Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/322 E. 2021/1449 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/11/2019
NUMARASI …..

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali İle Terkin

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 14/11/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin maden suyu ve meşrubat ürünleriyle dünya genelinde tüketiciler nezdinde yüksek tanınmışlığa ulaştığını, iş bu davaya konu “…” ürününün piyasaya sürüldüğünden haberdar olduğunu, müvekkili adına tescilli olan “… isimli markaların 5 yıllık koruma süresinin halen devam ettiğini, davalının, müvekkili adına tescilli “…, …” ismi ile karıştırılma ihtimali yüksek “…” isimli markası için başvuru yaptığını, ilgili tescile müvekkili tarafından yapılan son itirazın, … ……. Sayılı Kararı ile reddedildiğini, oysa müvekkilinin “…, …” isimli markası ile isim ve esas unsurlarındaki benzerlik, mal ve hizmet benzerliği sebebiyle halk tarafından karıştırılma ihtimalinin mevcut olduğunu, dava konusu “…” isimli markanın tescil başvurusunun reddinin gerektiğini ileri sürerek … Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun …. sayılı itirazların reddine ilişkin kararının iptali ile haksız rekabetin men ve ref’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekili, “…” ibaresinin, tanınmış marka statüsünde olduğunu, “…” markasındaki “…” sözcüğünün, İngilizce bir sözcük olduğu; ,,,, anlamlarına geldiğini, “….” sözcüğünün, yine İngilizce bir sözcük olduğu ve “…” anlamına sahip olduğu, bu kelimelerin markaya bir ayırt edicilik katmadığı, bir şeyin nitelemesinde kullanılan “…” sözcüğünün bir başka marka içinde kullanılmasına engel olamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … vekili, müvekkili Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davaya konu marka başvurusu ile davacı itirazına mesnet markalar arasında, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md.6/1 anlamında halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimalini içeren bir benzerlik bulunmadığı, markalar arasında benzerlik bulunmadığı kanaatine varılması nedeniyle, 6769 Sayılı Kanun md.6/5’te yer verilen koşulların ortaya çıkma ihtimalinin de olmadığı, markalar arasında md.6/1 anlamında bir benzerlik ve yine md.6/5’te yer alan koşulların ortaya çıkma ihtimali bulunmadığı kanaatine varılması nedeniyle, haksız bir fiil, bu fiil nedeniyle ortaya çıkan zarar, dolayısıyla, haksız rekabetin bulunduğunun iddia edilebilmesi için gerekli olan şartların bulunmadığı, aynı nedenlerle, davaya konu olay özelinde, marka hakkına tecavüzün vaki olmadığı, … sayılı kararının iptali koşulunun oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, müvekkilinin “…, …” esas unsuru adına tescilli bulunan piyasada bilinirliği yüksek, ülke genelinde satışı mevcut, sektörün önde gelen markalarından biri olduğunu, müvekkilinin markasının esas unsurunu oluşturan “…” kelimesinin başka bir markada kullanımının, ortalama bir tüketicinin alışveriş hızı, dikkat ve özeni göz önünde bulundurulduğunda tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verebilecek, markaların seri, bağlantılı yahut markalar ve işletmeler arası iktisadi veya yönetsel bir bağlantı olduğu algısı yaratabileceğini, usul ve yasaya aykırı olarak tesis edilen yerel mahkeme hükmünün kabulünün mümkün bulunmadığını ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ile terkin istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davalının başvurusuna konu olan “…” ibaresi ile davacının itirazına mesnet olarak gösterdiği “…, …” ibarelerini de içeren markaları arasında, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6/1. maddesi anlamında halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimalini içeren bir benzerlik bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 11/11/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/11/2021