Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/286 E. 2021/1218 K. 07.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2019
NUMARASI ….

DAVANIN KONUSU : Faydalı Model Tescilinden Doğan Haklara Tecavüz
Nedeniyle Maddi ve Manevi Tazminat
….
DAVANIN KONUSU : Faydalı Model Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 04/12/2019 tarih ve….. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi asıl davada davalı birleşen davada davacı … tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkilinin …. sayılı faydalı modele ilişkin tespit anında üretim olmadığı için ihlalin tespit edilemediğini ancak ihlal teşkil edecek şekilde üretim yapmaya yeterli tüm parçaların mevcut olduğunu, davalı eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilini maddi manevi zarara uğrattığını ileri sürerek müvekkilinin faydalı modelden doğan haklarının edildiğinin tespiti, meni ve refi ile tüm maddi zararlar için 2.000,00.-TL maddi tazminat ile 20.000,00.-TL manevi tazminatın davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiş, 12.06.2019 tarihli ıslah dilekçesiyle 2.000,00.-TL olan talebini 10.585,00.-TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini istemiş, birleşen davada da davacı vekili olarak, davalı adına tescilli bulunan… başvuru ve tescil numaları faydalı modelin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen dava davalısı asıl dava davacısı vekili birleşen davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, birleşen Ankara 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin…. Esas sayılı hükümsüzlük davası yönünden, davanın kısmen kabulüne, ……. sayılı Faydalı Model belgesinin 1 nolu ana istemin ve buna bağlı 2, 3, 4 ve 5 nolu istemlerin koruma kapsamına girmediğinin tespitine, davalının işyerinde olduğu tespit edilen …” başlıklı faydalı model belgesini ihlal eden taklit edilen ürünlere el konulmasına ve imhasına, üretilmesine ve piyasaya arz edilmesinin önlenmesine, kararın kesinleşmesini müteakip, mahkeme karar özetinin ülke çapında yayın yapan üç gazeteden birinde ilanına, 10.585,88.-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 5.000,00.-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl davada davalı birleşen davada davacı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ana isteme bağlı 2 ve 5 no’lu bağlı isteme ilişkin yapılan değerlendirmenin eksik ve hatalı olduğunu, yenilik incelemesinin usulüne uygun şekilde itirazları karşılar nitelikte eksiksiz, tam, anlaşılır, incelenebilir ve denetlenebilir şekilde yapılması gerektiğini, eksik ve hatalı bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu, 5 nolu istemin hükümsüzlüğü gerekirken, mahkeme tarafından 5 nolu istemin yeni olduğu ve koruma altında olduğunun kabul edilmesi hukuka ve kanuna açıkça aykırılık arz ettiğini, ana istem olmadan bağlı istemlerin tek başına değer kazanıp kazanamayacağının değerlendirilmediğini, teknik zorunluluk arz eden 5 nolu isteme ilişkin olarak tecavüzün söz konusu olmayacağı ortadayken tecavüz olduğu belirtilerek tazminata karar verilmesinin hukuka ve kanuna aykırı bulunduğunu, tecavüze ilişkin yapılan hesaplamanın hatalı yapıldığını, bilirkişi, yargılamaya konu faydalı model belgesinin ana istemine ve buna bağlı istemlerden 5 nolu istem dışında yer alan bağlı istemlere tecavüz olmadığı tespit edilmişken ve faydalı model belgesinin kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmişken, faydalı model belgesinin ihlali olduğu belirtilerek ürünlere el konulmasına, imhasına, üretilmesine ve piyasaya arz edilmesinin önlenmesine karar verilmesi hukuka ve kanuna açıkça aykırılık arz ettiğini, mahkemenin gerekçeli kararında birleşen dava ve esas dava yönünden belirlemiş olduğu kabul ve ret oranları hakkaniyete uygun bulunmadığını ileri sürerek birleşen dava yönünden ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın kaldırılarak, 2, 3, 4 ve 5 nolu istemler yönünden de yenilik vasfına haiz olmadıkları, teknik zorunluluk arz ettikleri, sanayiye uygunluklarının olmaması göz önüne alınarak hükümsüzlüklerine, esas dava yönünden ise ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın kaldırılarak faydalı model belgesine buluşa tecavüz bulunmadığından açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : 1-Asıl dava faydalı model tescilinden doğan haklara tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat, birleşen dava faydalı model hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 141/3. maddesinde, bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı düzenlenmiş olup, HMK’nın 297. maddesinin de bu amacı gerçekleştirmeye yönelik bulunduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 297. maddesi hükmüne göre, mahkeme kararları, asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini, incelenen maddi ve hukuki olayın özünü, mahkemeyi sonuca götüren gerekçelerin neler olduğu hususlarını ihtiva etmelidir. Yine Anayasa’nın 141. maddesinin 3. fıkrası hükmü de mahkeme kararlarının gerekçeli olması gerektiğini düzenlemektedir. Dolayısıyla gerekçe, bir hükmün olmazsa olmaz unsurudur. Taraflar, ancak kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde hükmün hangi maddi ve hukuki nedene dayandırıldığını anlayabilirler. Ayrıca, karar aleyhine yasa yollarına başvurulduğunda da HMK’nın 341 vd. maddeleri uyarınca istinaf incelemesi sırasında gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı denetlenebilir. Diğer bir anlatımla, istinaf incelemesi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
Yargıtay HGK’nın…. sayılı kararında da “… mahkeme kararlarının gerekçeli olması Anayasal bir zorunluluktur. Mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayanıldığını ortaya koyar. Kısaca maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün bulunması zorunludur” denilmiştir. Öte yandan mahkeme kararının, HMK’nın emredici hükümlerine aykırı olması resen gözetilmesi gereken hususlardandır.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde somut olaya dönüldüğünde, asıl dava faydalı model tescilinden doğan haklara tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat, birleşen dava faydalı model hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yazılan gerekçeli karar, 05/09/2017 tarihli bilirkişi raporu aynen alınmak, yani birebir kopyalamak suretiyle oluşturulduğu gibi bilirkişi raporu dışında bir başka değerlendirmeye de yer verilmemiştir. Yani mahkeme kararının gerekçesinde sadece kopyalanan bilirkişi raporu bulunmaktadır. Diğer taraftan mahkemece alınan 12/01/2018 tarihli ek bilirkişi raporu ile tazminat hesabına yönelik 10/07/2018 tarihli ek bilirkişi raporu hükümde gösterilmediği gibi, tazminat hükmü kurulduğu halde tartışma konusu da yapılmamış, tazminat hesabına yönelik herhangi bir gerekçeye de yer verilmemiştir.
Her ne kadar bölge adliye mahkemeleri, hukuki denetimin yanında aynı zamanda maddi vakıa incelemesi de yaparak, tahkikat sonucuna göre yeniden esas hakkında hüküm kurabilir ya da yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde, veyahut kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verebilirse de somut olayda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olup olmadığının denetlenmesi mümkün olmadığından, ortada hukuki ve maddi vakıa denetimine elverişli bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenle Dairemizce asıl davada davalı – birleşen davada davacı … vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile HMK.’nın 353/1-a-6. maddesi uyarınca, davanın yeniden görülüp yeni bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesine ait kararın esası incelenmeden kaldırılmasına ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
2- İstinaf kararının neden ve şekline göre, asıl davada davalı – birleşen davada davacı … vekilinin diğer istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince asıl davada davalı – birleşen davada davacı … vekilinin istinaf itirazlarının KABULÜ ile, Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/12/2019 tarih ve…. sayılı kararının KALDIRILMASINA;
2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE,
3-Asıl davada davalı – birleşen davada davacı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
4-Asıl davada davalı – birleşen davada davacı tarafından yatırılan 54,40 TL maktu ve 211,76 TL nispi istinaf karar harcının istek halinde anılan tarafa iadesine,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine,
7-Kararın tebliği ve harç işlemlerinin yerel mahkeme tarafından yaptırılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 07/10/2021 tarihinde HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 20/10/2021
…..