Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/326 E. 2021/1422 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2019
NUMARASI …

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Tescil

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/12/2019 tarih ve …. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından “…” ibaresi için… sayısı ile yapılan başvurunun, davalıların …. sayılı “…” ve… sayılı “…” ibareli markalarına dayalı itirazları sonucunda, diğer davalı … YİDK’nın 14/08/2018 tarih ve … sayılı kararı ile markaların bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde benzer oldukları gerekçesiyle reddine karar verildiğini, oysa dava konusu ibarenin Türkçe’de yer almayan orijinal bir kelime olduğunu, redde gerekçe markalardan “…” markasının “….t” anlamına, “….. anlamına geldiğini, müvekkilinin başvurusunun ise tanınmış “…” markasının baş harfi olan “s” harfi ile bir süt ürünü olan “…” ürünün son hecesinin kesme işareti kullanılarak birleştirilmesi neticesinde oluşturulduğunu, bu nedenle markaların anlamsal ve görsel olarak birbirlerinden farklılaştıklarını, ayrıca markalar arasında işitsel olarak da bir benzerlik bulunmadığını ileri sürerek, davalı … YİDK kararının iptalini ve müvekkilinin marka başvurusunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, müvekkili kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, müvekkiline ait tescilli marka ile davacıya ait marka başvurusunun kavramsal, görsel, işitsel ve bir bütün olarak birbiri ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, “S” harfinin Türkçe’de “…” değil “se” olarak okunduğunu, 5 harfli tescilli bir markanın ikinci harfini çıkartıp, yerine kesme işareti konularak yapılan başvuruların tescil edilmesi durumunda, marka tescilinin ve korumasının hiçbir anlamının kalmayacağını, dava konusu marka başvurusu ile müvekkiline ait markanın sınıflarının aynı olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Şirket vekili, müvekkilinin “…” markasının un sektörü açısından, gerek profesyonel müşteriler (gıda sanayisi, fırın ve pasta ustaları) gerekse ev hanımları tarafından aranan bir marka halini aldığını, bu durumun davacı tarafından da bilindiği için müvekkiline ait markanın tanınmışlığından yararlanmak isteyen davacının, sadece bir kelimesini değiştirerek, sonuçta ise anlamsız bir kelime olan “…. kelimesini marka olarak tescil ettirmek istediğini, bahse konu kelimenin tek başına bir anlam ifade etmediğini, okunmak istense de ağızdan ilk çıkacak kelimenin “…” olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamından, dava konusu … sayılı marka başvurusu ile redde gerekçe …. sayılı markaların kapsamlarındaki emtiaların aynı/aynı tür ya da benzer olmaları ve işaretler arasındaki görsel, kavramsal, işitsel benzerliklerin bütünsel intibada bıraktıkları benzer algı itibariyle, ilgili emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici nezdinde 6/1 maddesi uyarınca karıştırılma ihtimali doğurabilecek düzeyde benzerlik bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, dava konusu “…. ibaresinin Türkçe’de yer almayan, Türk Dil Kurumu sözlüğünde bulunmayan ve tüketicilerce de kullanılmayan ve bilinmeyen orijinal bir kelime olduğunu, bu yüzden de marka olarak tescilinin önünde hiçbir engelin bulunmadığını, redde dayanak markalar ile görsel, işitsel ve kavramsal olarak tamamen farklı olduğunu, müvekkilinin tanınmış “…” markasının baş harfi olan “….” ile bir süt ürünü olan “….” son hecesinin kesme işareti kullanılmak suretiyle birleştirildiği ve “….. olarak kullanıldığı izlenimini uyandırdığını ileri sürerek, yerel mahkemenin kararının istinaf incelemesi yapılarak kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali, tescil istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı ve dava konusu …. sayılı marka tescil başvurusunda yer alan (‘) kullanımının markasal algı yarattığının ve başvuruyu davalıların markalarından farklılaştırdığının söylenemeyeceği, dolayısıyla mahkemece başvurusu ile redde gerekçe …. sayılı markaların kapsamlarındaki emtiaların aynı/aynı tür ya da benzer olmaları ve işaretler arasındaki görsel, kavramsal, işitsel benzerliklerin bütünsel intibada bıraktıkları benzer algı itibariyle, ilgili emtiaların hitap ettiği ortalama tüketici nezdinde 6/1 maddesi uyarınca karıştırılma ihtimali doğurabilecek düzeyde benzerlik bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 11/11/2021

Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.