerçekleştiğini ileri sürerek…. kararının iptalini ve dava konusu başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, taraf markaları arasında benzerlik bulunmadığını, Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, tarafların ürettiği malların farklı olduğunu, aynı sektöre ilişkin bulunmadığını, markalarda benzer olana “…” ibaresinin soluk mat renk anlamına geldiğini, yaygın kullanımı bulunan … ibaresinin sadece kozmetik ürünleri ile özdeşleşmediğini, müvekkilinin dava konusu marka adı altında … renklerde halı ve kilim ürettiğini, bu nedenle … ibaresini kullanmasının haklı bir sebebi bulunduğunu, markalar arasında benzerlik olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, taraf markaları arasında 35. Sınıfta er alan “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Büro hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık , muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil). Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri” açısından ayniyet bulunduğu ancak marka işaretleri arasında benzerlik bulunmadığından SMK’nın 6/1 maddesindeki iltibas koşullarının oluşmadığını, “soluk, mat renk” anlamına gelen … ibaresinin ayırt ediciliğinin düşük bulunduğunu, dava konusu markada yer alan “…” ibaresinin yeterli ayırt ediciliği sağladığı, taraf markaları benzemediğinden tanınmışlık iddialarının da yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun eksik inceleme dayalı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunmadığını, bilirkişi raporunda müvekkili adına tescilli … sayılı … ibareli tanınmış markasından bahsedilmediğini, dava konusu markanın , müvekkili adına tescilli seri markaları gibi “…” ibaresine “…” kelimesi eklenmek suretiyle oluşturulduğunu, dava konusu markada kullanılan renklerin de dava konusu markayı müvekkilinin markalarına yakınlaştırdığını, bu hususların bilirkişi raporunda değerlendirilmediğini, taraf markaları arasında SMK’nın 6/1 koşulları oluştuğu gibi markalarının farklı sınıf mal ve hizmetler yönünde de SMK’nın 6/4 ve 6/5 maddesi gereğince de korunması gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “… …” ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama tüketiciler üzerinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa yol açacak düzeyde benzerliğin olmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan ve “soluk, mat renk” anlamına gelen “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu ve başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesi koşullarının da somut olayda bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafından istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 04/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 17/11/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip