Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/298 E. 2021/1356 K. 27.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ


T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2019
NUMARASI :…

DAVANIN KONUSU : … Kararının İptali

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 05/12/2019 tarih ve…. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalılar tarafından istenmiş ve istinaf dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin “… …” ibaresini 41. sınıfta yer alan eğitim-öğretim hizmetlerinde tescili için yaptığı marka başvurusunun, davalı … itirazı üzerine dava konusu ibare üzerinde uyuşmazlık konusu sınıfta davalı … 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesine dayalı öncelik hakkı bulunduğu gerekçesiyle … tarafından reddine karar verildiğini, oysa davalı …, başvrunun ilanı üzerine herhangi bir itirazı bulunmadığından … tarafından verilen red kararına karşı yeniden inceleme talebinde bulunamayacağını 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesindeki koşulların oluşmadığını, davalı … bünyesinde yer alan şirketlerin inşaat sektöründe faaliyet gösterdiklerini, müvekkilinin kötüniyetli olmadığını ileri sürerek…. sayılı … kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, Kurum kararının usul ve yasaya uygun bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, müvekkili …, … … ve grup şirketlerinin eğitim, sosyal ve kültürel faaliyetlere katkısını daha ileri götürmek üzere 1999 tarihinde kurulup Türkiye’deki pek çok eğitim, kültür ve sanat projesinin destekçisi olduğunu, … ağırlıklı olarak faaliyetlerini, eğitim alanında öğrenci bursları ve okul inşaatı, kültür alanında ise yaşatmakta olduğu … ….. oluşturduğunu, müvekkili … bir parçası olduğu … … A.Ş.’nin 1971 yılında kurulduğunu, bu şirketin ve günümüzde bu şirkete bağlı “…” unvanlı diğer şirketlerin uzun yıllardır faaliyet gösterdiğini ve ticaret unvanının çekirdek unsuru olan “…” ibaresinin ortaklarının yaşam felsefelerini ortaya koyacak bir biçimde “…” ve “…” sözcüklerinden türetildiğini, grup şirketlerin “…” adı altında her geçen yıl büyüyerek inşaat dışındaki sektörlerde de gelişim gösterdiğini, “…” markasının müvekkili ve … … içerisindeki çok sayıda şirket tarafından 1950’li yıllardan bu yana yoğun şekilde kullanıldığını, markanın ihtiva ettiği ibarenin uzun süre ve yoğun kullanım neticesinde ayırt edici nitelik kazandığını, halk nezdinde doğrudan … … ile ilişkilendirildiğini, dava konusu marka başvurusuna müvekkilinin davalı Kurum nezdinde itirazda bulunduğunu, itirazları neticesinde …. tarafından müvekkilinin “…” ibaresini “eğitim ve öğretim hizmetleri” ile bağlantılı hizmetlerde 2010 yılından bu yana kesintisiz olarak kullandığının tespit edildiğini, davacı …’un sahibi olduğu … …. …” isimli bir okul açarak sürdürdüğü faaliyetlerine müvekkili ve dava dışı …. tarafından “marka tecavüzü” davası açıldığını ve İzmir FSHHM’nin….. sayılı dosyasında davanın görüldüğünü, ayrıca davacı hakkında müvekkilinin ceza şikâyetinde de bulunduğunu, yapılan soruşturma sonucunda savcılığın düzenlediği iddianamede …’un fiillerinin marka tecavüzü suçunu oluşturduğuna kanaat getirildiğini ve İzmir Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nde ….. sayılı ceza davasının açıldığını, dava konusu başvuruyu gerçekleştirmiş olan …’nün daha öncek… sayılı “… eğitim … sayılı “izmir … …” marka başvurularına karşı da müvekkili tarafından itirazda bulunulduğunu ve neticesinde başvurularının reddedildiğini, müvekkilinin “…” markasının gerçek hak sahibi olduğunu ve markasını 41. sınıftaki hizmetler üzerinde de kullandığından marka başvurusunun reddi yönünde alınan … kararının isabetli olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, davalı … itirazları kapsamında önceye dayalı kullanımlarının 41. sınıftaki “Orkestra hizmetleri, konser düzenleme hizmetleri” ile sınırlı olarak ispat edilebildiği, bu hizmetler ile davacı başvurusunun reddedildiği 41. sınıftaki “Eğitim ve öğretim hizmetleri.”nin aynı/aynı tür olmadığı, davalı … uyuşmazlık konusu 41. sınıftaki …. bakımından, … ibaresi üzerinde üstün ve öncelikli bir hakkının bulunduğunun ispat edilemediği ve davacı başvurusunun tescilinin 556 sayılı KHK’nın 8/3 maddesi kapsamında engellenemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili, taraf markaları arasında iltibas tehlikesi bulunduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı vekili, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bir kısım delillerinin incelenmediği gerekçesiyle itiraz edilmesine rağmen mahkemece ek rapor veya yeni bir bilirkişi raporunun alınmamasının hatalı olduğunu, müvekkilinin gerçek hak sahipliğine ilişkin incelemenin eksik ve hatalı bulunduğunu, işlem dosyasına 15/05/2018 tarihinde sunulan delillerin dikkate alınmadığını, bu delillerin müvekkilinin uyuşmazlık konusu eğitim öğretim hizmetlerinde dava konusu ibareyi kullandığını gösterdiğini, eğitimin müvekkili … başlıca faaliyet alanı olduğunu, müvekkilinin daha iyi şartlarda eğitim görmeleri için lise ve üniversite öğrencilerine karşılıksız burs vermesinin, otizmli çocukların ihtiyaçlarına yönelik olarak … …’ni açmasının, ülkenin çeşitli yerlerinde okullar yaptırmasının, çeşitli eğitim öğretim programlarına destek vermesinin eğitim öğretim faaliyetine girdiğinin kuşkusuz olduğunu, müvekkilin öncelik hakkı bulunduğunu, davacı aleyhine İzmir 1 FSHHM’de açılan davada alınan bilirkişi raporundan da aynı hususların tespit edildiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, marka başvurusunun reddine dair … kararının iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, somut olaya uygulanması gereken 556 sayılı KHK’nın maddesi uyarınca, tescilsiz bir markaya dayalı olarak hak elde edilebilmesi için tescilsiz markanın, öncelikle markasal biçimde kullanılması ve bu kullanımın Yargıtay 11. HD’nin 13.05.2019 tarih,….. sayılı ilamında açıklandığı üzere, yerelden daha geniş coğrafyada ve ciddi surette yapılması, ayrıca markaya konu işarete belirli ölçüde ayırt edicilik kazandıracak nitelikte bulunması gerektiği, somut olay bakımından davalı … dava konusu ibareyi uyuşmazlık konusu olan hizmetlerde bu kapsamda kullandığını ispatlayamadığı, zira öğrencilere burs verilmesi, okul inşaatlarının yaptırılması faaliyetlerinin eğitim-öğretim hizmeti sayılamayacağı, yine … …’nin de bina inşaatının davalı …. tarafından yaptırıldığı ancak anılan merkezdeki eğitim faaliyetinin bizzat davalı tarafça verilmediğinin dosya kapsamına sunulan bilgi ve belgelerden anlaşıldığı, bu itibarla mahkemece yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davalılar … vekili ile … vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalılar … ile …’ndan alınması gereken 59,30’ar TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davalı taraflarca istinaf başvurusunda ayrı ayrı yatırılan 54,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davalılardan ayrı ayrı tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davalılar … ile … tarafından yapılan yargılama giderlerinin uhdelerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 27/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 16/11/2021

Başkan

Üye

Üye

Katip