Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi 2020/273 E. 2021/1283 K. 14.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
….
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
20.HUKUK DAİRESİ

….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
…..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK
MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/10/2019
NUMARASI :…..

DAVANIN KONUSU : YİDK Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü

Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 16/10/2019 tarih ve ……sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, müvekkili şirket adına tescilli “…” ve “…” asıl unsurlu tanınmış markaların bulunduğunu, davalı gerçek kişinin “… ” ibareli marka başvurusuna müvekkilince yapılan itirazın, davalı Kurum tarafından nihai olarak reddedildiğini, alınan kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı markasının müvekkillerinin “…” ve “…” ibareli seri markalarının yeni bir versiyonu ve/veya “…” ve “…” markaları ile aynı işletmesel bağlantı bulunduğu izlenimi yarattığını, başvuru sahibinin müvekkillerine ait “…” ve “…” markalarının tanınmışlığından faydalanarak haksız yarar elde etmek istediğini, başvurunun kötü niyetli olduğunu ileri sürerek, …… sayılı sayılı kararının iptaline, dava konusu markanın tescil edilmesi halinde hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili, dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet markaları arasında iltibasa yol açacak düzeyde benzerlik bulunmadığını Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, dava konusu marka başvurusu ile davacının … ibareli markaları arasında, … ibaresinin zayıf marka olması sebebiyle 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi kapsamında benzerlik ve iltibas tehlikesi bulunmadığı, davacının itirazına mesnet markalarının tanınmışlığının , 6769 sayılı SMK’nın 6(5) maddesindeki koşulların ve kötü niyet iddiasının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili, müvekkiline ait “…” ve “…” kök ibareli markaların seri marka niteliğini taşıdığını, dava konusu markadaki “…” sözcüğünün asli unsuru oluşturduğunu, “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf bulunmadığını, tarafların markaları arasında SMK 6/1. maddesi anlamında benzerlik bulunduğunu, dava konusu markanın müvekkilinin seri markası olarak algılanacağını, müvekkilinin yoğun reklam, tanıtım ve kullanımla “…” ibaresini tanınır ve ayırt edici hale getirdiğini ileri sürerek ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.

GEREKÇE : Dava, YİDK kararının iptali ve marka hükümsüzlüğü istemlerine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, “…. ibareli dava konusu başvuru ile davacının itirazına mesnet “…” asıl unsurlu markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında ortalama tüketiciler üzerinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimali dahil iltibasa yol açacak düzeyde benzerliğin olmadığı, zira taraf markalarında ortak olarak yer alan “…” ibaresinin ayırt ediciliğinin zayıf olduğu ve başvuruya yeterli ayırt ediciliğin sağlandığı, marka işaretleri arasında benzerlik olmadığından aynı Kanun’un 6/5 maddesi koşullarının da somut olayda bulunmadığı, anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda belirtildiği üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından, davacı tarafça istinaf başvurusunda yatırılan 44,40 TL istinaf karar ve ilam harcının mahsubu ile bakiye 14,90 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile 14/10/2021 tarihinde HMK 361. maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.

GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/10/2021
…..